Antik Ural Sakinlerinin Çoğu 18 Yaşına Kadar Yaşayamıyordu

Urallar’ın güneyinde gün yüzüne çıkarılan Tunç Çağı mezarlarında 50 yaşını aşkın yetişkin bulunmadı ve gömülenlerin yaklaşık %70’i çocuk çıktı.

Güney Ural Devlet Üniversitesi öğrencileri Kamenny Ambar-5 nekropolisini araştırıyor. C: Güney Ural Devlet Üniversitesi

Urallar’ın güneyindeki topraklarda gün yüzüne çıkarılan Tunç Çağı’na ait eserler tüm dünyadan arkeologlar için uzun yıllardır önemli bir araştırma objesi. Güney Ural Devlet Üniversitesi’nden bilim insanları ABD ve Almanya’dan uluslararası meslektaşlarıyla birlikte on yılı aşkın süredir, Chelyabinsk’in 280 km ilerisinde yer alan bir nekropolisi (Kamenny Ambar-5) inceliyor. Modern genetik biliminde yaşanan gelişmeler nekropolisin tarihine dair akılara takılan birçok sorunun cevaplandırılmasına olanak sağlıyor.

(Urallar’da Kemikleri Bulunan Mağara Aslanları Kurban Edilmiş Olabilir)

Güney Ural Devlet Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Enstitüsü’nden, Rus Tarihi Profesörü Andrey Epimakhov denetimindeki araştırmacı ve öğrenciler Chelyabinsk bölgesinin güneyinde bir kazı çalışması yürütüyor. Kamenny Ambar, Kartalinsky ilçesinde yer alan iyi donanımlı bir Tunç Çağı yerleşimi. Dört bin yıl önce burada, özgül bir yaşam tarzına, eşsiz kültürel geleneklere ve dünya görüşüne sahip insanlar yaşıyordu. Bu insanlar tarafından oluşturulmuş donanımlı yerleşim ve cenaze kompleksleri günümüzde arkeologların özellikle ilgisini çekiyor.

Andrey Apimakhov, “Modern arkeoloji oldukça dinamik bir bilim dalı. Günümüzde, disiplinlerarası araştırma büyük bir rol oynuyor. Örneğin, çevreyi ve antik insanların yaşam koşullarını araştırmanın yanı sıra toplumsal ilişkilerini de inceleyebiliyoruz. Hedefimiz mevcut bilgiyi genişletmek ve bu antik popülâsyonun yaşamının yeni yönlerini keşfetmek. İlk olarak, insanları araştırıyoruz ve yaşamlarının tarihini azami ölçüde yeniden oluşturmaya çalışıyoruz. Bu açıdan bakıldığında, işimiz etnografların işine benzerlik gösteriyor” diyor.

Güney Ural Devlet Üniversitesi ve Pittsburg Üniversitesi’nden araştırmacılardan oluşan uluslararası ekip, Kamenny Ambar-5 mezar alanında keşfedilen kalıntıları inceliyor. Fiziksel antropologlar bulunan her bireyin yaşını ve ırkını belirlemek ayrıca herhangi bir yaralanma veya hastalık geçirip geçirmediklerini öğrenmek amacıyla kapsamlı bir araştırma başlattı.

“Mezarlarda 50 yaşını aşkın yetişkin bulunmaması ve gömülenlerin yaklaşık %70’inin çeşitli yaşlardan çocuklar olması mezar alanına dair gizemlerden biri. Ölüler cenaze ekipmanları ve besi hayvanı, koyun kurbanlarını da içeren ritüellerle gömülmüş. Yetişkinler ise inekler, atlar ve köpeklerle birlikte gömülmüş.”

Profesör Andrey Epimakhov. C: Güney Ural Devlet Üniversitesi

Araştırmacılar büyük miktarda DNA materyali toplamayı başardı. Genom haritalamasıyla çocukların cinsiyeti belirlendi. Genetik bilimciler arkeologların kızların süslemelerle erkeklerinse iş aletleriyle gömüldüğüne dair iddialarını doğruladı. Kamenny Ambar sakinlerinin kalıntıları üzerinde yapılan araştırma toplumsallaşma ve cinsiyet rollerinin oluşumunun 2 veya 3 yaşlarında başladığını gösterdi.

Güney Ural Devlet Üniversitesi’nden bilim insanları, “Kalıntılar herhangi bir hastalığın var olup olmadığını öğrenmek için ayrıca incelendi, ancak salgın veya tehlikeli bir hastalığın izine rastlanmadı. Yalnızca çok az sayıda insanın biyolojik olgunluklarına erişene kadar yaşamış olması çevrenin elverişsiz olduğunun bir göstergesi, bu insanların ömürleri kısaydı ve ortalama 50 yıl sürüyordu.” diyor.

(Ural Dağlarında Paleolitik Dönem Deve Resmi Bulundu)

Kazı alanında bir mızrak ve savaş arabasına ait parçalar da dâhil çok sayıda askeri ekipmana rastlandı. Ancak, yapılan kapsamlı incelemeler sonucunda bu nesnelerin savaşta kullanılmadığı ortaya çıkarıldı. Bilim insanları böylesine kısa bir yaşam süresinin elverişsiz ve belki de değişken çevreye verilen bölgesel bir adaptif tepki olduğunu öne sürüyor. İddialardan birine göre, yerleşim sakinleri günümüz Güney Urallar’ına gelen bir grup göçmendi.

Tunç Çağı’nda göç oldukça zor bir süreçti. Kademeli olarak ilerliyordu. Bugün, bilim insanları göçün Batı’dan Doğu’ya olduğunu biliyor. Ancak, bir dizi Doğu Avrupa kültürlerinin özellikleri kültürel açıdan açıkça izlenebiliyor olduğu için günümüz Almanya ve Polonya’sını içine alan Orta Avrupa uluslarıyla genetik benzerlikler keşfedildi.

Güney Ural Devlet Üniversitesi öğrencileri Kamenny Ambar-5 nekropolisini araştırıyor. C: Güney Ural Devlet Üniversitesi

Profesör Epimakhov, “Kafataslarının rekonstrüksiyonları yapıldı, şu an kalıntıları Kamenny Ambar mezar alanında bulunan yerleşim sakinlerinin görünüşlerini görsel olarak gösterebiliyoruz. Bu insanlar, Avrupa etnisitesinin şekilli bir yüz iskeleti ve çıkıntılı burunlarla güney temsilcileriydi. Yerel sakinlerle karşılaştırıldıklarında daha fazla dikkat çekiyorlardı. Bu onların göçmen olduklarını kanıtlıyor. Ataları Avrupa etnisitesinin temsilcileriydi, fakat farklı bir türden” diyor.

Araştırmacılar ayrıca, yerleşim sakinlerinin hayvan yetiştiricisi ve çiftçi olduklarına dair hipotezi gözden geçirmeyi de başardı. Bu doğrultuda, kapsamlı bir bitki kalıntısı koleksiyonu elde edildi. Yapılan analizler ekili ürünlerin var olmadığını gösterdi, bu da söz konusu teoriyi çürütüyor.

Andrey Epimakhov, “yabani bitkileri topladıklarını ve kısmen balıkçılıkla ve avcılıkla uğraştıklarını belirleyebildik. Ancak, bunlar tamamlayıcı faaliyetlerdi: yaşamları inek, koyun ve at besleme üzerine kurulmuştu. Bu sebeple, bu insanların yerleşik hayvan yetiştiricileri olduğunu büyük bir kesinlikle söyleyebiliriz” diyor.

Uzun yıllar alan araştırmanın sonuçları Amerikan İnsan Biyolojisi Dergisi’nde yayımlanan “Hız şeridinde hayat: Orta Tunç Çağı sırasında Orta Avrasya Steplerinde yerleşik pastoralizm” başlıklı makalede özetlendi.


South Ural State University. 29 Ağustos 2018.

Makale: Judd, M. A., Walker, J. L., Ventresca Miller, A., Razhev, D., Epimakhov, A. V., & Hanks, B. K. (2018). Life in the fast lane: Settled pastoralism in the Central Eurasian Steppe during the Middle Bronze Age. American Journal of Human Biology, e23129.

Ege Üniversitesi Mütercim Tercümanlık bölümü mezunu. Arkeoloji ve özellikle sanat tarihini çok seviyor.

You must be logged in to post a comment Login