Antik Mısır’daki Tutsak Babunların Diş Tartarları İncelendi

Antik insanların diş tartarları çok önemli bilgiler sağlıyor. Şimdi ise bu yöntem ilk defa antik Mısır’da esir tutulan babunlara uygulandı.

Lyon koleksiyonundan babun mumyasına ait bir fotoğraf. C: Département du Rhône, Patrick Ageneau

Çoğumuz diş plaklarını önlemek için dişlerimizi temiz tutmamız gerektiğini biliyoruz. Her gün dişlerimizde oluşan bu yapışkan tabaka milyonlarca bakteri içeriyor. Plaklar ise dişlerde zamanla tartar olarak bilinen mineral birikintileri oluşturuyor. Tartarlar ilerleyen zamanda diş eti bozuklukları ve diş çürümesine sebep olabiliyor.

Modern ağız bakımı uygulamaları ve diş hekimliği, tartarların oluşumunu kolayca önleyebilir. Ancak, yüzlerce ve binlerce yıl önce yaşayan insanların günümüzdeki gibi ağız bakımı yaptıklarını hayal etmek oldukça güç. Bu da arkeologlar tarafından antik insanların dişleri üzerinde neden sıklıkla tartar bulunduğunu açıklıyor. Diş tartarı, insanların geçmişteki sağlığını ve yaşam tarzlarını araştırmak için son zamanlarda oldukça faydalı bir araç haline geldi.

(İran’da 4.000 Yıllık Evcil Maymun Mezarı Bulundu)

Yapılan bu son çalışmada, antik Mısır’da tutsak edilen babunlar üzerinde çalışılarak, bu teknik ilk defa hayvanlar üzerine uygulandı. Bulgular, antik babunların modern insanlar, Neandertaller ve vahşi şempanzelerle kıyaslandığında kendine özgü ağız mikrobiyomu olduğunu gösteriyor.

Araştırmacıların umudu, bu çalışmanın ile geçmişte hayvanların kontrolü ve evcilleştirmenin, hayvanların beslenme, sağlık ve yaşam tarzlarını nasıl etkilediğini araştırmak amacıyla antik hayvanların ağız mikrobiyomları üzerine daha çok çalışmanın yapılması için bir başlangıç noktası olması.  Böylece, bu yöntem, insanlar ve hayvanların geçmişteki etkileşimleri hakkında daha çok bilgi edinmek için büyük bir potansiyel taşımakta.

Babunun sağ üst çenesi. Köpek dişlerinin arkasında bulunan iki küçük azı dişindeki tartarlar ( kırmızı ok) açıkça gözüküyor. C: Wim Van Neer.

Hayvanları evcilleştirmek

Hayvanların insanlar tarafından evcilleştirilmesi ve kontrol edilmesi,  hayvanların biyolojisinde oldukça büyük değişimlere yol açmış gözüküyor. Hayvanların doğal ekosistemlerinde olmaması ve insan müdahaleleri sonucu, beslenme ve çiftleşme davranışlarını güçlü bir şekilde etkilendi. Bu çalışmada ise diş tartarlarının, insanlarla yaşamaya yönlendirilen hayvanlar hakkında neler söyleyebileceği araştırıldı.

2.500 yıl önce Antik Mısır’da insanlarla yaşayan hayvanların günümüze ulaşan parçaları güzel bir çalışma imkanı tanıdı. Bu araştırma aynı zamanda DNA dizileme teknolojisi kullanılarak diş tartarının analiz edildiği tekniğin de ilk denemesiydi. Böylece diş tartarlarının diğer dokulardan farklı olarak sıcak bölgelerde bile olsa antik mikrobiyal DNA muhafaza ettiği görüldü.

Tutsak edilen babunların diş tartarları, günümüz babunlarından ve antik zamandaki vahşi babunlardan örnekler alınarak analiz edildi ve  ağızlarındaki mikrobiyal türler arasında birtakım benzerlikler bulundu.

Firavunlar döneminin son zamanlarına tarihlenen antik babunların mumyaları, Fransa’nın Lyon kentindeki Musée des Confluences’de bulunuyor. Bu mumyalar, Kuzey Mısır’da, Thebes yakınlarındaki Gabbanat el-Qurud bölgesinde keşfedilmişti. Babunlar, büyük ihtimalle tapınaklarda ya da tapınağa yakın yerlerde tutuluyordu.

(Antik Mısır’da Hayvanlara İşkence Yapılıyordu)

Babunlar Mısır’da doğal olarak yaşayan canlılar değiller. Antik metinler ve ikonograflar, Antik Mısırlıların Nil Vadisi’nin güneyine ve büyük ihtimalle Doğu Afrika’da ya da Arap Yarımadası’nda bulunan “Punt ülkesine”  seferler düzenlediğini gösteriyor. Punt halkı değerli mallarının, egzotik bitkilerin ve Antik Mısır’a getirilen, kutsal hayvanlar olarak tutulan ve Thoth’un kültü ile ilgisi olan babunlar da dahil olmak üzere hayvanların ticaretini yapıyordu.

Sembolik değerlerine rağmen, antik babunların tutsak durumdaki yaşamı beklenilenden oldukça farklı gözüküyor. El ve ayak kırıklarına dair kanıtlar, Mısır’daki başka bir bölgede antik vahşi hayvan kalıntılarını inceleyen bir çalışmada gösterildiği gibi, antik Mısır’daki hayvanların kötü muameleye maruz kaldığını ve kötü sağlık koşullarından muzdarip olduğunu gösteriyor.

Aynı zamanda babunların, büyük ihtimalle Actinomycetes bakterileri yüzünden kafataslarına hasar veren ağız enfeksiyonlarından da acı çektiği bu çalışmada gösteriliyor.

Babunların diş tartarlarında yer alan bakterilerin DNA dizilemesinden öğrenilenlerin ışığında bu konu hakkındaki bilgiler elde edilebildi. Bu antik hayvanlar kendine özgü bir oral mikrobiyoma (ağızda bulunan mikrobiyal DNA’ların bileşimi) sahipti. Bu mikrobiyom; vahşi yaşam koşullarındaki babunlar gibi yiyecek arayan şempanze, antik insanlar ve Neandartellerin mikrobiyomlarından farklıydı. Bu da, tutsaklığın babunların ağız mikrobiyomunu etkilediği anlamına geliyor.

Babunlar normalde fırsatçı ve oldukça esnek bir şekilde beslenen canlılar. Doğal kaynaklardaki proteinlere, minerallere, vitaminlere hatta tıbbi kimyasallara sıkı bir şekilde bağlı olarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Hayvanat bahçelerindeki babunlar için uygulanan geleneksel beslenme düzeni ise liflerden yoksun ve meyveler gibi basit şekerlerden oluşan besinlere dayalı. Bu yüksek kalitedeki besinlerin sunulmasının; tutsak gruplarda besin temelli baskınlık, artmış agresiflik, bağışıklıkta baskılanma ve diş hastalığıyla sonuçlanan sosyal etkileri mevcut.

Benzer faktörler Antik Mısır’daki babunların sosyal düzenlerinde bozulmaya, genel düşkünlüğe ve ağız mikrobiyomunda değişikiliğe yol açmış olabilir.

Aynı zamanda bir Antik Mısır babununda ve bir modern hayvanat bahçesindeki hayvanlarda büyük ihtimalle insanlardan geçmiş olan  Methanobrevibacter oralis adlı bir bakteri bulunuyor. Yakın zaman önce bu bakteri Neandertallerin de ağzında bulunmuştu. Bu bakterinin babunlarda doğal olarak bulunup bulunmadığını açığa çıkarmak için daha çok araştırma gerekiyor. Ancak bu çalışmada, besinlerin paylaşılması yoluyla insanlarla yaşamaya yönlendirilen babunların bu bakterileri  insanlar tarafından edindiği düşünülüyor. Yine bu dönemde büyütülen yavru babunlara bakterinin insanlardan geçmesi muhtemel gözüküyor

Gelecekte, vahşi ve evcilleştirilen antik primatların ağız mikrobiyomu üzerine yapılacak çalışmalar, evcilleştirme koşullarının hayvanların ağız ekolojisi üzerine etkilerinin aydınlatılmasını sağlayacak.

Bu çalışma diş tartarlarının, hayvanları evcilleştirme ve kontrol altında tutmanın diğer şekillerini içerecek şekilde geçmişteki insan – hayvan etkileşimlerini anlamak için güçlü bir araç olduğunu kanıtlıyor.


The Conversation. 9 Mart 2020.

Makale: Ottoni, C., Guellil, M., Ozga, A. T., Stone, A. C., Kersten, O., Bramanti, B., … & Van Neer, W. (2019). Metagenomic analysis of dental calculus in ancient Egyptian baboons. Scientific reports, 9(1), 1-10.

Akdeniz Üniversitesi’de tıp fakültesi öğrencisi. İmmünoloji, antropoloji ve felsefe ile ilgileniyor.

You must be logged in to post a comment Login