Yayımlanan yeni araştırmada Avrupa, Yakın Doğu ve Sibirya boyunca 11.000 yıl öncesine kadar yaşamış 27 köpekten antik DNA verisi elde edildi.
Yapılan araştırma, evcil atların Anadolu’ya doğru MÖ 2000 yılı itibariyle tahminen Avrasya steplerinden getirildiklerini gösteriyor.
Girit Adası’ndaki Labirent’in derinliklerinde bir Minotaur; yani yarı insan yarı boğa olan bir canavar yaşıyordu.
Sardinya'da yaklaşık 6.000 yıllık zaman dilimini kapsayan antik DNA verisi, adadaki genetik tarihi açığa çıkarıyor.
Birbirinden bağımsız yapılan iki araştırmada, Amerikalar'daki antik insan popülasyon tarihine dair bilinmeyen detaylar ortaya çıktı.
Homo sapiens ilk zamanlardan beri hareket halinde. Savaş ve diğer felaketlerin yanında iklimin neden olduğu sel, kuraklık ve su kıtlığı ise bu göçün nedenleri arasında.
Almanya'da 4.000 yıl önce çekirdek aileler, uzaklardan gelen yabancı kadın ve daha düşük sosyal sınıftan bireylerle aynı evde yaşıyordu.
Yapılan çalışma, insanların ağaçlarla kısıtlanmamış ve yerdeki yaşama adapte olmuş bir atadan evrildiğini gösteriyor.
Şu ana kadar bilinen en eski parazit DNA’sı, 17.000 yıl önce yaşamış bir pumanın fosilleşmiş dışkısında bulundu.
Geç Pleistosen Mağara Ayılarının neslinin tükenmesi, anatomik olarak modern insanların Avrupa’da yayılmasıyla aynı zamana denk geliyor.
Denisova Mağarasında bulunan falanks kemiğinin analizi, kemik boyutlarının ve şeklinin Homo sapiens’e benzediğini gösterdi.
Jüstinyen Vebası ile başlayan Birinci Pandemi sırasında daha önce bilinmeyen bir Yersinia pestis çeşitliliği olduğu ortaya çıkarıldı.
Geçtiğimiz haftalarda İsrail başbakanı Benjamin Netanyahu, bilimsel bir dergide yayımlanan arkeolojik araştırma hakkında tweet attı.
3.000 yıllık insan kalıntıları, Filistlerin Güney Avrupa'dan göç ettiğini gösteriyor ve bu göç Deniz Kavimleri ile bağlantılı olabilir.
Sırbistan'da bulunan 100.000 yıllık tek bir Neandertal dişi, insan göç tarihi adına önemli bilgiler sağlıyor.
Yapılan çalışma, antik DNA verileri ile erken dönem Afrikalı gıda üreticilerinin kökenlerine ve göçlerine dair bilinmeyenleri ortaya çıkarıyor.
Günümüzde Estonya ve Finlandiya’da konuşulan Ural dil ailesi, yaklaşık 2500 yıl önce Sibirya’dan gen akışıyla beraber gelmiş olabilir.
Yapılan yeni araştırmada çeşitli yöntemler kullanılarak Göbekli Tepe’de tahılların rolünü ilk defa anlamaya yönelik bilgiler elde edildi.
Çatalhöyük’te komşu evlerin tabanları altına gömülmüş 10 kişiye yapılan analizler, anne tarafından farklı soylardan geldiklerini gösterdi.
Peru sahili boyunca yapılan araştırmalar sırasında 42.6 milyon yıllık deniz katmanlarında dört ayaklı bir balina fosili bulundu.