Pompeii’nin Ressamları Kimdi?

Yeni bir sergi, Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla küller içinde korunmuş güzel fresklere sahip antik Roma ‘resimlerini’ araştırıyor.

MS 79 yılında Vezüv Yanardağı patladığında, yakındaki kasabaları kalın bir kül ve kaya tabakasıyla kapladı. Hayatta kalan sakinler felaketten kaçarken; küller, güzel manzaraları tasvir eden duvar resimlerini, şahane yiyecekleri, Yunan mitolojisinden figürler ve erotik karşılaşmalar da dahil olmak üzere çeşitli eserleri korudu.

Arkeologların 18. yüzyılda sistematik olarak kazmaya başladıkları bu ayrıntılı freskler, İtalya’daki Museo Civico Archeologico di Bologna’da yeni bir sergi olan “Pompeii Ressamları”nın odak noktası oldu.

(İlgili: Pompeii’de Alt ve Orta Sınıfın Hayatları Anlaşılıyor)

100’den fazla tablonun sergilendiği sergi, Oklahoma ve New York’ta düzenlenen önceki sergilerden çok daha büyük. Ayrıca fresklerin neredeyse yarısının Museo Archeologico Nazionale di Napoli’deki evlerinin dışında daha önce hiç sergilenmemiş olması da heyecan katıyor.

Freskler, antik Roma’nın günlük yaşamı ve gelenekleri hakkında fikir vermenin yanı sıra, onları yaratan gizemli insanlara, yani ressamlara da ışık tutuyor. Arkeologlar ve sanat tarihçileri, genellikle eserlerine imza atmayan ancak çok yetenekli zanaatkarlar olan bu ressamlar hakkında çok az şey biliyorlar.

Serginin küratörü Mario Grimaldi, “Müşterileriyle nasıl bir ilişkileri vardı? Kamu ve özel çalışma arasındaki sözleşmeye dayalı fark neydi? Bir yapbozun parçalarına benzeyen bir dizi öğeden ipuçları çıkarabiliriz.” diyor.

Ressamlar muhtemelen sosyal merdivenin basamaklarında çok yüksekte değildiler, ancak bir dereceye kadar ekonomik başarı elde etmiş olmalılar, çünkü çoğu zaman kendi malzemelerini ve boyalarını satın almaktan sorumluydular, bunların bazıları çok pahalıydı. Gruplar halinde çalışıyor olmaları ve sanatçıdan ziyade dekoratör olarak görülmüş olmaları mümkün.

Grimaldi, “Resim, azatlılara, kölelere, kadınlara ve siyasi ve askeri hayattan aciz insanlara havale edilmişti.” diyor.

Küratörler, ressamların bazı odalarını ve çalıştıkları koşulları yeniden inşa ederek hikâyelerini anlatıyorlar. Ayrıca pigment kapları, pusulalar, eskizler ve çekül çizgileri de dahil olmak üzere sanatçıların araçlarını sergiliyorlar. Kazılan bu eserlerin yanında vazolar, kaplar ve kandiller gibi çeşitli ev eşyaları da sergileniyor.

Oklahoma City Museum of Art’tan Rosie May, “Patlamadan mucizevi bir şekilde kurtulan, bize Romalıların çalışma şekli hakkında çok şey anlatan alet ve pigmentlerimiz var ve bunlar küllere gömülmeselerdi günümüze ulaşamazlardı.” diyor.

Vezüv’ün patlamasından yaklaşık 2.000 yıl sonra, arkeologlar Pompeii, Herculaneum, Boscoreale, Stabiae ve volkanik küller tarafından gömülmüş diğer sahil yerleşmelerinde önemli buluntular çıkarmaya devam ediyor.

Pompeii Arkeoloji Parkı müdürü Gabriel Zuchtriegel, yakın zamanda yapılan kazıların, “siyasi krizler ve kıtlıklar sırasında savunmasız olan, aynı zamanda sosyal merdiveni tırmanmaya hırslı” orta sınıf Pompeii sakinlerinin yaşamlarına bir pencere sunduğunu söylüyor. 2021’de arkeologlar, antik Roma kentinde yaşayan köleleştirilmiş bireylerin evi olduğuna inandıkları bir yer buldular.

Araştırma ayrıca, yanardağın gölgesinde yaşayan insanların diyetleri ve yemek alışkanlıkları ile bölgede yaşamış vahşi yaşam türleri hakkında yeni bilgiler ortaya koyuyor.


Smithsonian Magazine. 26 Eylül 2022.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login