İskoçya’daki Perth Müzesi, Tunç Çağı’ndan 16. yüzyıla kadar bölgede yaşayan kadın ve erkeklerin dijital canlandırmalarını sergiliyor.
Modern insanlar, İskoçya’daki yeni Perth Müzesi’nde binlerce yıl önce yaşamış kadın ve erkeklerle yüz yüze gelebiliyor. Sergide, tarih boyunca bölgede yaşamış dört kişinin dijital yüz rekonstrüksiyonları yer alıyor.
Aberdeen Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, “Yüzler İçin Hikayeler” başlıklı kalıcı sergiyi oluşturmak için müze koleksiyonundaki insan kalıntılarını incelediler. Daha sonra her bireyin yaşamı ve ölümü hakkında daha fazla bilgi edinmek için radyokarbon, izotop, DNA, diş ve osteolojik testleri uyguladılar.
Analizlerinden bireyler hakkında cinsiyet, yaş ve sağlık durumları gibi bilgi toplandı. Tüm bunlar, antropolog Chris Rynn’in gerçeğe yakın, hareketli figürler yaratmasına yardımcı oldu.
Küratör Mark Hall yaptığı açıklamada, yapay zeka sayesinde kafalarını hareket ettirebilen, gözlerini kırpabilen ve etrafa bakabilen yüz rekonstrüksiyonlarının “geçmişten gelen avatarlar gibi, bazı gerçeklikler konusunda bize rehberlik etmek için burada” olduklarını söylüyor.
Rekonstrüksiyonlardan biri, yaklaşık 4.000 yıl önce Tunç Çağı’nda yaşayan ve bel sorunları yaşayan bir kadını tasvir ediyor. Bu kadın yaklaşık bir buçuk metre boyundaydı ve muhtemelen 30’lu veya 40’lı yaşlarındaydı. Cesedi 1962’de keşfedildiğinde yüzünün sol alt tarafındaki kemikler “temiz bir şekilde kesilmişti”; bu belki de onun ölümüne neden olan bir yaralanmaya işaret ediyordu.
Bir diğeri ise yaklaşık 1.500 yıl önce Demir Çağı’nda yaşayan ve ağır tarım işçiliği yapan bir adamı temsil ediyor. Bu adam muhtemelen bölgeye hayatının daha sonraki aşamalarında taşınmıştı ve muhtemelen 40’lı yaşlarında ölmüştü.
Üçüncü rekonstrüksiyon, 13. veya 14. yüzyılda yaşayan ve muhtemelen 18 ila 25 yaşları arasında ölen bir erkeği gösteriyor. Araştırmacılar bu kişinin ölümünün bir cinayet olabileceğinden şüpheleniyorlar.
Aberdeen Üniversitesi’nden biyoarkeolog Marc Oxenham, “Göğsüne gelen künt kuvvet travmasının tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. Bir at tarafından çiğnenmiş ya da gürz benzeri bir cisimle göğsüne vurulmuş olabilir. Temelde küçük bir çukura atılan gömülme şekli, aceleyle saklandığını gösteriyor.” diyor.
Dördüncü ve son rekonstrüksiyon, muhtemelen topallayarak yürüyen 16. yüzyıldan kalma bir rahibeyi tasvir ediyor.
Müzedeki yeni sergide animasyonlu rekonstrüksiyonlar ve Rynn’in her birini nasıl yarattığına dair açıklamalar sergileniyor.
Rynn’in amacı, her figürün gerçek gibi görünmesini sağlamaktı ancak ziyaretçileri rahatsız edecek kadar gerçekçi değil. Öte yandan karikatürize görünmemeleri de gerekiyordu.
“Müze ziyaretçilerinin birisiyle tanışmış gibi hissetmelerini istiyorsunuz, içeri girip ‘Bunun nesi var, Shrek’e benziyor’ demelerini istemiyorsunuz” diye ekliyor.
Daha genel anlamda yeni müze, İskoçya’nın geçmişinin öyküsünü, Tay Nehri üzerindeki 1452 yılına kadar başkent olarak hizmet veren Perth’in merceğinden anlatmayı amaçlıyor. Yüzyıllardır İskoç ve İngiliz hükümdarlarının taç giyme törenlerinde kullanılan ve hatta geçen yıl III. Charles’ın taç giyme töreninde de kullanılan Kader Taşı gibi eserlere ev sahipliği yapıyor.
Smithsonian Magazine. 25 Mart 2024.
You must be logged in to post a comment Login