Sırbistan’da İlk Defa Neandertal Kalıntısı Bulundu

Sırbistan’da bulunan 100.000 yıllık tek bir Neandertal dişi, insan göç tarihi adına önemli bilgiler sağlıyor.

Yeni bulunan Neandertal dişinin üç boyutlu rekonstrüksiyonu C: Joshua Lindal

Belki tek bir diş çok fazlaymış gibi gözükmeyebilir fakat ondan çok fazla bilgi elde edinilebilir. İçinde bulunduğu tabaka daha öncesinde tarihlendiği için bu dişin yaklaşık 100.000 yıllık olduğunu biliniyor. Araştırmacılar bu çalışmada ise kuron, kökler ve iç yapısının şekline ait yüksek çözünürlüklü 3 boyutlu modelini oluşturmayı başardılar.  Yayımlanan makalede ise yaptıkları detaylı ölçümler ve istatiksel analizler sunuldu. 

(Avrupalı Neandertaller, Sibirya’dakilerin Yerini Almış)

Analizlerden elde edilen sonuçlar oldukça açık: ellerindeki küçük diş bir Neandertale ait. Neandertal fosilleri Hırvatistan ve Yunanistan’da bulunmuştu, fakat Balkanlarda ise Batı Avrupa ve Orta Doğu’ya kıyasla oldukça nadir bulunuyor.

Sırbistan’dan ilk Neandertal

Neandertaller Pleistosen Dönemde batı Avrasya’da yaşamış bir antik insan grubu.  En eski ataları neredeyse yarım milyon yıl önce İspanya’da yaşadılar ve yavaş yavaş Avrupa ve Levant boyunca doğuya doğru Sibirya’ya kadar yayıldılar. 

Yaklaşık 100.000 yıl önce anatomik olarak modern insanlar Afrika’dan çıkıp Avrasya’ya göç etmeye başladılar. 40.000 yıl kadar önce ise Neandertaller Avrupa’dan kaybolmaya başladılar ve onların bölgelerine modern insanların göç etmesiyle de batı kesimlerinden geri çekilmeye başladılar. Yaklaşık 30.000 yıl önce ise İspanya’daki son kalan Neandertallerin soyu tükendi.

Pešturina konumunu gösteren harita C: Miloš Radonjić

Neandertal ölümleri ve modern insanların Avrupa’yı fethetme zamanlamaları bir tesadüf olamaz. On yıl önce birçok paleoantropolog iki insan grubunun birbirlerine rakip olduklarını öne sürdü: Neandertaller daha büyük ve güçlüydüler, fakat bizler daha zekiydik ve hayatta kalmak için verilen bir mücadelede beyin gücü kas gücünden üstün gelir. 

Neandertal genomu 2010 yılında ilk defa dizilendikten ve Sahra-altı Afrika dışındaki bütün günümüz insanların küçük bir parça Neandertal DNA’sı taşıdıklarını öğrenmemizden sonra bu tutumlar çabucak değişti. Yakın zamanlarda ise Neandertallerin bazı genlerimizi taşıdıklarını da öğrendik. 

(İnsan ve Neandertal, Gizemli Ortak Atadan Evrimleşmiş)

Bu demek oluyor ki bu iki insan grubu bazı zamanlarda savaşmıyor, sevişiyorlardı. Şu ana kadar hiçbir modern insan ve Neandertal iskeletin aynı alanda bulunmadı, yani bu romantik etkileşimler nadir görülen istisnalardı. Fakat bu iki grup arasında yaşanan şiddete dair net bir kanıt da yok. Yani bu sorular hala tam olarak cevaplanamadı.

Avrupa’da kesişen yolları

Orta Balkanlar bu soruları cevaplayacak bilgileri barındırıyor olabilir. Avrupa’nın kesim noktasında oturan Balkanlar birçok önemli göç yollarını temsil ediyor. Tuna gibi nehirler dağ civarlarındaki geçitleri kesip hayvanlar ve insanların takip edebilmesi için büyük yolları ortaya çıkardı. Modern insanlar Avrupa’ya ilk göç ettiklerinde bu rotaları  izlediler ve Neandertallerin yaşadıkları vadilerden geçtiler. 

Niš şehrinin yakınlarındaki Nišava Nehir yatağına doğru bakan Pešturina Mağarası da bu göç rotalarıdan birisi üzerinde kalıyor. Şimdiye kadar kimse Sibirya’da Neandertal fosili bulamamış olsa da bu araştırma grubu yaşadıklarına oldukça emin çünkü kültürlerine ait kalıntılar buldular: Mousterian denilen taş alet geleneği. Kendileri aynı zamanda erken dönem insan göçebelerinin Pešturina’yı evleri haline getirdiğini biliyorlar çünkü onlara ait eşsiz taş alet geleneklerinden kalıntılar dahi buldular. Bu durum ise Pešturina Mağarasını iki grubun Sırbistan’da aynı yerde farklı zamanlarda yaşadıkları birkaç sit alanından birisi yapıyor.

Maalesef bölgede yapılan uzun soluklu arkeolojik araştırma geleneğine rağmen hala Orta Balkanlar’ın erken tarih öncesi hakkında çok fazla bir bilgiye sahip değiliz. 20. yüzyıl arkeologları erken çiftçilere, Roma sarayları ve Ortaçağ kalelerine odaklanmıştı. Görmesi ve yorumlanması daha zor olan Paleolitik arkeoloji ise sırada arkadalardaydı, en azından şimdiye kadar.

Boşlukları doldurmak

Belgrad Üniversitesi’den arkeoloji profesörü Dusan Mihailovic ve Ulusal Sırbistan Müzesinde kuratör olan Bojana Mihailović tarafından yürütülen uluslararası araştırma grubu Sırbistan boyunca mağaraları belirleyip kazıyorlar. Amaçları ise bu önemli bölgeye ait bildiklerimize dair boşlukları doldurmak. Araştırmanın başyazarı Predrag Radović ile birlikte görevleri insan fosili kalıntılarını incelemek. 

On yıl önce aynı araştırma grubu Pešturina’dan çok uzakta olmayan Mala Balanvia isimli bir mağarada yaklaşık yarım milyon yıllık olarak tarihlenen alt çene kemiği buldu. Bu da Orta Balkanlar’daki bulunan en eski insan fosiliydi ve Avrupa’da ise en eskilerden birisi. Bu kemik bir Neandertale değil fakat Homo heidelbergensis denilen daha eski ve farklı bir insan türüne ait. Fakat araştırma grubu daha da eski kalıntıları bulmayı bekliyorlar: İnsan fosilleri Gürcistan’da 1.8 milyon yıl öncesine ve İspanya’da 1.4 milyon yıl öncesine tarihlendi; Kesişim noktası olan Balkanlar ise tam ortada bulunuyor.

Fosilin bulunduğu Pešturina Mağarası C: Dušan Mihailović

Pešturina Mağarası başka hediyeler de sundu. Dişle aynı tabaka seviyesinde sıralı halde taş aley tarafından yapılmış birbirine paralel kesik izleriyle dolu bir mağara ayısı kemiği. Bunlar kadaplar izleri değil, daha çok sembolik amaçla yapılmış gibi görünüyor. Bu oldukça önemli olabilir çünkü yakın zamanlara kadar birçok araştırmacı sembolizm ve sanatsal ifadenin yalnızca modern insan davranışına ait olduğunu düşünüyordu.

Neandertallerin kendilerini tüyler, pençeler ve kabuklar ile süsleyip mağaralarını boyadıklarını keşfetmemizden beri bu tutum değişmekte.

Pešturina’da bulunan diş küçük ama Orta Balkanlar’daki insan göçü ve kültürel etkileşimin karmaşık tarih öncesini yeniden oluşturmaya dair heyecanlı bir adım. 


Phys. 23 Nisan 2019.

Makale: Radović, P., Lindal, J., Mihailović, D., & Roksandic, M. (2019). The first Neanderthal specimen from Serbia: Maxillary first molar from the Late Pleistocene of Pešturina Cave. Journal of human evolution, 131, 139-151.

Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü mezunu ve Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümü ile yandalı var. Paris Diderot Üniversitesi'nde Genetik yüksek lisansını tamamladı ve Jacques Monod Enstitüsü'nde Paleogenomik laboratuvarında doktorasına devam ediyor. Araştırma alanları: Fransa'daki Neolitik Dönemden itibaren antik insan popülasyonlarının demografisi ve dinamiği, nadir görülen genetik hastalıkların evrimi ve Orta Çağ Fransızlarının genetik yapısı.

You must be logged in to post a comment Login