Neandertallerin evrimine dair yeni araştırma, kuzenlerimizin kökenine dair yaygın kabul gören teorileri sarsacak bulgular ortaya koydu.
Neandertallerin ve atalarının iç kulak morfolojisi üzerine yapılan yeni bir araştırma, Neandertallerin genetik çeşitliliklerini kaybettikleri bir evrimsel olay sonucu ortaya çıktığını öne süren yaygın kabul görmüş teoriyi sorguluyor.
İspanya’daki Atapuerca ve Hırvatistan’daki Krapina fosillerinin yanı sıra çeşitli Avrupa ve Batı Asya bölgelerinden elde edilen örneklere dayanan bu bulgular, Nature Communications dergisinde yayımlandı.
Neandertaller, yaklaşık 250.000 yıl önce, Avrasya kıtasında 500.000 ile 250.000 yıl önce yaşamış “ön-Neandertal” olarak adlandırılan Avrupa popülasyonlarından ortaya çıktı.
(İlgili: Neandertal DNA’mız Düşünme Biçimimizi Nasıl Etkiliyor?)
Uzun süre boyunca Neandertallerin evriminde önemli değişikliklerin yaşanmadığı düşünülüyordu. Ancak, son paleogenetik araştırmalar, erken-Neandertaller ile daha sonraki “klasik” Neandertaller arasında dramatik bir genetik çeşitlilik kaybı yaşandığını ortaya koydu.
Bu genetik kayıp, teknik olarak “darboğaz” (bottleneck) olayı olarak biliniyor ve genellikle bir popülasyondaki birey sayısının azalması sonucu ortaya çıkar. Paleogenetik veriler, bu genetik çeşitlilik azalmasının yaklaşık 110.000 yıl önce gerçekleştiğini gösteriyor.
Neandertal soyunun başlangıcında da önceki bir darboğaz olayı yaşandığına dair bilim dünyasında yaygın bir kabul vardı. Bu nedenle şimdiye kadar geliştirilen tüm hipotezler, erken Neandertallerin, Neandertal öncesi atalarına kıyasla daha düşük genetik çeşitliliğe sahip olduğu fikrine dayanıyordu.
Ancak, bu dar boğaz olayının gerçekten yaşandığını gösteren doğrudan paleogenetik kanıtlar henüz bulunmuş değil. Bunun başlıca nedeni, bu olayı kaydedebilecek kadar eski genetik dizilimlerin eksik olması ve antik DNA çalışmalarında kullanılacak yeterli veri olmaması.
Şimdi ise Alessandro Urciuoli ve Mercedes Conde-Valverde liderliğinde yapılan çalışmada araştırmacılar, denge duyumuzdan sorumlu olan iç kulaktaki yarı dairesel kanalların morfolojik çeşitliliğini ölçtü.
Yarı dairesel kanalların morfolojik çeşitliliği üzerine yapılan çalışmaların sonuçları, DNA karşılaştırmalarından elde edilen sonuçlarla büyük ölçüde örtüşüyor.
Bu araştırma, iki önemli fosil koleksiyonuna odaklandı:
Araştırmacılar, bu iki örnek grubunun yarı dairesel kanallarının morfolojik çeşitliliğini, farklı yaş ve coğrafyalardan gelen klasik Neandertallerle karşılaştırdı.
Çalışma, klasik Neandertallerin yarı dairesel kanallarındaki morfolojik çeşitliliğin, Neandertal öncesi ve erken Neandertallerle karşılaştırıldığında belirgin şekilde daha düşük olduğunu ortaya koydu. Bu bulgu, daha önce yapılan paleogenetik araştırmalarla da örtüşüyor.
Araştırmanın ortak yazarı Conde-Valverde, “Geniş bir coğrafi ve zaman aralığını kapsayan fosilleri incelediğimiz için, Neandertal evriminin bütüncül bir resmini elde edebildik. Krapina örnekleri ile klasik Neandertaller arasındaki çeşitlilik azalması son derece belirgin. Bu, güçlü bir dar boğaz olayı yaşandığını kanıtlayan önemli bir veri” diyor.
Ancak, araştırma sonuçları daha önce kabul edilen Neandertallerin kökeninde büyük bir genetik çeşitlilik kaybı yaşandığı fikrini sorguluyor ve bu durum, Neandertallerin kökenine dair yeni açıklamalar geliştirilmesini gerektiriyor.
Çalışmanın baş yazarı Urciuoli, “Sima de los Huesos’tan gelen Neandertal öncesi fosillerin, Krapina’daki erken Neandertallerle benzer seviyede morfolojik çeşitliliğe sahip olduğunu görmek bizi şaşırttı” diyor.
“Bu bulgu, Neandertal soyunun başlangıcında bir dar boğaz olayı yaşandığına dair yaygın varsayımı doğrudan sorguluyor.”
Catalan Institute of Paleontology. 20 Şubat 2025.
Makale: Urciuoli, A., Martínez, I., Quam, R. et al. (2025). Semicircular canals shed light on bottleneck events in the evolution of the Neanderthal clade. Nat Commun 16, 972.
You must be logged in to post a comment Login