Kaçırmış olanlar için 2023 yılının Ağustos ayında, Türkiye’de ve dünyada dikkat çeken arkeolojik keşifleri bu listede derledik.
10- Antik DNA, Neolitik Dönem Aile Ağacını Ortaya Çıkardı
Antik DNA’dan inşa edilen şimdiye kadarki en büyük soy ağacı, 6.700 yıl önce yaşamış insanların ataerkil bir hayat sürdüğünü gösteriyor.
Araştırmacılar, Gurgy’de gömülü 94 kişiden genom çapında Antik DNA verileri, stronsiyum izotop oranı değerleri, mitokondriyal DNA (anne soyları) ve Y kromozomu (baba soyları) verileri, ölüm yaşı, genetik cinsiyet ile birlikte analiz ettiler. Yedi kuşak boyunca 64 kişiyi birbirine bağlayan ilk aile soy ağacı, antik DNA’dan bugüne kadar yeniden oluşturulmuş en büyük soyağacı oldu. İkincisi soy ağacı ise on iki kişiyi beş kuşak boyunca birbirine bağladı. Soy ağaçlarını araştırmak, burada güçlü bir babasoylu modeli ortaya çıkardı. Buradaki her nesil, biyolojik baba aracılığıyla önceki nesille neredeyse tamamen bağlantılıydı ve bu durum, Gurgy’nin tüm grubunu babasoy aracılığıyla birbirine bağlıyor.
Daha detaylı bilgi için tıklayın.
9- Ohri Gölü’nde Avrupa’nın Bilinen İlk ‘Ayaklı Köyü’ Bulundu
Arkeologlar, Ohri Gölü’nün sularının altında, yaklaşık 8.000 yıl önce kazılar üzerine inşa edilmiş bir yerleşmeyi ortaya çıkarıyor.
Bilim insanları, “Balkanların İncisi” Ohri Gölü’nün turkuaz sularının altında, Avrupa’nın en eski yerleşik topluluklarından biri olabilecek bir topluluk ortaya çıkardılar ve neden savunma amaçlı kazıklardan oluşan bir hendeğin arkasına sığındığının gizemini çözmeye çalışıyorlar. Arkeologlar, gölün Arnavutluk kıyısının bir kısmının yaklaşık 8.000 yıl önce bir zamanlar ayaklı evlerden oluşan bir yerleşime ev sahipliği yaptığını ve bunun da burayı Avrupa’nın bugüne kadar keşfedilen en eski göl kıyısı köyü haline getirdiğine inanıyor.
Daha detaylı bilgi için tıklayın.
8- Antik Roma Hamamında Sağlam Demir Parmaklıklar Bulundu
İspanya’daki Merida Antik Kenti’nde ortaya çıkarılan bir Roma hamamının soyunma odasında, oldukça sağlam demir parmaklıklar bulundu.
Antik Mérida kentinde oldukça dikkate değer bir arkeolojik keşif yapıldı. Amfitiyatro evindeki kazılar, bir pencerenin “neredeyse sapasağlam” parmaklıklarını (rejas) içeren, mükemmel bir şekilde korunmuş Roma hamamlarını ortaya çıkardı. Demir parmaklıklar, hamamın apodyterium, yani soyunma odasında bulundu. Arkeologlar bunu “istisnai” bir bulgu olarak nitelendiriyor.
Daha detaylı bilgi için tıklayın.
7- Peru’da Gök Gürültüsü Sesi Çıkaran Dans Platformu Keşfedildi
İspanyol öncesi dönemin sessizliği, gök gürültüsünün sesini taklit eden bir dans pistinin keşfiyle bozuluyor.
Peru’daki arkeologlar, belki de bir gök gürültüsü tanrısı ile ilişkili olarak üzerinde zıplandığında davul benzeri sesler çıkarması için tasarlanan antik bir “ses çıkaran” dans pisti keşfettiler. Lima’nın 200 kilometre güneydoğusundaki Viejo Sangayaico adlı alanda bulunan pist, MS 1.000 ila MS 1.400 yılları arasında bir açık hava platformu olarak inşa edilmişti. Daha sonra pist, 1400’den 1532’ye dek İnka hakimiyeti altında ve hatta belki de İspanyol işgalinin ilk yıllarında da kullanılmaya devam etmişti.
Daha detaylı bilgi için tıklayın.
6- Aşırı Soğuklar, 1.1 Milyon Yıl Önce Avrupa’daki İnsanları Yok Etti
Yeni çalışma, Avrupa’nın yaklaşık 1.1 milyon yıl önce aşırı soğuduğunu ve bunun hominin iskanında bir boşluğa denk geldiğini gösteriyor.
Yeni bir araştırmaya göre, Avrupa’nın ilk insanları, yani arkaik insan türü Homo erectus’un bir popülasyonu, muhtemelen yaklaşık 1,1 milyon yıl önce aşırı bir soğuma olayıyla yok oldu. Araştırmacılar, daha önce bilinmeyen bu sıcaklık düşüşünün, kıtadaki insan iskanı hakkında bilinenlerle örtüştüğünü öne sürüyor. Fosiller ve taş aletler, Homo erectus’un Asya’dan Avrupa’ya 1,8 milyon ila 1,4 milyon yıl önce geldiğini gösteriyor. Ancak daha önceki araştırmalara göre, Homo erectuslar Avrupa’da yaklaşık 1,1 milyon yıl önce yok olmuş görünüyorlar.
Daha detaylı bilgi için tıklayın.
5- Pompeii’de Kölelerin Kullandığı Yatak Odası Bulundu
Pompeii yakınlarındaki Civita Giuliana villasında yapılan keşif, antik dünyadaki kölelerin düşük statüsüne ışık tutuyor.
Oda, yaklaşık 2.000 yıl önce Vezüv Yanardağı’nın volkanik patlamasıyla yok olan Pompeii surlarının yaklaşık 600 metre kuzeyindeki Civita Giuliana villasında bulundu. Sadece birinde şilte bulunan iki yatak, iki küçük dolap ve bir dizi çömlek ve içinde iki fare ve bir sıçanın kalıntılarının bulunduğu seramik kaplar vardı. Kültür bakanlığı, “Bu ayrıntılar, o dönemde toplumun alt tabakalarının yaşadığı güvencesizlik ve kötü hijyen koşullarının altını bir kez daha çiziyor.” diyor.
Daha detaylı bilgi için tıklayın.
4- İsviçre’de Bulunan Tunç Çağı Ok Ucu, Göktaşından Yapılmış
Göktaşı demirinden yapılmış arkeolojik eserler için İsviçre’nin bir bölgesini tarayan araştırmacılar, dünya dışı metalden dövülmüş ok ucu buldu.
Bulgularını yeni bir çalışmada bildiren araştırmacılar, ok ucuna rastladıkları Biel Gölü çevresindeki arkeolojik koleksiyonlarda nasıl arama yaptıklarını açıklıyor. 2,9 gram ağırlığında ve 39,3 milimetre uzunluğunda olan ok ucu, MÖ 900 ile 800 yılları arasında var olan Mörigen adlı bir Tunç Çağı yerleşimine kadar izlendi. Demirin göktaşı kaynağı, yalnızca Dünya atmosferinin ötesindeki nesnelerde bulunan alüminyum-26 izotoplarının varlığıyla doğrulandı. Ok ucunda sadece göktaşlarında bulunan özel bir demir ve nikel alaşımı da tespit edildi.
Daha detaylı bilgi için tıklayın.
3- 400 Yıllık ‘Vampir Çocuk’, Ayaklarında Asma Kilitle Bulundu
400 yıl önce ölen ‘vampir çocuk’, mezardan kalkmasını engellemek için ayağına asma kilitle gömülü halde bulundu.
Polonya’daki arkeologlar, 400 yıllık küçük bir çocuğun iskeletini yüzüstü gömülmüş ve ayağında demir bir asma kilitle (görünüşe göre dirilmesini önlemek için) ortaya çıkardılar. Çocuk, 17. yüzyılda Polonya’nın kuzeyindeki Bydgoszcz şehri yakınlarındaki Pień köyünde, kilise avlusuna gömülmeyi karşılayamayan fakirler ve “terk edilmiş ruhlar” için bir mezarlık gibi görünen bir yere gömüldü. Arkeologlar, çocuğun öldüğünde 5 ila 7 yaşlarında olduğunu tahmin ediyor.
Daha detaylı bilgi için tıklayın.
2- Türkiye’de Bulunan İnsansı Maymun, İnsanın Kökenini Yeniden Yazıyor!
Türkiye’de bulunan 8,7 milyon yıllık yeni bir kuyruksuz maymun fosili, insanın kökenine dair uzun zamandır kabul edilen fikirlere meydan okuyor.
Bulgular, Afrika maymunlarının ve insanların atalarının dokuz ila yedi milyon yıl önce Afrika’ya göç etmeden önce Avrupa’da evrimleştiği teorisine ağırlık kazandırıyor. Türkiye’de Çankırı yakınlarındaki Çorakyerler fosil bölgesinden elde edilen ve yeni tanımlanan Anadoluvius turkae adlı kuyruksuz maymunun analizi, Akdeniz fosil maymunlarının çeşitli olduğunu ve erken homininlerin (Afrika maymunlarını (şempanzeler, bonobolar ve goriller), insanları ve onların fosil atalarını içeren grup) bilinen ilk yayılımının bir parçası olduğunu gösteriyor. Bulgular, Toronto Üniversitesi’nden Profesör David Begun ve Ankara Üniversitesi’nden Profesör Ayla Sevim Erol liderliğindeki uluslararası bir araştırmacı ekibinin ortak yazdığı, Communications Biology dergisinde yeni yayımlanan bir çalışmada anlatılıyor.
Daha detaylı bilgi için tıklayın.
1- Ötzi, Anadolu Kökenli, Kel ve Koyu Tenliydi
Genetik analiz, Ötzi’nin günümüzde Türkiye olan bölgeden göç eden çiftçilerin soyundan geldiğini ve koyu tenli olduğunu gösteriyor.
Alpler’in yükseklerinde, sırtına isabet eden bir okla öldürülmüş olarak bulunan 5.300 yıllık mumya Ötzi, İtalya’nın Bolzano kentindeki Güney Tyrol Arkeoloji Müzesi’ndeki özel soğutma odasına yılda 300.000 ziyaretçi çeken bir arkeolojik figür. Şimdi ise ayrıntılı bir genetik çalışma, Buz Adam’ın neye benzediği hakkında çok daha fazla şey ortaya çıkardı ve atalarının soyunun izini Anadolu’ya kadar sürdü. Çalışma, Ötzi’nin koyu renkli gözlere ve koyu renkli cilt pigmentasyonuna sahip olduğunu, Yunanistan veya Sicilya’nın modern sakinlerinde yaygın olarak görülenden daha koyu bir cilde sahip olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca çoğu sanatçının sanatsal yorumunun aksine, aynı zamanda, bugün hâlâ sıkça görülen bir rahatsızlıktan muzdarip olduğu da anlaşılıyor – Ötzi kelleşiyordu.
Daha detaylı bilgi için tıklayın.
You must be logged in to post a comment Login