Yaklaşık 10.600 yıl kadar önce, tavşan derisinden yapılma örtü ve makosen giydirilmiş bir adam, Nevada'da bulunan bir mağaraya gömülmüştü.
Neandertaller ve Denisovalılar, uzak bir Sibirya mağarasında binlerce yıl boyunca kelimenin tam anlamıyla oda arkadaşlarıydı.
Yarım milyon Britanyalıya ait genetik veriler üzerinde yapılan araştırmalar devam eden evrimi ve Neandertal mirasını açığa çıkarıyor.
Güney Asya’da yapılan geniş kapsamlı antik DNA çalışması, Hindistan’daki toplumun çeşitli antik göçler sonucunda oluştuğunu gösteriyor.
Viking mezarlarında, sahipleri ile birlikte öldürülerek gömülen atlara yapılan DNA analizleri, atların erkek olduğunu gösterdi.
2018 yılı Amerikalara ilk ayak basan insanlarla ilgili bilimsel keşifler açısından dopdolu geçti. İşte yeni keşifler.
2018 yılının Aralık ayında Türkiye’de ve dünyada yapılmış en ilginç ve önemli arkeoloji keşiflerini kaçıranlar için bu listede derledik.
Amerika’nın en eski popülasyonları binlerce yıl boyunca birbirine karışmadı. Neden ayrıldıkları ise hala bir sır.
Neandertal ve Denisovalı melezinin ortaya çıkmasından sonra, türlerin insanlarla olan karmaşık bağlarını öğrenmek için çığır açan teknikler kullanılıyor.
Geçtiğimiz 200.000 yıla tarihlenen ve iskelet anormalliğine sahip 66 birey, soy içi çiftleşme kaynaklı iskelet bozukluklarından muzdarip.
7.000 yıl önce And Dağlarında yaşayan insanlar, hayatta kalabilmek için daha büyük kalp ve kısmen fazla kan basıncı gibi farklı adaptasyonlar geliştirdi.
Doğrudan DNA dizileme teknikleri ile, Avrasya’nın farklı noktalarındaki popülasyonlar arasında beklenmedik genetik bağlantılar ortaya çıkıyor.
Erken dönem Neolitik atasal soyu barındıran Sardinya’da, 3.514 Sardinyalı bireye ait tüm genom dizileri incelendi.
Binlerce yıl önce, kuzeyden ve doğudan, yani günümüz İran ve Türkiye’sinden büyük bir göç dalgası bugünün Kuzey İsrail’ine ulaştı.
İlk evcilleştirdiğimiz hayvanlardan, et, süt ve post kaynağı olan keçiler, yaklaşık bir milyar nüfusa sahip ve MÖ 8.500 yılından beri bizlerle yaşıyor.
İnsanların Güneydoğu Asya’da nasıl yerleşime başladığını tartışan iki büyük teori, 8.000 yıllık iskeletlerin antik DNA analizi ile çürütüldü.
Araştırma, son 50.000 yıl boyunca bölgeye gelen üç ana göç dalgasının Güneydoğu Asyalıların genetik yapısını şekillendirdiğini gösteriyor.
Yeni araştırma, Orta Çağ Avrupası’nda cüzzama neden olan bakterinin alttürlerinde sanıldığından çok daha fazla çeşitlilik olduğunu gösterdi.
Antik numunelerdeki karmaşık materyaller arasından insan DNA’sını ayıklayabilen yeni tekniklerin hızla artmasıyla birlikte, Antik DNA alanı da giderek ünleniyor.
Antik genomlar, insan tarihi araştırmalarında devrim niteliği taşıyor, fakat arkeologlar ve genetikçiler arasındaki ilişkiyi bazen gergin bir hale getirebiliyor.