Yapılan çalışma, antik DNA verileri ile erken dönem Afrikalı gıda üreticilerinin kökenlerine ve göçlerine dair bilinmeyenleri ortaya çıkarıyor.
Dilbilim, arkeoloji ve antik DNA genetiğinin, tarih öncesindeki insan nüfusu hakkında bize anlatacak çok şeyi var.
Şimdiye kadar Kuzey Amerika'da bin yıl yaşamış gizemli bir insan grubunun hiç iz bırakmadan kaybolduğu düşünülüyordu.
Sibirya'daki bir arkeolojik alana gömülü iki çocuğun süt dişi, son Buzul Çağ'da yaşayan daha önce bilinmeyen bir grup insanı ortaya çıkardı.
Yapılan DNA çalışmaları sayesinde, Antik Mısırlıların günümüzdeki gibi ehlilleştirilmiş tatlı karpuz yedikleri tespit edildi.
Antik DNA, son zamanlarda bilim dünyasının gündeminden düşmüyor; peki neymiş bu Antik DNA?
Günümüzde Estonya ve Finlandiya’da konuşulan Ural dil ailesi, yaklaşık 2500 yıl önce Sibirya’dan gen akışıyla beraber gelmiş olabilir.
Arkeologlar, Polonya'da buldukları 5.000 yıllık bir toplu mezarın, trajik bir aile katliamının sonucu olduğunu keşfetti.
Şimdiye kadar hayvanlar üzerine yapılmış en büyük genom çalışması, evcil atlar hakkında sürprizler ve bir de tehlike olduğunu ortaya koyuyor.
Yapay zeka kullanan bir çalışma, ilk kez Afrika popülasyonlarının diğer soyu tükenmiş insanlarla çiftleştiğini gösterdi.
Anadolu'da son 10-15.000 yıla ait insan kalıntılarının DNA analizlerini yapacak "Antik DNA Laboratuvarı" Hacettepe Üniversitesi'nde açılıyor.
Türkiye ve Yunanistan'ın olduğu bölgeden çıkan göçmenler, 6.000 yıl önce Britanya'ya geldi ve buradaki avcı toplayıcıların yerini aldı.
Yeni bir çalışmada, Yeni Gine’de yaşayan soyu tükenmiş insan türünün de modern insanlarla çiftleştiği tespit edildi.
Endonezya ve Papua Yeni Gine’de yaşayan insanların DNA’larına göre, türümüz 15.000 yıl önce Denisovalılarla çiftleşmiş olabilir.
2019 yılının Mart ayında Türkiye’de ve dünyada yapılmış en ilginç ve önemli arkeolojik keşifleri kaçıranlar için bu listede derledik.
Portekiz ve İspanya'da yapılan antik DNA çalışması, Bronz Çağda yerel erkeklerin gen havuzundan neredeyse tamamen çıktığını gösteriyor.
Avrupa'ya tarımı götüren Anadolu'nun ilk tarımcıları, bölgenin yerel avcı toplayıcılarının soyundan gelmiş.
Antik popülasyonlar üzerinde yapılan araştırma, Bronz Çağ'daki Avrasya bozkırları ve Kafkas Dağları toplumları arasındaki karmaşık ilişkiyi gösteriyor.
İpek Yolu'nun resmi oluşumundan çok daha önce, Orta Asya dağlarında yaşayan pastoral göçebeler ana güzergahı zaten kullanıyordu.
Antik DNA üzerine çalışan araştırmacılar, Avrasya'daki antik halkların kimliğini çok daha belirgin bir biçimde teyit edebilecek bir sistem icat etti.