Yaklaşık 3500 yıl önce Yunanistan’da hediyelerle dolu bir mezarlığa gömülen ve Griffin Savaşçısı adı verilen savaşçının yüzü yeniden canlandırıldı.
Mezarında bulunan ve mitolojik bir yaratığı tasvir ettiği düşünülen fildişi plakadan dolayı “Griffin Savaşçısı” adı verilen adamın geniş çeneli bir yüzü ve güçlü bir boynu olduğu düşünülüyor.
Bu proje için Witwatersrand Üniversitesi’nden Lynne Schepartz ile çalışan, yüz canlandırması alanında uzman Tobias Houlton, “Griffin Savaşçısı’nın yüzüne en yakın tahmini yaparak canlandırmak kolay bir iş değildi.” diyor.
MÖ 1500 civarında öldüğünde 30-35 yaşları arasında olduğu düşünülen adamın kafatası oldukça kötü bir durumdaydı. Houlton yaptığı açıklamada, “Orta yüz bölgesindeki kemiklerde görülen ve burun bölgesi ile göz bölgesini etkileyen bozulmayı da göz önünde bulundurduğumuzda, kafatası birçok parçaya ayrılmış durumdaydı. Yeniden birleştirme işlemini yapmadan önce yüz canlandırmasının mümkün olup olmayacağından emin değildik.” diyor.
Houlton, savaşçının yüzüne en yakın sonuca ulaşabilmek için Manchester adı verilen bir metodu kullandı. Kalınlığı belirlemek için derinlik işaretleyici araçlar kullanılarak yüz dokuları kafatasının üzerine yerleştirildi. Gözlerin, burnun, ağzın ve kulakların şekli, büyüklüğü ve konumu, kafatasının iç özellikleri göz önünde bulundurularak belirlendi. Fakat kafatasının durumu, Houlton’ın göz ve burun çevresindeki kısımları canlandırmasına imkan vermedi. Houlton ve Schepartz, bu durumu telafi etmek için 25-35 yaş arasındaki modern Yunan erkeklerinden elde edilen bir yüz havuzu kullanarak ortalama bir yüz şablonu oluşturdu.
Houlton, “Bu, Griffin Savaşçısı’yla alakalı erişebileceğimiz en yakın veri grubu. Şablondaki burun modeli, burun rekonstrüksiyonu ve gözler için en muhtemel açıyı belirlemek için kullanıldı.” diyor. Ayrıca cilt ve saç rengi gibi DNA bilgisi gerektiren özelliklerin ancak Miken ve Minos eserleri dikkate alınarak tahmin edilebileceğini belirtiyor. Schepartz ise, “Miken duvar resimleri dahil çeşitli karşılaştırmalı kaynaklar kullandık.” diyor.
Ortaya çıkan sonuç ise Homeros’un destanlarından çıkmış gibi geçmişten bize doğru bakan uzun saçlı kuvvetli bir erkek.
Yaklaşık 1.5 metre derinliğinde, 1 metre genişliğinde ve 2 metre uzunluğundaki mezar, Homeros’un İlyada’sında Yunan kuvvetlerine yardım eden meşhur Kral Nestor’un sarayının civarında bulundu. Stocker, “Bu mezar, efsanevi Kral Nestor’un ya da babası Neleus’un mezarı değil. Zira Griffin Savaşçısı Nestor ve Neleus’tan 200-300 yıl kadar önce yaşamıştı.” diyor.
Mezarda bulunan incelikli şekilde işlenmiş yüzükler, savaşçının Mikenler’in Minos Uygarlığı’nı işgal ettiği tarihlerde Pilos’u yöneten seçkin kesimden olduğunu ortaya koydu. Adamın Minoslu bir savaşçı mı yoksa Minos kültürünü benimseyen bir yerli mi olduğu henüz bilinmiyor.
Mezardan çıkan değerli eşyalar, önemli bir kişi olduğuna dikkat çekiyor. Mezar, Yunanistan’ın güneybatısındaki Pilos’ta yer alan antik bir evin kazısını yaptıklarını düşündükleri sırada 2015 yazında Cincinnati Üniversitesi’nden Jack Davis ve Sharon Stocker tarafından bulunmuştu.
Buldukları şeyin hazine dolu bir mezar ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yapılan en dikkat çekici arkeolojik keşif olduğu iddia edilmişti. 3500 yıl boyunca bozulmadan, mezarda sırt üstü yatan bir iskelet, kalıntıların etrafında 2000’den fazla obje vardı. Kabzası fildişinden, altın işlemeli bronz kılıç, baş ve göğüs kısmına yakın şekilde yerleştirilmişti. Birçok silah, bacak ve ayak kısımlarına doğru dağıtılmışken, iskeletin yanında da altın kabzalı bir hançer vardı.
Kocaman kanatlı bir griffin tasvirli fildişi plaka, adamın bacakları arasına yerleştirilmiş durumdaydı. Hemen yakınında da fildişi saplı bir bronz ayna vardı.
Hala parlayan iki sıralı altın kolye boyun kısmına doğru bırakılmışken, altın kupalar göğüs ve karın bölgesine yerleştirilmişti.
Baş çevresine 1000’den fazla akik, ametist, yeşim ve altın boncuk serpiştirilmişti. Ayrıca bedenin etrafı som altın, fildişi taraklar, gümüş kupalar, bronz kaseler, kaplar, sürahiler ve çanaklarla süslenmişti.
Mezarda tek bir çanak çömlek kalıntısı bile bulunmadı: adam o kadar zengindi ki bütün hediyeleri metalden yapılmıştı. Bu sebeple mezar, Yunan Bronz Çağı’ndan bulunan mezarların en görkemlilerinden biri sayılıyor.
Davis, “Eserlerin çeşitliliği ikonografi açısından son derece zengin. Fakat asıl çarpıcı olan bütün bu eserlerin tek bir adamla birlikte gömülmüş olması.” diyor.
Adamın genellikle kadınlarla özdeşleştirilen bu kadar fazla mücevher ve objeyle gömülmesi oldukça ilginç. Özellikle de en çok kadınlara mahsus olduğu düşünülen ayna ve taraklar. Stocker, bu durumun savaştan önce saç tarama geleneğinin bir yansıması olabileceğini belirtiyor. Ayrıca mücevher ve diğer takıların tanrıçalar için muhtemel hediyeler olduğunu ekliyor.
Griffin Savaşçısı her kimse, anakarayı Minos medeniyetiyle tanıştırarak Yunan kültürünün atası Miken uygarlığını kuran kişilerden biri olduğu kesin.
Seeker. Rosella Lorenzi. 11 Ekim 2016.
You must be logged in to post a comment Login