Antik Çağ’da ölü ruhları Stiks Nehri’nden sandalıyla geçirdiğine inanılan kayıkçı Kharoon’un heykelciği İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmeye başlandı.
İzmir Arkeoloji Müzesi “Görmediklerinizi Göreceksiniz” adlı proje ile, deposunda tutulan eşsiz eserleri sergiliyor. Proje kapsamında bugüne kadar sergilenme şansı olmayan eserler, her ay bir tanesi olmak üzere ziyaretçiler ile buluşuyor.
“Görmediklerinizi Göreceksiniz” projesinin kasım ayı konsepti ise “ölü kültü” olarak belirlendi. Bu kapsamda, eski cenaze törenlerini anlatan ya da kazı çalışmaları sırasında mezarlıklarda bulunmuş eserler ziyaretçilerin görmesi için sergiye alındı.
(İlgili: İzmir Arkeoloji Müzesi’nin Deposundaki Eserler Sergiye Çıkıyor)
Urla’daki Klazomenai Antik Kenti kazılarında 2014 yılında bulunan sandal ve içindeki kayıkçının pişmiş topraktan heykelciği de bu eserler arasında yer alıyor. Kyme Antik Kenti’ndeki mezar kazılarından çıkarılan Helenistik Dönem’den kalma bir kuğunun taşıdığı Sparta kraliçesi Leda’nın heykelciği, Teos bölgesindeki nekropol alanından çıkarılan Arkaik Dönem’e ait pişmiş topraktan iki heykelcik de bu eserlerden bazıları.
Antik Çağ’da ölü ruhları sandalla Stiks Nehri’nden geçirerek mitolojinin yeraltı tanrısı Hades’e götürdüğüne inanılan kayıkçı Kharoon’u tasvir eden yaklaşık 2.400 yıllık heykelcik, uzmanlar tarafından restore edildikten sonra ilk kez ziyaretçilerle buluştu.
Antik Çağ’da yaşamın bir parçası olan ölümün çeşitli ritüellerle bağdaştırıldığını belirten İzmir Arkeoloji Müzesi Müdür Yardımcısı Uzman Arkeolog Elif Erginer, inanışa göre, öteki dünyaya geçişin Stiks adı verilen bir nehir aracılığıyla yapıldığını söylüyor.
“Ölüm geçişine kayıkçı Kharoon ve köpeği Kerberos eşlik ediyordu. Binlerce yıl önce yapılan birtakım ritüellerin günümüzde de halen uygulandığını biliyoruz. Mesela öteki dünyaya geçişin bir kayıkla olduğuna inanılıyordu. Biz de tabutu stilize edilmiş bir kayığa benzetebiliriz. Omuzlarda gezen bir tabutun adeta nehri geçen bir sal gibi ilerlediğini görebiliriz. Bunun yanı sıra kayıkçı parası dediğimiz bir para da bırakılıyordu. Ölülerin ağzına, gözlerine ya da ellerinin, avuçlarının içine bırakılan bir para vardı. Ölü bedeninin günlük hayata dair hediyelerin yanı sıra tatlı kurabiye de bırakılıyordu. Bu da kayıkçı Kharoon’un köpeği için bir rüşvet niteliğindeydi. Öteki tarafa geçişin rahat yapılması için verilen bir hediyeydi aynı zamanda.”
Antik Çağ’daki cenaze betimleri genelde beyaz zeminli Lekythos adı verilen vazolarda görülüyor. Erginer, “Belki de ilk defa bir figürin halinde Kharoon tasvirini görüyoruz. Bu anlamda eserimiz ünik.” diyor.
You must be logged in to post a comment Login