Hadrian Duvarı’nın yanında; askerler ve aileleri tarafından geride bırakılmış askeri ve kişisel eşyalarla dolu bir Roma süvari kışlası keşfedildi.
Kazı ekibi, Northumberland’daki antik Vindolanda garnizonunda, günümüze sağlam bir şekilde ulaşmış binlerce esere rastladı.
Arkeologlar bu keşfi piyango kazanmaya benzetiyorlar. Hadrian Duvarı’nın yanında; neredeyse 2000 yıl önceye ait, askerler ve aileleri tarafından geride bırakılmış askeri ve kişisel eşyalarla dolu bir Roma süvari kışlası keşfedildi. Önceki haftalarda, 2. yüzyılın başlarına tarihlenen binlerce eser ortaya çıkarılmıştı.
Buluntular yalnızca boyutu ve bozulmamış olmasıyla değil, aynı zamanda MS 122 yılında duvarın inşasına neden olan askeri propagandayı gösterdiği için, Hadrian Duvarı’nın tarihine yapmış olduğu katkısı bakımından da oldukça önemli. Keşfedilen kışla, duvardan daha önceye tarihleniyor: Romalılar bu bölgede zaten geniş bir askeri yapılanmaya sahipti ve yerel nüfusu kontrol altında tutuyordu.
Arkeoloji ekibinin başındaki Andrew Birley, “Britanyalılar, MS 117’de Traianus öldüğünde isyan başlatmak için bir fırsat elde ettiler. Duvar inşa edilmeden önce kuzeyde konuşlanan askerler savaşa girdiler ve oldukça savunmasız davrandılar. Elimize geçen kanıtlar, bu kişilerin inanılmaz zenginliğe ve çeşitlilik içeren bir yaşam tarzına sahip olduklarını gösteriyor.” diyor.
Arkeologlar bu alanı tesadüfen buldu ve bu kadar korunmuş olması karşısında şaşkına döndüler. Bunların içinde iki adet çok nadir görülen süvari kılıcı (bir tanesinin kını, kabzası ve, ucundaki yuvarlak yeri ahşap) ve iki adet ahşap oyuncak kılıç da yer alıyor. Hatta bir tanesinin topuzunda elmas taş var.
Süvari mızrakları mancınık cıvatalarının gibi diğer silahların yanı sıra, yerlerde bırakılmış taraklar, banyo terlikleri, ayakkabılar, kalemler, saç tokaları ve broşlar da ele geçirildi. Aynı zamanda güzel dokunmuş kumaş parçaları da ortaya çıkarıldı. Bu kumaş parçaları henüz incelenmedi fakat giysilere ait olabileceği düşünülüyor.
Ayrıca siyah mürekkeple yazılmış iki adet ahşap tablet de bulundu. Bunların mektup olduğu düşünülüyor fakat, bozulmamalarını sağlamak amacıyla bir koruma laboratuvarına götürüldükleri için içerikleri henüz deşifre edilemedi.
MS 105 tarihinden günümüze ulaşan kışlalar, Northumberland Hexham’ın yakınlarıdaki Hadrian Duvarı’nın güneyinde yer alan Vindolanda’da 4. yüzyıla tarihlenen kalenin altında bulundu. Bu kışla, alandaki en eski kışlalardan birisi. Hadrian, MS 122 yılına kadar, Britanya’nın kuzeybatı sınırını istilacılardan korumak için, yaklaşık 117 kilometre uzunluğundaki koruma duvarının yapımına başlamadı.
Bulgular, Romalılar kışlayı terk ettikten yaklaşık 30 yıl sonra beton zeminin altında kalmaları sayesinde, sağlam bir şekilde günümüze kadar ulaşabilmiş. Deri, tekstil gibi ürünler; betonun oksijeni geçirmemesi sayesinde oldukça iyi derecede korunmuş.
Birley, “Kılıçlar, isyan ve savaş döneminde Roma İmparatorluğu’nun kıyısında yaşayan insanların hayatlarına dair en kapsamlı ve önemli koleksiyonlardan biriydi. Bu kadar iyi korunmuş olmaları, heyecan verici. Taraklar, tencereler, tahta kaşıklar, kaseler, silahlar, zırh parçaları, süvari taşları gibi çok çeşitli şeyler ele geçirildi.” diyor.
“Bizler için bile, Roma kılıcı gibi şeyler elde etmek, kılıçlarının saplarının ve topuzlarının üzerinde oturuyor olmak heyecan verici. Biz de bunlarla birlikte biraz şaşkına döndük. Sonrasında; yan odada yalnızca 2 metre uzakta bir başka tam kılıç, iki ahşap kılıç ve birtakım süvari ekipmanlarını sağlam bir şekilde bulmak gerçekten müthiş.”
“Arkeologlar, herhangi bir durumda bir Romalı süvari kılıcı bulmayı beklemez; çünkü bu, günümüzde askerlerin kışlalarını terk etmesi, tüfeğini geride bırakması gibidir… Bu çok değerli bir şey. Öyleyse, neden kılıçlarını arkada bıraktılar?”
Birley, keşfin ‘oldukça duygusal’ olduğunu belirterek: “Tüm hayatınız boyunca bir Roma askeri bölgesinde çalışabilirsiniz fakat Vindolanda’da bile böyle ender bir durumu beklemez veya hayal etmezsiniz. Bu; ekibe bir arkeolojik piyango kazanmış gibi hissettirdi ve çok nadir ve çok özel şeylere sahip olduğumuzu biliyorduk.”
Arkeologlar, 4. yüzyıla ait taş kalenin temelini keşfettikleri sırada bir parça zemin döşemesini kaldırdılar. Beklenmedik bir alanda siyah, hoş kokulu mükemmel bir biçimde korunmuş anaerobik bir toprak katmanıyla karşılaştılar.
Bu toprakta terk edilmiş kışlaya ait ahşap duvarlar ve zemin, çitler, kaseler ve hayvan kemikleri vardı. Şaşırmış bir halde 3-5 metre derinliğinde kazıldıktan sonra, at ahırı ve yaşam alanı, ocaklar ve şöminelerin olduğu 8 oda ortaya çıkarttılar.
Alanın köleler de dahil olmak üzere, 1000’den fazla askere ve muhtemelen binlerce yardıma ihtiyacı olan kişiyi barındırdığı düşünülüyor. Romalılar, bu ilk kışlanın üzerine bir tane daha inşa etmeden önce, beton ve kil temel ile örtmüşlerdi. Vindolanda’da, garnizonlar gelip kalelerini inşa edip ayrılırlarken, onları yok edeceklerdi.
Birley; “Bazıları süvari olsa da onlara ait peşpeşe kışlalar var, fakat bunlar çok daha sonra yapılmış ve oksijensiz şartlardaki malzemeler gibi herhangi bir şekilde korunmamıştır. Burada görülen şey; bir dizi malzeme ve normalde kaybolan küçük detaylardır. ” diyor.
Süvari kılıçlarının, çok ince oldukları için; Romanın kuzey-batı illerinde bile çok nadir olduklarını söylüyor. “Çok hafif, keskin bıçaklı ve uçlu, birini kesmek için tasarlanmış.”
Diğer buluntular eyer için bakır alaşımlı süvari ekipmanları, kayış bağlantı noktası ve koşum takımlarını içeriyor. Hala iyi durumdalar, parlıyorlar ve neredeyse korozyona uğramamışlar. Kayış bağlantı noktaları o kadar iyi korunmuş ki tüm alaşım bağlantıları duruyor- son derece nadir görülen bir şekilde korunmuş, diyor Birley.
Ele geçirilen çanak gibi buluntuların çoğu, arkeologların burada yaşayan bazı insanların isimlerini ve hayatlarını öğrenebilecekleri grafitiler ile dolu.
Kendisi gibi bir arkeolog olan babası Robin’in 1973’te; Vindolanda’da yazılı tabletleri keşfeden ekibe başkanlık etmesi de, Birley için keşfi daha duygusal bir hale getirdi. Belki yeni tabletler bize daha fazla bilgi verebilir. Bu tabletler, burada yaşayan insanlara gönderilen ya da onlar tarafından yazılmış mektuplar.
“Dolayısıyla, bir malzeme koleksiyonu olarak bunlardan daha iyisi olamaz. Belgelerin bir kısmının isimlerini, karakterlerini, ne hakkında düşündüklerini ve ne yaptıkları hakkında bilgi vereceğini umuyoruz.” diyor Birley.
Son derece değerli bu malzemeler neden geride bırakıldı? Teorilerden biri; barakaların aceleyle terk edilmiş olması. Birley; “Çatışma vardı. Hadrian’ın duvarı inşa etmek üzere İngiltere’ye gelmesi için itici bir güçtü. Bu İngiliz ayaklanmasıydı. Öyleyse; Vindolanda’daki erkeklerin ve kadınların hikayesi olarak düşünebilirsiniz: “Çabuk bir şekilde buradan ayrılmamız gerekiyor, yanına sadece taşıyabileceğin şeyleri al. Eğer seçeneklerin kılıcın ya da çocuğunsa, çocuğunu al.”
You must be logged in to post a comment Login