Arkeologlar ve gökbilimciler, yakında gerçekleşecek bir gök olayı sayesinde Stonehenge’in Ay ile bir bağlantısının olup olmadığını çözebilir.
Stonehenge’in yaz gündönümünde gün doğumu ve kış gündönümünde gün batımıyla aynı hizada olduğu biliniyor. Ancak arkeologlar bu Neolitik anıtın, “Ay Duraklaması” olarak da bilinen Ay hareketlerini yakalamak için tasarlanmış olabileceğinden şüpheleniyor.
Her 18,6 yılda bir meydana gelen Büyük Ay Duraklaması, Ay’ın gökyüzündeki en kuzey ve en güney noktalarına ulaştığı noktayı işaret ediyor. Ay, her ay boyunca kuzeyden güneye doğru hareket eder, ancak bu aralığın kapsamı, Ay yörüngesinin açısı sayesinde sürekli bir değişim halinde.
Döngünün zirve noktasında, Ay’ın eğimi tek bir ay içinde 28,72 derece kuzeyden 28,72 derece güneye doğru değişiyor. Bunun aksine, Küçük Ay Duraklaması sırasında bu göksel hareket kuzey ve güney arasında 18,13 derece arasında değişiyor.
Stonehenge’in bu Ay döngüleriyle ilişkisine ilişkin argümanlar şu ana kadar çözülemedi. Ancak bölgedeki Sarsen dairesini çevreleyen dört İstasyon Taşından en az birinin, Büyük Ay Duraklaması sırasında en güneydeki Ay doğuşuyla aynı hizada olduğu belirtildi. Fakat arkeologlar bunun öneminden emin değiller.
(İlgili: Stonehenge’in Sarsen Taşları 120 Km Uzaktan Gelmiş Olabilir)
Şimdi ise, Ocak 2025’te gerçekleşecek olan nadir bir Ay olayı sırasında Stonehenge ile Ay arasında var olabilecek daha az anlaşılan bağlantıları araştırmak için bir proje başlatıldı.
Bu nadir Ay olayı, arkeologlara, gökbilimcilere ve arkeoastronomlara olayı ve Stonehenge’in eski insanlarını çevreleyen teorileri keşfetmeleri için nadir bir şans verecek. Bazı uzmanlar, anıtı inşa eden kişilerin aydaki büyük duraklamanın farkında olduklarını ve bu olayla olan ilişkisi nedeniyle ölülerini alanın belirli bir bölümüne gömmüş olabileceklerini düşünüyor.
Olayın nadirliği göz önüne alındığında, araştırmacılar yaklaşmakta olan Ay döngüsünden yararlanmaya istekli ve Stonehenge’in Ay’ın en aşırı yükseliş ve batış konumlarıyla olası hizalanmasına ilişkin bir dizi araştırmaya başlamaya hazırlanıyorlar.
Araştırmaya katılan Profesör Clive Ruggles, “Stonehenge’in Güneş’le olan mimari bağlantısı iyi biliniyor ancak Ay’la olan bağlantısı daha az biliniyor. Aynı zamanda bölgede bir dikdörtgen oluşturan dört “İstasyon Taşı’nın” (ikisi hala ayakta) Ay’daki büyük duraklamayı işaret edecek şekilde konumlandırılmış olması mümkün.
Dört İstasyon Taşı, Ay’ın en uç konumlarıyla aynı hizada ve araştırmacılar, bunun kasıtlı olup olmadığını, eğer kasıtlıysa bunun nasıl başarıldığını ve amacının ne olabileceğini yıllar boyu tartıştı” diyor.
Aydönümünün teknik olarak sadece bir ay sürmesine rağmen, Ay şu anda Güneş’in en uç noktalarından daha kuzeyde ve güneyde eğimlere ulaştığından, zaten büyük ölçüde Duraksama mevsimindeyiz. English Heritage’a göre, Ay döngüsünün bu dönemi, eski kültürler tarafından Ay tanrısının Güneş tanrısından daha güçlü hale geldiği şeklinde yorumlanmış olabilir ve kutlamalara, ritüellere ve diğer önemli olaylara ilham vermiş olabilir.
Yaklaşık bir yıl içinde, Büyük Ay Duraklaması’nın her iki tarafında da Ay’ın zaman zaman doğuşu veya alışılmışın dışında kuzeye veya güneye doğru batması görülebilir, bu da yapılacak araştırmalar için sağlıklı bir pencere sağlayacak.
Tabii ki, bu tür teoriler şu anda sadece spekülasyondan ibaret, ancak araştırmacılar tarihöncesi anıtın gelecek yılın başındaki Büyük Ay Duraklaması ile olan ilişkisine dair bazı sağlam ipuçları bulmayı umuyorlar.
English Heritage’tan Jennifer Wexler, “Stonehenge ile Büyük Ay Duraklaması arasındaki büyüleyici bağlantıyı keşfetmek için harika bir arkeoastronom ekibiyle birlikte çalışmaktan heyecan duyuyoruz. Çok nadir görülen bu fırsat, anıtın kadim gizemlerini ve onun göksel olaylarla olan ilişkisini daha derinlemesine araştırmamıza olanak tanıyor.” diyor.
Stonehenge’in ilk evresinde, MÖ yaklaşık 3.000 ila 2.500 yılları arasında, insanlar ölülerin yakılmış kalıntılarını gömüyor ve Stonehenge’in hendeklerine, kıyılarına ve Aubrey Delikleri olarak adlandırılan yerlere adak sunuyorlardı. Bu yakarak gömülen kalıntıların çoğu, anıtın güneydoğusunda yoğunlaşmış ve genel olarak Ay’ın en güneyde yükselen konumuna hizalanmıştı.
IFL Science. 16 Nisan 2024.
The Guardian. 15 Nisan 2024.
You must be logged in to post a comment Login