Nikaragua’da Güçlü Kolları Olan 5.900 Yıllık Kadın Bulundu

Orta Amerika’nın güneyinde, yani bugünkü Nikaragua’da bilinen en eski insan mezarı olan, 5.900 yıl önce yaşamış gizemli bir kadına ait iskelet kalıntıları ortaya çıktı.

Güçlü önkolları olan kadın, Aşağı Orta Amerika’da bilinen en eski insan mezarı. C: Roksandic M. et al., Antiquity 2018

Araştırmanın baş yazarı antropoloji profesörü Mirjana Roksandic, “Genelde tropikal yerlerde insan kalıntılarının çok iyi korunmadığı bilinir ancak burada, gömülen yerden dolayı antik kadına ait kemikler sağlam biçimde kalmış.” diyor.

Roksandic, kadının gömüldüğü kabuk höyüğün, topraktaki asit miktarını düşürüp kalıntıların korunmasına yardım ettiğini belirtiyor; insanların bu höyükleri ölülerini gömmek ya da doğal ortamı işaretlemek gibi birden fazla nedenle yaratmış olabileceğini söylüyor.

(Meksika’da Deri Yüzme Tanrısına Ait Tapınak Bulundu)

CİA Dünya Gerçekleri Kitabı’na göre, Batı yarım küredeki en fakir ikinci ülke olan ve yaklaşık 6 milyon nüfusa sahip Nikaragua’daki Karayip sahillerinde, antik insan kalıntıları bulunması oldukça nadir gerçekleşiyor.  Ancak çoğunlukla Küba’da yaşamış antik insanları araştıran Roksandic ve ekibi, ellerinde Nikaragua’nın güneyindeki bir sahil köyü olan Monkey Point’te araştırmaya değecek şeylerin bulunduğu konusunda antropolog bir arkadaşlarından aldıkları bir takım tüyoların olduğunu söylüyor.

Sol üstte, kadının kalıntılarının bulunduğu Nikaragua’nın haritası. Sol altta, arkeolojik kazıların yapıldığı Monkey Point. Sağda, Angi alanının görünümü. C: Roksandic M. et al., Antiquity 2018

Roksandic, “Oldukça sevinçliydim; dosdoğru yerleşim yerini ziyaret ettim ve mezarda incelemeler yaptım. “ diyor.

Roksandic, Angi yerleşimi olarak bilinen söz konusu noktanın aslında 1970’lerde kazıldığını, ancak  gizemli kadına ait kemiklerin kısa bir süre önceye kadar bulunamadığını söylüyor.

(Arjantin’de 5.700 Yıllık Yeni Doğmuş Bebek Kalıntısı Bulundu)

Antropologlar, kadının yüzeyin 2.3 metre altında gömülmüş olduğunu ortaya çıkardı. Ortaya çıkardıkları kemiklerin insana ait olduğunu anladıkları anda, işlerine devam edebilmek için hemen yerli Rama ve Kriol topluluklarından gerekli izinleri aldılar.

Çok geçmeden sığ ve oval bir çukur içinde gömülmüş olan kadına ulaştılar. Kadın sırtüstü yatar bir pozisyondaydı; bacaklarını karnına doğru çekmişti ve kolları vücudunun iki yanında uzanmış durumdaydı.

Angi mezarının bir profil fotoğrafı. Sol tarafta kazı sırasında çekilen fotoğraf. Sağ tarafta, farklı katmanları ve ayrıca kabukların ve gövdenin gömüldüğü yerleri gösteren o fotoğrafın bir çizimi var. C: Roksandic M. et al., Antiquity 2018

Yapılan analizler kadının yetişkin olduğunu ancak o kadar yaşlı bir kadın da olmadığını;  yaşının muhtemelen 25 veya 40 arasında olduğunu açığa çıkardı.

Bulunan kadın o kadar uzun değildi; 150 cm boyundaydı; bu, Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa standartlarına göre kısa, ancak Orta Amerika ya da diğer Güney popülasyonlarının standartlarına göre kısa değildi.

Roksandic kadının minyon yapısına rağmen, muhtemelen  kürek çekme ve benzeri etkinliklerden dolayı güçlü ve gelişmiş ön kol kaslarına sahip olduğunu söylüyor. Bugün bile yörenin insanları kürek çekmede oldukça becerikli.

Roksandic, “Bankukuk Taik köyünde bulunduğumuz bir zamanda, araştırmanın eş yazarı Harley Dunkan, bizi ailesini ziyaret için o gün 4 saatlik bir yolu kürekle çekerek gitmiş Rama halkından yaşlı bir kadınla tanıştırdı. Kadın 82 yaşındaydı. 9 yaşın altındaki çocuklar bile kütükten bir kayığın içinde Rama adalarında kürek çekiyorlardı.” diyor.

Kadının sol kol kemiği. Kemiğin kaslı olduğunu gösteren belirgin izlere dikkat edin. C: Roksandic M. et al., Antiquity 2018

Roksandic, “Dahası, hatrı sayılır miktarda deniz ürünü yiyen diğer insanlarda olduğu gibi, 5.900 yıl önce yaşamış kadının dişlerinde geniş çapta yıpranmalar mevcuttu.”

Tropik alanlarda insan kalıntılarına tek tük rastlandığı düşünülürse, Orta Amerika’nın aşağısında yer alan yerli kültürlere ait çok az şey bilindiğini dile getiren Roksandic,  “Bu kabuktan höyükleri inşa eden antik insanların genelde balıkçı, toplayıcı ve bahçe uzmanı olsa bile, yerleşim yerinde daha ileri bir çalışma yürütmeden onların kim olduğundan, neden mezarı buraya gömdüklerinden ve bu özel kadın bireyin öneminin ne olduğundan emin olmamız mümkün değil.” diyor.

Roksandic  “Antropoloji dünyasında zaman işin temelidir.” diyor ve  Monkey Point’in ilerleyen zamanlarda Nikaragua Kanalı ve diğer kalkınma projelerinden etkileneceğini söylüyor.

Araştırmacıların söylediğine göre kadına ait kalıntılar şu anda CIDCA Karayip Sahili Tarihsel Kültür Müzesi’nde tutuluyor. Kadınla alakalı daha sonra ne yapılacağına bölgelerinin korunmasında antropoglarla birlikte çalışan bölge halkı karar verecek.


Laura Giggel. Live Science. 2 Ocak 2019.

Makale: Roksandic, M., Buhay, B., Byers, D., Ríos, L. L., Duncan, H. J. C., & Roksandic, I. (2018). The earliest burial from the Caribbean coast of Nicaragua: the Angi shell-matrix site. antiquity92(366), 1478-1491.

Ankara Üniversitesi SBF Siyaset Bilimi ve Kamu yönetimi ile İstanbul Üniversitesi Kültürel Miras ve Turizm bölümlerinden mezun. Kültürel miras ve arkeolojiyle yakından ilgili.

You must be logged in to post a comment Login