Eski insanlar Afrika’dan ayrıldıktan sonra bile muhtemelen modern insanlardan ziyade büyük maymunlarınkine benzeyen beyinleri vardı.
Mağara tortularından elde edilen Nükleer DNA, yaklaşık 100.000 yıl önceki Neandertallerin göç hareketlerine ışık tutuyor.
Yeni bir çalışma, Homo erectus'un en eski örneklerinden birinin yaşını ve kökenini doğruladı: 2 milyon yıl.
Araştırma, uzun zamandır kabul gören ve kültürün yalnızca insanlara özel olduğunu söyleyen düşüncelerin artık rafa kaldırıldığını belirtiyor.
Yapılan çalışma, Gran Dolina'da bulunan ve Homo antecessor türüne ait en sembolik fosillerden ikisinin ilk cinsiyet tahminini ortaya koydu.
Polonya’da bulunan yaklaşık 46.000 yıllık dişlerdeki kürdan izleri, Neandertaller arasında ağız hijyeninin yaygın olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar mini beyinleri ilk kez yetiştirmiyor. Ancak ilk kez birileri insan organı ile antik kuzeninin hibrit organını yetiştirdi.
Bilim insanları, bu tür başparmakların Homo cinsinde mi, yoksa daha önceki bazı türlerde mi ortaya çıktığını aydınlatmaya çalışıyor.
Araştırmalara göre, hobbitler olarak da bilinen Homo floresiensis türü, aslında şimdiye kadar bulunamayan güney Denisovalıları olabilir.
Beyinlerimizin büyümesini açıklayan yeni hipoteze göre, büyük hayvanlar ortadan kayboldukça insan beyni büyümek zorunda kaldı.
Neandertallerin yok oluşunu, daha zeki olan Homo sapiensin ortaya çıkışına bağlayan rekabet hipotezi artık eskisi kadar kabul görmüyor.
İşte Buzul Çağı Neandertallerini yalnızca mızrak kullanıp mamut avlayan insanlar olarak betimleyen popüler klişeleri yıkacak bir sahne.
130.000 yıl kadar önce bir obruğa düşüp açlıktan ölen Altamura Neandertali’nin dişleri büyük ihtimalle ‘üçüncü bir el’ görevi görüyordu.
Sembolik düşünme ve sanat üretim yeteneği, önceden sanıldığı gibi Homo sapiens'e özel olmayabilir.
Küçük Ayak olarak bilinen fosilin dişlerinde, çocukluk dönemi sırasında ya aç ya da ciddi anlamda hasta olduğunu gösteren belirgin izler var.
Kapuçin maymunlarının kazma, tohum kırma ve taş üstüne taş vurma gibi aktiviteleri, taşlarda kendine has kullanım-aşınma izleri bırakıyor.
On binlerce eski iskelet üzerinde yapılan analizler, insan ve hastalık arasındaki evrimsel savaş hakkında önemli bilgiler veriyor.
Tarih öncesi çağlardan beri insanların yiyeceklerini paylaşması, sosyal yönlerini gösterebilme yollarından yalnızca birisi.
Kültürler arası analiz, sıcaklık, avcılık ve cinsiyet dahil olmak üzere insan-köpek ilişkisinin kurulmasında birkaç faktörün rol oynadığını buldu.
Yapılan çalışma, modern avcı-toplayıcı kabilelerde cinsiyet eşitliği olduğunu ve eşitsizliğin tarımla birlikte geldiğini öne sürüyor.