DNA Analizine Göre Bu Köken Efsanesi Başından Beri Doğruymuş

Hepimiz soylu egzotik maceracıların soyundan geldiğimizi düşünmek isteriz. Ancak eğer Svahili Sahili’ndenseniz, haklı olabilirsiniz.

Swahili Sahili.

“Orta Çağ tarihi” deyince akla genellikle parlak zırhlı şövalyeler, öfkeli haçlılar ve yaygın ve önlenebilir nedenlerden dolayı korkunç bir biçimde ölen insanlar gelir. Ancak tüm bunlardan çok uzakta, bugün Doğu Afrika’nın Swahili Sahili olarak bildiğimiz yerde yapılan bir araştırmanın ortaya çıkardığı gibi oldukça şaşırtıcı bir şey oluyordu.

Rice Üniversitesi’nde antropoloji profesörü ve araştırmanın kıdemli yazarlarından Jeffrey Fleisher yaptığı açıklamada,”Bulgular çok ufuk açıcı. Afrikalı tüccarlar ikinci binyılın başlarında, muhtemelen kızlarını evlendirerek ve aile bağlantılarını kurarak Pers tüccarlarla farklı türde ittifaklar geliştiriyorlardı.” diyor.

Bir yüzyıl boyunca çeşitli akademisyenler Svahili kültürünün dış kaynaklardan ne ölçüde etkilendiğini tartışıyor ve kanıtlar birçok farklı yöne işaret ediyor. Genetik profesörü ve insan evrimsel biyolojisi profesörü olan David Reich, bu karışıklığa bölgede 500 yıldan fazla süren kolonileşmenin etkisinin de eklendiğini ve bunun bugün hala büyük bir sorun olan “son derece zor bir tarih” olduğunu belirtiyor.

(İlgili: Benin’deki Kraliyet Mezarının Duvarlarında İnsan Kanı Bulundu)

“Svahili kökenlerinin hikayesi neredeyse tamamen Svahili olmayan insanlar tarafından şekillendirilmişti”

Dolayısıyla ilk başlarda, en azından Svahili Sahili’nin dışında kabul gören görüş, mercan taşlı camileri ve çok kültürlü kasabalarıyla böylesine etkileyici bir medeniyetin yabancı bir yönetici sınıf tarafından ithal edilmiş olması gerektiğiydi. Ancak son birkaç on yılda baskın görüş, yerel kültürün büyük ölçüde yerli olduğu ve yüzyıllar boyunca yabancı kültürlerden sadece yüzeysel etkilerin ithal edildiği yönüne kaydı.

Bu sırada, yerel sözlü gelenek başka bir hikaye anlatıyordu. Svahili Sahili halkına göre kültürlerinin kökeni, ikinci bin yılın başlarında Hint Okyanusu üzerinden Doğu Afrika’ya yelken açan ve Svahili toplumuna sağlam bir şekilde yerleşen, yerel kadınlarla evlenen ve yüzyıllar boyunca iz bırakan aileler ve topluluklar kuran Pers prenslerine dayanıyordu.

Söz konusu yeni çalışma, bu çatışmayı sona erdirmeyi amaçladı. Bu çalışma, Afrika’daki antik DNA’nın şimdiye kadarki en büyük analizini içeriyor ve Svahili uygarlığının üyelerinden elde edilen ilk antik DNA’yı sağlıyor. MS 1.300 ila 1.900 yılları arasına tarihlenen antik DNA’nın yanı sıra ekip, Doğu Afrika ve Avrasya’dan 100’e yakın günümüz Svahili dili konuşan ve modern bireyden yeni genomik dizileri de dahil etti. İki setin karşılaştırılması, eski bireylerin nereden gelmiş olabileceklerini saptamalarını sağladı.

Ve sonuçlar net bir kazanan gösteriyor: geleneksel hikayeler doğru olanı söylüyordu.

Reich, “Sonuçlar, Doğu Afrika kıyılarında bin yıldan fazla bir süredir devam eden kültürel karışıma dair kesin kanıtlar sunuyor. Afrikalı insanlar, Afrika’nın diğer bölgelerinden ve Hint Okyanusu dünyasından gelen göçmenlerle etkileşime girmiş ve aile kurmuşlardı.” diyor.

Gerçekten de, yerel mezarlıklardaki asırlık iskeletlerden elde edilen DNA’nın yarısından fazlası Afrika’dan ziyade Asya’ya kadar uzanıyordu. Fleisher, bu DNA’ların ezici çoğunluğunun bugün İran olarak bildiğimiz Pers bölgesinden geldiğini söylüyor.

Öte yandan, mitokondriyal DNA (yalnızca anne soyundan aktarılabilen bir genetik imza), ağırlıklı olarak Afrika soyuna işaret ediyordu. Bu da, Persli erkeklerin Swahili Sahili boyunca Afrikalı kadınlarla evlendiği ve çocuk sahibi olduğu bir durumu ima ediyor.

Ancak Reich, bu tablonun tüyler ürpertici bir sömürü ve yerinden edilme hikayesini akla getirebileceğini, ancak bu görüşün muhtemelen “naif” olduğunu söylüyor. “Böyle bir yorum, bu özel durumdaki kültürel bağlamı hesaba katmaz. Pers gelenekleri ve kültürel özellikleri kesinlikle yerel topluma dahil edilmiş olsa da, Swahili Sahili’ndeki yaşam tarzı ağırlıklı olarak Afrika kökenliydi”

Araştırmacılar, Svahili kültürünün değiştirilmek yerine yabancı etkileri özümsediğini ve Asyalı göçmenlerin Svahili halkına dönüştüğünü söylüyor.

Fleisher, “Arkeolojik kazılar, Svahili toplumunun Afrikalı temellerini ortaya çıkardı, kıyı mimarisi ve maddi kültürün Pers esintisinden ziyade derin tarihi kökleri ve Afrika kökenleri olduğunu gösterdi. Burada yaşayan bireyler yerel bir Bantu dili olan Svahili dilini konuşuyor ve günlük yaşamlarında yerel gelenekleri sürdürüyorlardı.” diyor.

Güney Florida Üniversitesi’nde antropoloji profesörü olan kıdemli yazar Chapurukha Kusimba’ya göre, sonuçlar geleneksel bilim çevrelerinde ileri sürülen anlatılarla çelişiyor ve karmaşıklaşıyor olsa da, yine de nispeten genç Afrika arkeogenetiği alanında ileriye doğru atılmış büyük bir adım.

“Cevapları bulmak için genetik bir yol izlemek cesaret ister. Bizi yeni yollarla düşünmeye zorlayan cevapların ardında yatan kapıları açtık.”


IFL Science. 1 Haziran 2024.

Makale: Brielle, E.S., Fleisher, J., Wynne-Jones, S. et al. (2023). Entwined African and Asian genetic roots of medieval peoples of the Swahili coast. Nature 615, 866–873.

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Tarih bölümü mezunu. Antik Çağ Tarihinde yüksek lisans yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login