Kapadokya’nın bilinen en eski yerleşimi Aşıklı Höyük’te, bir evin tabanının altında, hasıra sarılı olarak gömülmüş bir çocuk mezarında çiçekler bulundu. En eski hasır örneklerinden birine rastlanan mezarda, bitkilerin sapları kopartılmış ve sadece çiçek kısımları mezara yerleştirilmiş.
Aşıklı Höyük’ün en erken tabakalarına ait oval planlı ve toprağa yarı-gömük bir evin altında bulunan mezar bir çocuğa ait. Ev yaklaşık 10.100 yıl öncesine tarihleniyor.
Çocuk mezarı, Aşıklı Höyük’te daha önce de görülen bir ölü gömme geleneğinin yeni bir örneğini ortaya koyuyor. Bu geleneğe göre ölüler evlerin tabanına açılan çukurların içine, cenin pozisyonunda gömülüyor. Bu çukur mezar doldurulduktan sonra, yapının taban sıvası yenileniyor, ve insanlar aynı mekanda yaşamaya devam ediyor.
İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran, 38. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu’nda yaptığı sunumda, mezarda arkeobotanik çalışmalar yapıldığını belirtti. Araştırmalarda hasıra sarılarak gömülen çocuğun üzerinde çiçekler bulunduğunu belirten Özbaşaran, bu çiçeklerin özellikle mezara konduğunu tespit ettiklerini söyledi. Özbaşaran çiçeklerin saplarının koparıldığını ve sadece çiçek kısımlarının mezara konduğunu da sözlerine ekledi.
Kazılarda aynı zamanda Nikole Reifarth tarafından incelenen başka çiçek örgüler de bulundu. Çiçeklerin demet haline getirildiği ve burgu yapıldığı belirtildi..
10.000 Yıllık Hasır
Geçtiğimiz sene bulunan bu hasır, bilinen en eski hasır örnekleri arasında yer alıyor. Ortaya çıkarılan hasırın olağanüstü şekilde korunmuş olması, hasırın malzemesi ve yapım tekniği üzerine de bilgiler elde edilmesini sağladı. Hasırın bölgedeki sulak alanlarda yetişen Phragmites australis türü kamışlardan yapıldığı keşfedildi. Bu kamışlar kesilerek şeritler halinde hazırlandıktan sonra, birbirleriyle 90 derece açı yapacak şekilde alttan ve üstten geçirilerek örülüyordu. Bu yöntem günümüz geleneksel köy evlerinde tavan hasırı örmede kullanılan yönteme de çok benziyor.
Aşıklı Höyük
Aksaray’ın Gülağaç ilçesine bağlı Kızılkaya köyü yakınlarında bulunan Aşıklı Höyük’te ilk yerleşimin izleri günümüzden 10.500 yıl öncesine işaret ediyor. Kapadokya’nın en eski köyü olarak tanımlanabilecek Aşıklı Höyük’e kalıcı olarak yerleşen ilk insanlar, burada yaklaşık 1000 yıl boyunca kesintisiz bir yaşam sürmüşlerdir. Bu kesintisiz yaşamın bir sonucu olarak, göçer hayattan yerleşik hayata geçen insanların mimari, hayvancılık ve tarım gibi faaliyetlerin hepsinin zaman içerisindeki değişimleri incelenebilmektedir.
Aşıklı Höyük’te önceleri kullanılan, kısmen toprağa gömülü yuvarlak yapıların yerini zamanla toprak yüzeyinden başlayan dörtgen planlar yapılar alır. Hayvancılığın ilk aşamalarında ise hayvanlar kısmen kontrol edilmeye başlar. Daha sonrasında hayvanlar ehlilleştirilmeye başlanır ve hayvancılık büyük önem kazanır.
Yerleşmenin ilk zamanlarında tarım denemeleri görülürken, ilerleyen zamanlarda geniş alanlara yayılarak bölge halkının geçiminin büyük bir bölümünü sağlar. Orta Anadolu’nun en eski bakır teknolojisi de Aşıklı Höyük’te görülür.
Günümüzde Aksaray Müzesi’nde sergilenen delikli bir kafatası ise, dünyada bilinen en eski beyin ameliyatı izlerini taşır. Aşıklı Höyük ekibinin deneysel arkeoloji çalışmalarıyla, kazıdan edinilen bilgiler doğrultusunda yapılar tekrar canlandırılmış ve turizme kazandırılmıştır.
You must be logged in to post a comment Login