Gelmiş Geçmiş En Büyük İmparatorluk Hangisiydi?

Guinness Dünya Rekorları’na göre cevap Pers İmparatorluğu. Ancak bir imparatorluğun büyüklüğü, hangi açılardan ölçtüğünüze göre değişebilir.

Fransa Kralı Francis, Sultan Süleyman ile hiç tanışmadı, ancak 1530’lardan itibaren bir Fransız-Osmanlı ittifakı oluşturdular.

Guinness Dünya Rekorları, bu soruyu şöyle cevaplıyor: Pers İmparatorluğu olarak da bilinen Akhamenid İmparatorluğu (MÖ 480). Bir zamanlar dünya nüfusunun %44’üne, günümüzde İran olarak adlandırılan yerde konumlanmış Akhamenid tahtı tarafından hükmedildiği tahmin ediliyor ve bu oran onu, dünyanın en büyük imparatorluğu haline getiriyor. Ancak bir imparatorluğun büyüklüğü, hangi açılardan ölçtüğünüze bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

(Dünyanın Çoğunu Fetheden Büyük İskender Kimdi?)

Tahmin edilebileceği gibi, bu konuda herkes aynı fikirde değil. Küresel nüfusun paylaşımı, bir imparatorluğun büyüklüğünü ölçmek bakımından dikkate alınacak bir yol; bazıları, farklı dönem imparatorluklarını karşılaştırırken bu ölçütü kullanmanın adilce olup olmadığını sorguluyor. Örneğin Akhamenid İmparatorluğu zirve noktasındayken, dünya üzerinde sadece 112.4 milyon insan yaşıyordu. Britanyalılar 1901’de dünya nüfusunun nispeten az bir kısmına hükmediyordu fakat o zamana kadar küresel nüfus 1.6 milyar insana ulaşmıştı. Britanya İmparatorluğu ile Akhamenid İmparatorluğu’nu bu ölçütü baz alarak karşılaştırmak mantıklı mıdır? Yoksa bu yöntemi kullanarak elmalarla armutları mı karşılaştırmış oluyoruz?

Zirve noktasındayken Britanya İmparatorluğu, dünya yüzeyinin ve nüfusunun dörtte birine hükmediyordu; yine de dünyanın en büyük imparatorluğu olarak kabul edilmiyor.

Sadece bu ölçütü kullanmak, diğer yöntemlerin artıları ve eksilerini dikkate almamak anlamına gelir: en büyük kara kütlesi, en büyük bitişik kara kütlesi, en büyük ordu, en büyük gayrisafi yurt içi hasıla…

“Tek bir ölçüt kullanmak yerine, uzun süreli etkiyi ve istikrarı ölçen bir ölçüt kullanmalıyız.” diyor Avustralya’daki Macquarine Üniversitesi Tarih Müzesi müdürü olan Mısırbilimci Martin Bommas. “Çünkü toprakları genişletmek için savaş seferleri başlatmak kolay; hakimiyete alınan bölgeleri elde tutmak ve yönetmek ise farklı boyutta lojistik yetenekler ve altayapıyı gerekli kılıyor.”

“Bana göre, kullanılan ölçüt yıllar boyunca değerlendirilebilir olmalı.” diyor Bommas. “Hitler’in Nazi Almanyasına bakın; Romalılara rakip olabilmesi için çok fazla bölgeyi elde etmesi gerekiyordu ama yine de kurduğu şeyi kimse imparatorluk olarak adlandırmadı çünkü sadece altı yıl boyunca ayakta kalabildi ve bu süre boyunca da sürekli savaş içindeydi.”

“İmparatorluk sınıfına dahil edilebilmeniz için refah getirmeye yarayacak bir barış döneminizin olması gerektiğini düşünüyorum.” diye ekliyor Bommas. “Bu refah, kaynaklar ve zenginliklerin ana vatanı kalkındırması için kullanılabilirdi.”

Tam da burada, Cengiz Han’ın Moğol İmparatorluğu, dünyanın en büyük imparatorluğu yarışında başarısız bir yarışmacı haline geliyor. Meşru yollarla en büyük bitişik topraklara sahip imparatorluk olduğu iddia edilse de bu imparatorluğun ömrü uzun sürmedi. Kuruluşundan sadece 88 yıl sonra imparatorluk, dört ayrı hanlık arasında bölündü çünkü Cengiz Han’ın torunları, tahta çıkma sırası hakkında çekişmeler yaşadılar ve ayrıca Moğol İmparatorluğu’nun nispeten kısa süren birliği, saldırganca bir tavırla sınırlarını savunulamayacak oranda genişletmeye çalışırken, yabancılarla uğraşmakla harcandı.

Moğol İmparatorluğu’nun 1227’de Cengiz Han yönetimindeki durumu ve 1279’da varislerinin yönetiminde sınırlarının en geniş olduğu zamanki durumu. C: Shutterstock

Britanya İmparatorluğu bitişik topraklar bakımından zengin addedilmeyebilir fakat konu hakimiyet altındaki kara kütlesine geldiğinde Moğolları yeniyor. “O kadar büyüktü ki günümüzde kavramakta zorluk çekiyoruz.” diyor Bommas. “Gerçekten de Britanya İmparatorluğu üzerinde güneş batmıyordu ve imparatorluk, sadece karaların değil denizlerin de hakimiydi.”

“Britanya İmparatorluğu; 1500’lerin sonunda, o zamanlar ayrı olan İngiltere ve İskoçya Krallıkları Amerika kıtasında ve Karayiplerde ilk denizaşırı kolonilerini kurduklarında ortaya çıktı. Teknik olarak, Cebelitarık ve Falkland Adalarını da kapsayan 14 küçük denizaşırı toprakta devam eden hakimiyetini hesaba katarak, Britanya İmparatorluğu’nun -oldukça küçülmüş olsa da- varlığını hala sürdürdüğünü savunabilirsiniz.”

“Ayrıca Avustralya, Belize, Kanada, Yeni Zelanda, Papua Yeni Gine ile birkaç Karayip ülkesinin dahil olduğu ve İngiliz Milletler Topluluğu Bölgesi olarak adlandırılan 16 bağımsız ülkede devlet başkanı hala Kraliçe II. Elizabeth. Fakat çoğunluk, imparatorluğun 1977’de, Birleşik Krallık Hong Kong’u Çin’e geri verdiğinde sona erdiğini düşünüyor.” diyor Bommas. “Prens Charles, Hong Kong’un son noktayı koyduğunu söyledi. Hong Kong, imparatorluktaki son büyük kolonilerden biriydi; dolayısıyla Prens Charles ile aynı fikirde olduğumu söylemekten mutluluk duyuyorum.”

1683 yılında Osmanlı topraklarını gösteren harita.

Eğer biz de Prens Charles’la aynı fikirde olursak bu, şu anlama gelir: Britanya İmparatorluğu yaklaşık 400 yıl boyunca hüküm sürdü ki diğer imparatorluklara kıyasla Britanyalılar dünyanın daha büyük bir kısmını fethetmiş olsa da uzun ömürlü olma bakımından hala dünyanın en büyük imparatorluğu sayılamaz.

Günümüzde Türkiye olan bölgeden yönetilen Osmanlı İmparatorluğu, Britanya İmparatorluğu’ndan daha uzun süre boyunca ayakta kaldı çünkü yaklaşık 600 yıl boyunca hüküm sürdü. Fakat sorunun asıl cevabı, Romalılarda gizli. Roma İmparatorluğu, Batı Roma İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu olarak ikiye bölündüğünde bile varlığını sürdürmeye devam etti ki bunlardan ikincisi, hemen hemen 1.500 yıl boyunca ayakta kaldı.

“Varlığını sürdürdüğü yıllara bakarsak, bu yarışı Romalıların kazandığının şüphesiz olduğunu görürüz.” diyor Bommas.


Live Science. 7 Kasım 2020.

Kocatepe Üniversitesi'nde Hukuk okuyor. Dil, tarih ve arkeoloji alanlarında kendini geliştiriyor.

You must be logged in to post a comment Login