Exeter Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, öğrenmenin etkili aletler yapabilmek için önemli bir şart olmadığını ortaya koydu. Sonuçlar, insan aletlerinin ve teknolojilerinin nesilden nesile aktarılarak geliştirilmesine ve bu gelişimin insan türünün başarısının nedenlerinden biri olduğuna dair yerleşmiş görüşlere karşı çıkar nitelikte. Bu çalışmaya göre bilgi aktarımı yararlı olsa da kültürel gelişim için en önemli etken değil çünkü insanlar mantık yürütme ve ters mühendislik (yapılmış aletleri inceleyerek) ile aletlerin nasıl yapıldığını çözebiliyor.
Birikmiş kültür (cumulative culture) olarak bilinen, alet ve teknolojilerin etkinliğinin nesilden nesile gelişme kapasitesi, insanlara özgü bir özellik ve ekolojik başarımızın önemli nedenlerinden biri. Bu özelliğimiz bizim Dünya üzerinde en soğuk ve ıssız bölgelere yerleşmemizi ve hatta uzayda sürekli üsler kurmamızı sağladı. Birikmiş kültürümüzün diğer türlerle karşılaştırıldığında nasıl birden arttığı ise gizemini koruyor.
Bu kültür birikimine dair kapasitemizin, uzun zamandır, bilginin doğru olarak aktarılmasını sağlayan özel bilgi aktarımı (öğrenme/öğretme ve imitasyon) yöntemlerine dayandığı düşünülüyordu. Araştırmacılar, bu fikri test etmek için, çeşitli insan gruplarından günlük malzemelerden pirinç sepetleri yapmalarını isteyerek, insan evrimi boyunca karşılaşılan koşulları yeniden yarattı. Bazı insanlar sepetleri yalnız başına yaparken, diğerleri öğretme ve daha önce yapılan sepetleri inceleme yoluyla kendinden önceki kişilerden bilgi aktarımı sağlayacakları iletişim grupları oluşturarak çalıştı.
Bilgi aktarımı yoluyla üretim daha dayanıklı sepetler sağlamasına rağmen altı denemeden sonra bütün grupların yaptığı sepetlerin taşıyabileceği pirinç miktarında önemli artış gözlendi. Exeter Üniversitesi Ekoloji ve Konservasyon Merkezi’nden Dr. Alex Thornton, konuyla ilgili, “çalışmamız binlerce yıldır kullanılan insan aletlerindeki gelişim süreçlerinin açıklanmasına katkı sağlıyor. Bilgili bir öğretmen üretim aşamasında önemli avantajlar sağlasa da, böyle bir etkenin yokluğu kültürel gelişimimize sınırlama getirmemekte. İnsanlar sosyal olarak öğrenme ve öğretmeden çok daha fazlasını yapabiliyor; aynı eylemleri farklı şekillerde gerçekleştirmek için bağımsız düşünme ve mantık yürütme yeteneğine sahibiz. Bu bizim tür olarak başarımızın sırrı olabilir,” diyerek görüşlerini belirtti.
Çalışmanın sonuçları erken insanların diğer türlerle arasındaki kültürel boşluğun doldurulması açısından erken insan topluluklarına ışık tutuyor. Araştırmacılar, bizi diğer hayvanlardan ayıran etmenleri tam olarak anlayabilmemiz için gelecekteki çalışmaların sosyal bilgi aktarımı mekanizmaları yerine bireysel mental kapasitemize odaklanması gerektiğini düşünüyor.
phys.org (Cognitive requirements of cumulative culture: teaching is useful but not essential by Elena Zwirner and Alex Thornton is published in Scientific Reports)
You must be logged in to post a comment Login