Okyanus kaşifleri olarak ünlenen Vikinglerin denizlerde yön bulmak için “güneş taşı” denilen gizemli bir taş kullandıkları iddia ediliyor. Peki bu gerçek mi?
GPS sistemlerinin icadından 1000 yıl önce Vikinglerin İskandinavya’dan Amerika’ya nasıl gitmeyi başardıklarını hiç merak ettiniz mi? İzledikleri rotalar genellikle Güneş’i ve yıldızları gizleyen yoğun sis, yağmur ve bulutlu gökyüzüne maruz kalan kutuplara yakın bölgelerden geçiyordu, bu da bu göksel işaretleri kullanarak yönlerini bulmalarını son derece zorlaştırıyordu. Son yıllarda popüler hale gelen bir cevap, yollarını bulmak için özel bir kristal kullanmış olabilecekleri yönünde. Ama durum gerçekten böyle miydi?
History Channel’ın sevilen dizisi Vikingler’i izleyenler, Ragnar Lothbrok’un kardeşine bulutlu havalarda denizde yol almanın gizli bir yolunu açıkladığı sahneyi hatırlayabilir. Daha sonra Güneş ışınlarını güçlendirmek için kullandığı yarı saydam bir kristal üretme işlemine girişir. Bu sahne, tarihçiler ve akademisyenler arasında onlarca yıldır hararetle tartışılan ve Vikinglerin “İzlanda sparı’nı (berrak kalsit)” kullanarak denizlerde seyrettiklerine dair yaygın bir inanç haline gelen bir fikri popülerleştirdi.
(İlgili: Yapılan Hata Vikingleri Nasıl Kanada’ya Götürdü?)
Bazen güneş taşı olarak da adlandırılan İzlanda sparı, İzlanda ve İskandinavya’nın bazı bölgelerinde bulunan berrak bir kalsit yani kalsiyum karbonat, CaCO3 formudur. Kristal, çiftkırılım olarak bilinen özel bir özellik sergiler; bu da polarize ışığı farklı kırılma indeksleri ve hızları olan iki ışına böldüğü anlamına gelir. Sonuç olarak kristalden bakılan her şey iki katına çıkar.
Günümüzde İzlanda sparı ve benzeri kristaller hassas optik aletlerde ve LCD ekranlarda çeşitli kullanım alanlarına sahip; İzlanda sparı aynı zamanda bombardıman uçaklarının ve topçuların nişan ekipmanlarında kullanıldığı İkinci Dünya Savaşı’nda da önemli bir mineraldi.
Bu düşünceye göre Vikingler gibi denizciler navigasyon için kristalleri doğal Polaroid filtreler olarak kullanabilirlerdi. Işık atmosfere girdiğinde dağılır ve polarize olur. Bir kristali bir İzlanda spar parçası gibi gökyüzüne doğru tutup döndürdüğünüzde, kristalden geçen ışığın Güneş’i merkez alan atmosferdeki polarize ışığa göre parlayıp söndüğü ileri sürülüyor. Kristalin çiftkırılım özelliği, doğru hizalandığında en parlak halini alır ve böylece bulutlu koşullarda bile Güneş’in nerede olduğunu gösterir. Gökyüzünün farklı noktalarında iki ölçüm yapılırsa, bir denizci Güneş’in yönünü belirleyebilir ve bunu coğrafi kuzeyi hesaplamak için kullanabilir.
Bu, bazılarının Güneş’i bulmak ve bir geminin rotasını belirlemek için kullanılan gizemli “güneş taşlarından” bahseden eski İskandinav destanlarına atıfta bulunduğuna inandığı büyüleyici bir navigasyon yöntemi. İzlanda sparı ile bağlantı ancak 1960’ların sonunda Thorkild Ramskou adlı Danimarkalı bir arkeolog tarafından kuruldu. Peki Vikinglerin bu yöntemi kullandığına dair elimizde sağlam bir kanıt var mı ve dahası bu yöntem işe yarıyor mu?
İşte bu noktada işler bulanıklaşıyor. Araştırmacılar arasındaki mevcut cevap en iyi ihtimalle belirgin bir “belki”. İlk zorluk, bugüne kadar bir Viking gemisinde ya da bir gömü alanında güneş taşına rastlanmamış olması. 2013 yılında Rennes Üniversitesi’nden araştırmacılar, 1592 yılında Manş Denizi’nde batan bir İngiliz gemisinde bir parça İzlanda sparı bulduklarını söylüyorlar. Ekip bu parçayı test etmiş ve hassas olmayan pusulalara eşlik etmek üzere yedek bir navigasyon yöntemi olarak kullanılmış olabileceğini düşünmüş olsa da, durumun böyle olduğuna dair herhangi bir kanıt yok. Dahası buluntu, Vikinglerin bu tekniği kullandığı varsayılan tarihten yüzyıllar sonra meydana gelen bir gemi enkazıyla ilişkili.
Bir de bu navigasyon yönteminin gerçekten güvenilir olup olmadığı sorunu var.
2016 yılında bir grup bilim insanı bu hipotezi test etmek üzere yola çıktı. Viking kaşiflerinin denizlerde karşılaşmış olabileceği koşulları simüle ettiler ve üç tür kristal; kalsit, kordiyerit ve turmalini test ettiler. Açık gökyüzünde her üç kristalin de iyi performans gösterdiğini buldular. Hafif bulutlu koşullarda, kordiyerit ve turmalin kalsitten daha iyiydi, sadece en saf kalsit onlarla rekabet edebilirdi, ancak polarizasyonun gerçekten düşük olduğu koşullarda, kalsit diğerlerinden daha iyiydi. Ancak her üç kristal de aşırı bulutlu ve sisli koşullarda etkisizdi.
Bu aletin güvenilir bir navigasyon aracı olarak değerlendirilmesi için daha fazla test yapılması gerekiyor ancak Stephen Harding’in The Conversation’da belirttiği gibi: “Eğer yöntem Vikinglerin sahip olduğu türden kusurlu kristaller kullanılarak bulutlu koşullar altında çalışmıyorsa, o zaman teori muhtemelen yanlış. Ve açık günlerde kalibre edilmiş güneş saatleri kullanmak daha kolay olurdu”.
Bu, Vikinglerin denizlerde yön bulmak için güneş taşlarını kullanmadıkları anlamına gelmiyor, ancak bu özel yöntem için durum kesin değil gibi görünüyor. Ayrıca, Vikingler hakkında bildiğimizi sandığımız her şeyin yanlış olma ihtimali de yüksek.
IFL Science. 26 Nisan 2023.
You must be logged in to post a comment Login