13.0000 Yıllık Mavi Pigment Kullanımına Dair Kanıt Bulundu

Almanya’da bulunan 13.000 yıllık taş üzerindeki azurit parçacıkları, Avrupa’da bilinen en eski mavi pigment kullanımını ortaya çıkardı.

Görünür konsantrasyonlara doğrudan bitişik, nano boyuttaki mavi kalıntı lekelerinin mikroskobik görüntüsü. C: Wisher et al. 2025.

Almanya’da arkeologlar, tarihöncesi bir eserin üzerindeki toprağı temizlediklerinde son derece nadir bir renkle karşılaşınca şaşkına döndüler. Taşın yüzeyine tutunmuş mavi tonlarında küçük parçacıklar parlıyordu.

Mavi, doğadaki en nadir renklerden biri. Mavi görünen çiçekler, kuşlar ve kelebekler bile genellikle gerçek bir pigment yerine, ışığı yansıtarak mavi görünmelerini sağlayan optik oyunlara (örneğin iridisans – yanardönerlik) dayanır.

Bu yüzden Almanya’daki Mühlheim-Dietesheim sahasında bulunan bu keşif sıradışı kabul ediliyor. 13.000 yıl öncesine tarihlenen bu bulgu, Avrupa’da bilinen en eski mavi pigment kullanımı ve dünyanın en eski örneklerinden biri.

(İlgili: İnsanlar 34.000 Yıl Önce Mavi Çivit Boyası Kullanıyordu)

“Bu neredeyse dünyanın en eski mavi pigmenti – bizden daha eski bilinen tek örnek, yaklaşık 19.000 ila 23.000 yıl öncesine tarihlenen, Sibirya’da mavi-yeşil pigment izlerinin bulunduğu figürinler” diyor çalışmanın başyazarı ve Danimarka Aarhus Üniversitesi’nden arkeolog Dr. Izzy Wisher.

Gürcistan’dan gelen 32.000–34.000 yıl öncesine tarihlenen başka kanıtlar da var; bu kanıtlar, insanların çivit otu (Isatis tinctoria) bitkisini ezerek morumsu-mavi bir pigment üretmiş olabileceklerini gösteriyor. Bu bitki, çok daha sonra kot pantolonların rengini veren boyaların da kaynağı oldu.

Bu nadir örneklerin dışında, tarihöncesi dünyada gerçek mavi pigmentler son derece seyrek.

Mühlheim-Dietesheim’daki taş eserin üst tabakasında bulunan üç mavi kalıntı alanı. C: Wisher et al. 2025.

Gelişmiş görüntüleme teknikleri ve kimyasal analizler kullanan araştırmacılar, taşın üzerindeki maddenin ezilmemiş azurit olduğunu buldular. Azurit, bakır cevherinin hava koşullarına maruz kalarak bozunmasıyla oluşan derin mavi bir bakır minerali. Ren-Main Nehri’nin bulunduğu bölgenin jeolojisi bakır açısından zengin; bu da Paleolitik insanların taşı muhtemelen yerel olarak toplamış olabileceğini düşündürüyor.

Bu nadir pigmentin, insan yapımı bir nesneye jeolojik bir tesadüf sonucu bulaşmış olması oldukça düşük bir ihtimal. Mühlheim-Dietesheim sahasında, tarihöncesi insanların kırmızı ve kahverengi aşıboyası kullandığına dair bol miktarda kanıt var. Aşıboyası, insanlığın büyük bir kısmı boyunca dünyanın dört bir yanında kullanılan doğal bir pigmentti.

Bu durum, bu insanların eserlerini – ve muhtemelen kendi bedenlerini – renklerle süslemeyi sevdiklerini gösteriyor. Ancak nadir bulunan azurit pigmentinin varlığı, onların daha önce düşündüğümüzden çok daha geniş bir renk paletiyle deneyler yaptıklarını kanıtlıyor.

“Bu bulgu, Paleolitik pigment kullanımı hakkındaki bildiklerimizi sorgulamamıza neden oluyor” diyor Dr. Wisher.

“Azuritin varlığı, Paleolitik insanların mineral pigmentler hakkında derin bir bilgiye sahip olduklarını ve düşündüğümüzden çok daha geniş bir renk yelpazesine erişebildiklerini gösteriyor – ve belirli renkleri kullanma biçimlerinde seçici davranmış olabilirler”.

Antik dünyada mavi pigmentlerin en ünlü kullanımı, mavi pigmenti sentetik olarak üreten ilk kültür olan Antik Mısırlılara ait. Yaklaşık 4.500 yıl önce, çeşitli mineralleri karıştırarak hem ton hem de doku olarak tozlu görünüme sahip bir mavi pigment ürettiler ve bunu duvar resimlerinden mücevherlere kadar birçok nesnede kullandılar.

Mavi pigmentin insan hayatında yaygın olarak kullanılmaya başlanması genellikle bu döneme tarihlenirdi. Ancak Almanya’daki bu küçük azurit parçacıkları, Avrupa’daki Buzul Çağı sanatçılarının, firavunların tapınaklarını göz alıcı renklerle süslemesinden çok önce, doğada nadir bulunan bu rengi aradıklarını gösteriyor.


IFL Science. 29 Eylül 2025.

Makale: Wisher I, Birch T, Andreasen R, et al. 2025. The earliest evidence of blue pigment use in Europe. Antiquity:1-16

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login