Şempanzeler Her Gün İki Bira Eşdeğerinde Alkol Tüketiyor

Şempanzelerin doğal alanlarında meyvelerin etanol içeriğinin ölçümleri, her gün iki alkollü içeceğe eşdeğer alkol tükettiklerini gösteriyor.

2021 yılında Fildişi Sahili’ndeki Taï Milli Parkı’nda bulunan Parinari excelsa ağacının erik benzeri meyvesini yiyen iki erkek şempanze. C: Aleksey Maro/UC Berkeley

Şempanzelerin özellikle yüksek etanol oranına sahip (genellikle daha olgun ve fermantasyona uygun şekerli) meyveleri bilerek mi seçtikleri henüz net değil. Ancak normalde yedikleri birçok meyvede etanol bulunması, alkolün diyetlerinin düzenli bir parçası olduğunu ve muhtemelen insan atalarının diyetinde de yer aldığını düşündürüyor.

“Her iki bölgede de, erkek ve dişi şempanzeler diyetlerinde günde yaklaşık 14 gram saf etanol tüketiyor; bu da bir standart Amerikan içkisine eşdeğer” diyor Aleksey Maro. “Beden ağırlığına göre ayarladığınızda – çünkü şempanzeler ortalama 40 kilo, insanlarsa 70 kilo civarında – bu miktar neredeyse iki içkiye çıkıyor”.

ABD’de bir “standart içki”, tüketicinin vücut ağırlığından bağımsız olarak 14 gram etanol içerir ve Avrupa’nın büyük bir bölümünde ise standart içkide 10 gram etanol olduğu kabul edilir.

Maro, Uganda’daki Ngogo ve Fildişi Sahili’ndeki Taï bölgelerinde iki şempanze çalışma alanından 21 meyve türü örnekledi ve ortalama alkol içeriğini ağırlıkça yüzde 0,26 olarak buldu. Bu alanlarda şempanzeleri inceleyen primatologlar, hayvanların günde ortalama yaklaşık 4,5 kilogram meyve tükettiğini ve diyetlerinin yaklaşık dörtte üçünün meyveden oluştuğunu tahmin ediyor. Araştırmacılar ayrıca her bölgedeki meyve türlerinin şempanze diyetindeki oranlarını da kaydetti. Bu veriler, Berkeley biyologlarının ortalama günlük etanol tüketimini hesaplamasına olanak sağladı.

(İlgili: Dişi Meyve Sinekleri, Alkollü Erkekleri Daha Çekici Buluyor)

“Şempanzeler her gün vücut ağırlıklarının yüzde 5 ila 10’u kadar olgun meyve yiyor, dolayısıyla düşük konsantrasyonlar bile yüksek bir günlük toplam alkol alımına, yani önemli bir doz alkol alımına yol açıyor” diyor Robert Dudley. “Eğer şempanzeler Aleksey’in yaptığı gibi rastgele olgun meyve seçiyorsa bu, etanol tercihinden bağımsız olarak ortalama tüketim oranlarıdır. Ama daha olgun ya da daha şekerli meyveleri tercih ediyorlarsa bu, olası etanol alım oranı için muhafazakâr bir alt sınırdır.”

Meyve tüketimi gün boyunca devam ediyor ve şempanzeler belirgin bir sarhoşluk belirtisi göstermiyor, diyor Maro. Aslında, bir şempanzenin sarhoş olacak kadar alkol etkisi hissetmesi için o kadar çok meyve yemesi gerekir ki midesi şişerdi. Ancak bu kronik düşük düzeyde maruziyet, insanların en yakın akrabası olan şempanzelerle ortak atalarımızın da her gün fermente olmuş meyvelerden alkol aldığını gösteriyor. Bu besin maddesi bugün hem esaret altındaki şempanzelerin hem de birçok insanın diyetinden eksik.

“Şempanzeler, biz her gün fermente gıda yeseydik alacağımız kadar alkol tüketiyor” diyor Maro. “İnsanların alkole olan ilgisi muhtemelen şempanzelerle ortak atamızdan gelen bu beslenme mirasından kaynaklanıyor.”

Maro, Science Advances dergisinde yayınlanan yeni makalenin ilk yazarı ve Dudley ise bu makalenin kıdemli yazarı.

“Sarhoş Maymun” Hipotezi

Dudley, insanlarda alkol arzusunun primat atalarımızdan miras kalmış olabileceğinden ilk kez 20 yıl önce şüphelenmeye başlamıştı ve 2014’te bu teorisini anlattığı The Drunken Monkey: Why We Drink and Abuse Alcohol (Sarhoş Maymun: Neden İçiyoruz ve Alkolü Kötüye Kullanıyoruz) adlı bir kitap yazdı. Bu “sarhoş maymun” hipotezi başta özellikle primat uzmanı bilim insanlarının şüpheciliğiyle karşılandı; çünkü onlar şempanzelerin ve diğer primatların fermente meyve veya nektar yemediklerini söylüyordu. Bu besinlerdeki alkol, tıpkı üzüm suyunun şarap haline gelmesinde olduğu gibi, şekeri parçalayan mayalar tarafından üretilir.

Ancak yıllar içinde Dudley’nin teorisi giderek daha fazla destekçi kazandı. Artık daha çok primatolog maymunların ve kuyruksuz maymunların fermente meyve yediklerini bildiriyor; bu davranış bu yılın başlarında Gine-Bissau’daki şempanzelerde de gözlemlendi. Araştırmacılar ayrıca esaret altındaki primatların alkol tercihleri hakkında makaleler yayımladı.

2016’da Dartmouth Üniversitesi araştırmacıları, esaret altındaki aye-aye lemurları ve lorisler farklı alkol yüzdelerine sahip nektarla beslendiğinde, en yüksek alkol oranına sahip nektarı önce bitirdiklerini ve boş kaplara tekrar tekrar gidip sanki daha fazlasını istiyormuş gibi davrandıklarını bildirdi. 2022’de Dudley, Panama’daki araştırmacılarla birlikte yaban örümcek maymunlarının fermente olmuş, alkol yüklü meyveleri tükettiğini ve idrarlarında alkol metabolitlerinin bulunduğunu belgeledi.

Alkol alımı sadece memelilerle sınırlı değil. Bu yılın başlarında yayımlanan bir makalede Dudley ve meslektaşları, test edilen 17 kuş türünden 10’unun tüylerinde alkol metabolitleri bulduklarını, bunun da diyetlerinin – nektar, tahıl, böcekler ve hatta omurgalılar – kayda değer miktarda etanol içerdiğini gösterdiğini bildirdi.

“Etanol tüketimi primatlara özgü değil” diyor Dudley. “Bu daha çok meyveyle beslenen tüm hayvanlara ve bazı durumlarda nektarla beslenenlere özgü bir özellik.”

Hayvanların neden etanol aradıklarına dair bir teori de etanol kokusunun daha yüksek şeker oranına sahip yiyecekleri bulmalarına yardım ederek uzun vadede daha fazla enerji sağlaması. Alkol ayrıca yeme zevkini artırabilir; tıpkı akşam yemeğinde şarap içmek gibi. Ayrıca alkol içeren meyvelerin paylaşılmasının primatlar ve diğer hayvanlar arasında sosyal bağları güçlendirmede rol oynamış olabileceği de düşünülüyor.

“Bu, modern insanlarda alkol ilgisi ve kötüye kullanımını araştırmak için daha fazla kamu fonu gerektiğini gösteriyor. Büyük olasılıkla bu ilginin derin bir evrimsel geçmişi var” diyor Dudley.

2018 yılında Uganda’nın Kibale Milli Parkı’ndaki Ngogo’da incir yiyen bir şempanze. UC Berkeley biyologları, şempanzelerin düzenli olarak tükettiği birçok meyve türünün etanol içeriğini ölçtüler ve bunların önemli miktarlarda etanol içerdiğini buldular; bu miktar, maymunların kronik olarak diyet alkolüne maruz kaldıklarını düşündürecek kadar fazla. C: Aleksey Maro/UC Berkeley

Şemsiye ile İdrar Örneği Toplamak

Maro, 2019’dan itibaren Uganda’daki Kibale Ulusal Parkı’nda yer alan Ngogo’ya iki, Fildişi Sahili’ndeki Taï Ulusal Parkı’na ise bir saha gezisi yaptı. Afrika’nın en büyük şempanze sosyal grubuna ev sahipliği yapan Ngogo’da şempanzeler meyve toplamak için ağaçlara tırmanıyor ve birkaç incir türünü tercih ediyor. Maro ve ekibi, şempanzelerin yakın zamanda meyve topladığı ağaçların altından, hasarsız ve taze düşmüş meyveleri topladı. Taï’de ise şempanzelerin genellikle yere düşmüş meyveleri yemesi nedeniyle hasarsız ve ısırılmamış meyveler toplandı.

Her örnek hava geçirmeyen kaplara kondu; türü, boyutu, rengi ve yumuşaklığı kaydedildi ve kamp üssüne döner dönmez olgunlaşmayı önlemek için donduruldu. Alkol içeriğini test etmek için Maro her üç saha gezisinde farklı yöntemler kullandı: bir tür alkolmetreye benzeyen yarı iletken cihaz, taşınabilir gaz kromatografı ve kimyasal test. Hepsi benzer alkol yüzdeleri kaydetti. Maro, bu yöntemlerin her birini sahada kolayca tekrarlanabilir bir prosedürle Dudley’nin Berkeley’deki laboratuvarında önceden test etti ve genelde günde 20 örneği 12 saatlik bir süreçte işledi.

İki yöntemde meyve çözülüp kabuk ve çekirdekleri çıkarıldı, posa karıştırıldı ve alkolün serbest kalması için kapalı kapta birkaç saat bekletildi. Daha sonra kaptaki hava (“headspace”) alınarak alkol oranı analiz edildi. Üçüncü yöntemde ise posanın sıvı kısmı çıkarıldı ve etanol ile reaksiyona girerek renk değiştiren kimyasallar kullanıldı.

Şempanzelerin her meyve türünü yeme oranına göre ağırlıklandırıldığında, meyvelerin ortalama alkol içeriği Ngogo’da ağırlıkça yüzde 0,32, Taï’de ise yüzde 0,31 bulundu. Her iki yerde de en sık tüketilen meyveler – Ngogo’da bir incir türü Ficus musuco ve Taï’de herdem yeşil Parinari excelsa’nın erik benzeri meyvesi – en yüksek alkol oranına sahipti. Maro, erkek şempanze gruplarının sıklıkla F. musuco ağaçlarının tepesinde toplanarak meyve yedikten sonra bölge devriyelerine çıktıklarını belirtiyor. P. excelsa meyvesi de filler arasında oldukça popüler; filler alkol kokusuna çekilmeleriyle biliniyor.

“Aleksey’in yaklaşımının gücü bence birden fazla yöntem kullanmış olması” diyor Dudley. “Bu konu uzun zamandır cazip bir hedef olmasına rağmen, vahşi primatların bilinen meyveleri yediği saha ortamında bunu yapmak çok zordu. Bu veri seti daha önce hiç yoktu ve uzun süredir tartışmalı bir konuydu.”

Yeni çalışma, şempanze rezervlerinde yapılacak gelecekteki araştırmalar için temel oluşturuyor; böylece şempanzelerin ne kadar fermente, alkol yüklü meyveyi özellikle tercih ederek yediği belirlenebilecek. Bu yaz Maro, ağaçlarda uyuyan şempanzelerden idrar örnekleri toplamak için tekrar Ngogo’ya gitti – ki bu, şemsiye gerektiren zorlu bir görevdi – ve bu örneklerde alkol metabolitlerini, bazı ABD işyerlerinde kullanılan test kitlerine benzer kitlerle analiz etti. Maro ve ekip üyesi, San Francisco State University’den lisans öğrencisi Laura Clifton Byrne, ayrıca şempanzeleri takip ederek ağaç tepesinden yeni düşen meyveleri topladı ve alkol içeriklerini analiz etti.


University of California – Berkeley. 17 Eylül 2025.

Makale: Aleksey Maro et al., (2025). Ethanol ingestion via frugivory in wild chimpanzees. Sci. Adv. 11.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login