Antik Afrika Krallığı, Bir Akifer Sayesinde Sahra’da Hayata Tutundu

Bir zamanlar günümüz Libya’sında yaşayan Garamantların yükselişi ve düşüşü, yer altı suyuna güvenen bölgeler için ders niteliği taşıyor.

Günümüz Libya’sının güneybatı kesimindeki Garamant Krallığı’nın kalıntıları. C: Getty

Yer altı suyunu toplamayı sağlayan benzersiz bir yöntem, Garamantların 2.000 yıldan da uzun bir süre önce -yani bölge çöl haline geldikten uzun bir süre sonra bile- Sahra Çölü’nde büyüyüp gelişmesini sağladı. Fakat bu krallığın çöküşü, modern ihtiyaçları için büyük oranda antik yer altı suyuna muhtaç olan Kaliforniya gibi modern bölgeler için de ders niteliği taşıyor.

Ohio Eyalet Üniversitesi’nden Hidrojeolog Frank Schwartz, “Bu birinci sınıf akifere sahip oldukları için çok şanslılardı.” diyor. “Fakat bu, sürdürülebilir bir sistem değildi ve dolayısıyla zamanla kurudu.”

Antik uygarlıkların hidrojeolojisi üzerinde çalışan Schwartz, Garamantların yükselişi ve düşüşünü 16 Ekim 2023’te Amerika Jeoloji Derneği’nin Pittsburgh’deki yıllık konferansında detaylandırdı.

(İlgili: Kaya Resimlerine Göre Sahra, 4.000 Yıl Önce Çok Farklı Bir Yerdi)

Bir zamanlar tarihçiler, birinci yüzyılda genişleyen Roma İmparatorluğu tarafından boyunduruk altına alınana dek Garamant Krallığı’nın Kuzey Afrika’nın -günümüz Güneybatı Libya’sının- Fizan Bölgesi’nde küçük bir güç olduğunu düşünüyorlardı.

Fakat 1960’lardan bu yana arkeoloji, bu krallığın önceden düşünülenden daha büyük ve daha güçlü olduğunu açığa çıkardı. Bu krallıktaki şehirler, yakınlardaki dağlık arazinin kum taşı kayalıklarında yer alan antik bir akiferden çıkan suyun yer altı tünelleri -kehrizler- aracılığı ve yer çekimi sayesinde taşınmasıyla besleniyordu: Devasa bir antik mühendislik örneği.

Schwartz, “Bu, Afrika’da herhangi bir nehir olmadan büyüyen ilk topluluktu.” diyor. “Mısırlıların her yıl taşan bir Nil Nehri vardı. Fakat burada hiçbir nehir yoktu.”

Sahra Krallığı

Schwartz’a göre Garamantlar, 7.000 ila 5.000 yıl önce “Son Yeşil Sahra Dönemi”nde bu bölgede yaşamış Neolitik sığır çobanlarının soyundan geliyordu. “Son Yeşil Sahra Dönemi” ifadesi, Dünya’nın eksen eğikliğinden kaynaklı olarak hemen hemen her 23.000 yılda bir gerçekleşen nispeten nemli Sahra iklimini anlatıyor.

Schwartz, “Fakat MÖ 400 civarında Garamant Krallığı ortaya çıktığı dönemde iklim değişti ve Sahra aşırı kurak hale geldi.” diyor.

Arkeologlar Garamantların yer altı suyunu farklı dönemlerde farklı yöntemler kullanarak çıkardığını düşünüyor. Bu yöntemlerden biri olan “şaduf kuyuları”nda su, dengelenmiş bir kol yardımıyla bir kovaya yükseltiliyor; diğer bir yöntem olan “dalw kuyuları”nda ise su, koşum takılmış hayvanlar tarafından deri torbalar içinde yükseltiliyordu.

Fakat asıl önemli olan yenilik, suyu Garamant şehirlerine taşıyan “kehrizler”di.

Antik Perslere ait bir su tüneli teknolojisi olan ve 2000 yıldan uzun bir süre önce buradan Libya’ya yayılan “qanat”ı gösteren bir diyagram. C: Samuel Bailey via Wikimedia Commons

Schwartz’a göre bu teknoloji, “qanat” adı verilen tünellerin yer aldığı İran’da ortaya çıkmış ve muhtemelen çöl kervanlarındaki tüccarlar vasıtasıyla Garamantlara ulaşmıştı. Fakat Pers “qanat”larının çoğu, her yıl eriyen kar suları sayesinde dolan akiferlerdeki suyu kurutuyordu; Fizan’da ise böyle bir durum gözlenmiyordu.

Garamant kehrizleri ise on milyonlarca yıl önce yakınlardaki bir kum taşı bölgesinde oluşmuş ve Yeşil Sahra Dönemi’nde tamamen dolu hale gelmiş antik bir yer altı akiferini kullanıyordu.

Schwartz, Garamantların bu akiferin yakınlarında yaşamalarını ve kehrizlerin de işlev görüyor olmasını tamamen bir şans eseri -güzel bir tesadüf- olarak nitelendiriyor. “Aslında burada böyle durumlar olmaması gerekiyordu.” diyor. Fakat tesadüf o ki tüm olasılıklar gerçekleşti ve kehrizlerdeki su Garamantların çölün ortasında güçlü bir krallık kurmasını sağladı.

Su İçin Kazmak

Schwartz, “Arkeologlar Fizan bölgesinde şimdiye dek 750 kilometreden fazla kehriz tespit etti; bu kehrizler muhtemelen Garamantlar tarafından esir alınmış insanlar tarafından kazılmıştı.” diyor. En uzun kehrizlerden bazıları 6.5 kilometreden uzun ve kumun, çakılların ve yekpare kum taşının içinden geçiyor; bu kehrizlere ulaşımı sağlayan dikey kuyular ise yaklaşık her 5 ila 10 metrede bir yer altı tünellerine iniyor.

Pittsburgh’deki konferansa katılmayan Oxford Üniversitesi Roma İmparatorluğu Arkeolojisi Profesörü Andrew Wilson, en eski kehrizlerden birinin, kendisine ulaşan kerpiç kuyudaki organik madde sayesinde MÖ 391 ila 206 yılları arasına tarihlendiğini fakat kehrizlerden birçoğunun bundan çok daha yeni tarihli olduğunu söylüyor.

Wilson, kehrizlerin antik akiferden ne kadar su kullandığının ve akiferin bölgedeki nadir yağmurlar sayesinde ne ölçüde dolduğunun bilinmediğini ekliyor:

“Fakat kehrizlerin derinleştirilmesi ve uzatılması gibi yer altındaki su seviyesinin düştüğünü gösteren bazı stres işaretleri vardı.” diyor. Ama bu tür önlemler akiferin aşırı kullanımını telafi edemedi: “Sonuç olarak birkaç yüzyılın sonunda kehrizler kullanılamaz hale geldi.”

Schwartz, “Akiferin su seviyesi zamanla kehrizleri besleyebilecek seviyenin altına düştü ve bu durum MS 100 yılı civarında Garamantların zayıflamasına yol açtı. Fakat bölgenin yer altı suları, 1980’lerde başlayan ve günümüzde ekilebilir araziler ile birlikte ülkenin kuzeyindeki milyonlarca insana su sağlayan ‘Libya’nın Büyük Nehir Projesi’ tarafından sömürülüyor. ” diyor.

“Garamantların çöküşü, -tıpkı günümüzde Kaliforniya’da ve İran’ın büyük bir kısmında olduğu gibi- antik yer altı suyu kaynaklarının sömürülmesinin tehlikelerini gösteriyor.”

“Garamantlar bir süreliğine tatlı bir tesadüfe ev sahipliği yaptı fakat bu ev sahipliği çok da uzun sürmedi.”


Live Science. 24 Ekim 2023.

Kocatepe Üniversitesi'nde Hukuk okuyor. Dil, tarih ve arkeoloji alanlarında kendini geliştiriyor.

You must be logged in to post a comment Login