Antik DNA örneklerinin incelenmesinde görülen o ki, step göçleri İber nüfusu ve kültürünü şekillendirmede Avrupa'nın geri kalanına göre küçük bir rol oynadı.
2017 yılında dünya çapında yapılan ve hem bilimsel ve hem de tarihsel olarak büyük öneme ve etkiye sahip arkeolojik keşifleri seçtik.
Ege'de tarımın başlangıcı göçlerle değil, kültürel etkileşim yoluyla yerel avcı toplayıcıların çiftçiliği benimsemesi ile başlamış olabilir.
Modern insanlar Afrika’dan ayrıldığında genetik çeşitliğinde azalma yaşandı, fakat Neandertaller ile çiftleşmek kaybolan DNA’nın bir kısmını geri kazandırdı
Yeni araştırmalar, 1722 yılında Avrupalılar gelmeden önce Paskalya Adası yerlilerinin Güney Amerikalılar ile karıştığı ihtimalini ortadan kaldırıyor.
Çin'de bulunan ve önceden Neandertal ile Modern insanın çocuğu olduğu düşünülen 40.000 yıllık iskelete yapılan analiz, %4-5 Neandertal genini ortaya çıkardı.
Yeni bir araştırma, modern insan evriminin sanılandan yaklaşık 170.000 yıl önce gerçekleştiğiine dair yeni kanıtlar sunuyor.
Araştırmacılar Afrika’nın farklı bölgelerinden 15 bireyin antik genomlarının dizilenmesi ile kıtadaki insan prehistoryasını yeniden oluşturdu.
Yaklaşık 8.000 yıldır gerçekleşen büyük kültürel değişimler, Güney Kafkasya'nın gen havuzunda önemli bir değişikliğe neden olmamış.
Ortaçağ katipleri dönemin edebiyatını ve evraklarını parşömenlere yazıyordu. Bu parşömenlerde Ortaçağ hayatıyla ilgili bilgi sağlayabilecek DNA’lar bulundu.
Bir tarih öncesi DNA çalışması, insanların ilk defa Amerika’ya nasıl ulaştığına dair kabul görmüş fikirleri sarsıyor.
Ürdün’de, ahşaptan çatıları olan, duvarları ve tabanı beyaz kireçle sıvanmış evlerden oluşan Ain Ghazal adında 10.000 yıllık bir köyün kalıntıları yatıyor.
Mikenlerin ve Minosluların genetik yapılarında, Batı Anadolu ve Ege'deki Neolitik çiftçiler ile Kafkasya ve İran toplumlarını içeren büyük bir benzerlik var
Gizemli Kenan halkı soylarının günümüz Lübnan’ında devam ettiği ortaya çıktı. Günümüz Lübnan halkı DNA’sının %90’ını Tunç Çağı Kenan halkıyla paylaşıyor.
Sibirya'da, Altay Dağları’ndaki bir mağarada bulunan yeni bir Denisovalı fosili, kendi türünün dördüncü örneği ve yaklaşık 200.000 yıllık.
Yarım milyondan daha eski olan ve donmuş halde bulunan atın kalıntıları kullanılarak şu ana kadarki en eski DNA dizilemesi yapıldı.
Almanya’daki mağarada keşfedilen bir uyluk kemiği, 220.000 yıl önce Neandertallerin, bizim Afrika’yı terk eden türümüze fazlasıyla benzediğini açığa çıkardı.
Alaska’daki bir mağarada bulunan 10.300 yaşındaki "Shuká Káa" ismi verilen iskelet, günümüzde bölgede yaşayan yerlilerle doğrudan ilişkili çıktı.
Yeni araştırma, modern Doğu Asyalıların 8,000 yıl önce aynı bölgede yaşayan avcı toplayıcılara genetik olarak çok yakın olduklarını ortaya koydu.
İsrail'deki Yoram Mağarası'nda bulunan 6000 yıllık arpa DNA'sını inceleyen uluslararası bir araştırma ekibi, günümüzdeki arpa türlerine oldukça benzer olduğunu fark etti.