Almanya’nın ‘Stonehenge’inde, çocukların, gençlerin ve kadınların kırılıp ezilmiş kemikleri bulundu ve bu kemikler antik dönemlerdeki insan kurban etme geleneğinin kanıtı olabilir.
Almanya’da, Berlin’in 136 kilometre kadar güneyinde olan Pömmelte’deki bir kazıda arkeologlar, çatlamış kafatasları, baltaların yanında çukurlara gömülmüş kaburga kemikleri, içki fıçıları, parçalanmış hayvan kemikleri ve taştan el değirmenleri buldu.
Güneybatı Almanya’da bir eyalet olan Baden-Württemberg’deki Devlet Tarihi Anıtları Koruma Ofisi’nde arkeolog olan ve çalışmayı yöneten André Spatzier’e göre, kurbanların son anları korkunçtu, bir çukura atılmış veya itilmişlerdi, gençlerden en az birinin elleri birbirine bağlanmıştı.
(7000 Yıllık Katliam: Yabancılar Kafalarına Vurularak Öldürülmüş)
Spatzier’e göre, yine de, cansız bedenler bir saldırının veya baskının kurbanları olabilir. Fakat, yanlarında hiç yetişkin bir erkeğin bulunmaması ve kırılmış, ritüelistik eserlerin cansız bedenlerin yanına gömülmesi göz önüne alındığında insan kurban etme ihtimali daha olası görünüyor.
Tıpkı, İngiltere’deki Stonehenge gibi, Pömmelte yakınındaki alan da taş yapılar ve tahtalarla yapılmış dairesel bir prehistorik anıt. Bu taş anıtın eş merkezli birkaç dairesi var ve bunların en genişi 115 metre çapında. Berlin Duvarı’nın yıkılmasından yalnızca iki yıl sonra, 1991’de, alanın üzerinden uçan uçaktaki insanların fark etmesiyle bulundu. Spatziere’e göre, buna rağmen detaylı kazılar yakın zamana kadar gerçekleşmemişti.
Antik dönem insanları, bu anıtı Geç Neolitik’ten Erken Bronz Çağı’na geçiş döneminde inşa etti ve kullandı. Yaklaşık MÖ 2.300’den yıkıldığı MÖ 2050 yılına kadar muhtemelen ritüelistik amaçlarla kullanıldı.
Arkeologlar, tahta direklerin çukurlarına gömülen eşyalar dolayısıyla bir ritüel ihtimalinden şüpheleniyor. Spatzier’e göre, hendeklerden biri eşyalarla aynı döneme tarihlenen külle doldurulmuş. Külün yanmış tahta direklerinden olduğu düşünülüyor.
(Mezopotamya’daki Şiddet Komşu Bölgelere Göre Çok Daha Azdı)
Spatzier, “Temel uğraşın ardından, MÖ 2050 civarında, direklerin çıkarıldığı, direklerin çukurlarına adaklar yerleştirildiği ve muhtemelen tüm tahtaların yakılıp çukurlara doldurulduğu görülüyor. Böylece alanın tüm özelliklerini kapatmış oluyorlar. Yine de, çöküntüler sayesinde alan yüksekten görülebiliyor.”
Anıtın parçalanmasından önce ve hatta sonrasında, antik insanlar buraya 13 kişiyi gömdü. Kurban edilmiş olmaları muhtemel insanların uzağında, taş anıtın doğu ucunda arkeologlar yaşları 17 ile 30 arasında değişen erkek kemikleri buldu. Spatzier’e göre diğer grubun aksine bu erkeklerin bedenlerinde yaralanma izleri yoktu.
İlginç bir biçimde, erkeklerin mezarları çok sadeydi, yanlarında herhangi bir eşyayla gömülmemişlerdi. Spatzier’e göre, erkek bedenlerinden biri MÖ 1900’e kadar tarihleniyor, bu tarih taş anıtın yıkılmasından uzun bir süre sonraya denk düşüyor. Spatzier, bu kişinin kemiklerinin anatomik düzende olmadığını, bunun da söz konusu kişi için ikinci bir gömülme olduğu şeklinde yorumlanabileceğini ekliyor.
(Neolitik Toplu Mezarda Akrabalar Ve Şiddet Mağdurları Birlikte Gömülmüş)
Almanya’da, Halle-Wittenberg’deki Martin Luther Üniversitesi’nde arkeolog ve araştırmanın eş yazarı olan François Bertemes ile Spatzier’in 28 Haziran’da Journal Antiquity’de online olarak yayımlanan araştırmalarında yazdığına göre, bu insanlar, bedenleri doğuya dönük olarak doğu ucuna gömüldükleri için ayrıcalıklı bireyler oldukları görünüyor ve bu gömülme şekli muhtemelen “ölüm ve gün doğumu arasındaki alakayı, reenkarnasyon ve ölümden sonra hayata inanışı” yansıtıyor.
Spatzier, eski insanların bu anıtı ayrıca ritüelleri gerçekleştirecek bir yer olarak kullanmış olmasını muhtemel görüyor. Stonehenge gibi, Pömmelte alanı da ekinoks ve gündönümü esas alınarak düzenlenmiş. Fakat, Spatzier’e göre, Stonehenge’in taşları izleyenlerin yaz gündönümünde doğan güneşi görebileceği şekilde düzenlenmişken Alman Stonehenge’i olarak anılan anıtın dört girişiyse ekinoksların ve gündönümlerinin tam ortasındaki günlere göre belirlenmişti. Bu tarihler tarım toplumları için önemliydi.
Spatzier’e göre, uzun tarihi göz önüne alınınca -Pömmelte alanı 300 yıl boyunca kullanıldı- alanın birçok farklı faaliyet için kullanılmış olması şaşırtıcı değil.
Live Science. Laura Geggel. 28 Haziran 2018.
Makale: Spatzier, A., & Bertemes, F. (2018). The ring sanctuary of Pömmelte, Germany: a monumental, multi-layered metaphor of the late third millennium BC. antiquity, 92(363), 655-673.
You must be logged in to post a comment Login