Mağaralarda yakılan ocağın konumu, insanların ateşten maksimum düzeyde yararlanmalarını sağlarken, minimum miktarda dumana maruz bırakıyordu.
Tarih öncesi arkeoloji alanında çığır açan bir araştırma, 170.000 yıl önce yaşamış erken insanlarda yüksek bilişsel yeteneklere dair kanıtlar sunuyor.
Türünün ilk örneği olan bir çalışmada, araştırmacılar yazılım tabanlı bir duman dağılma simülasyon modeli geliştirdiler ve bunu bilinen bir tarih öncesi bölgeye uyguladılar. Araştırmacılar, mağarada iskan eden erken insanların, ocaklarını en uygun yere yerleştirdiklerini keşfettiler. Ocağın konumu, insanların faaliyetleri ve ihtiyaçları için ateşten maksimum düzeyde yararlanmalarını sağlarken, onları minimum miktarda dumana maruz bırakıyordu.
(İlgili: İnsanlar Ateşi Kontrol Etmeyi Ne Zaman Öğrendi?)
Doktora öğrencisi Yafit Kedar, erken insanlar tarafından ateşin kullanılmasının, araştırmacılar tarafından uzun yıllardır geniş çapta tartışıldığını ve şu gibi soruları ortaya çıkardığını söylüyor: İnsanlar evrimlerinin hangi noktasında ateşi kontrol etmeyi ve istedikleri zaman tutuşturmayı öğrendiler? Ne zaman günlük olarak kullanmaya başladılar? Ateşle ilgili olarak mağaranın iç alanını verimli kullandılar mı?
Tüm araştırmacılar, modern insanın tüm bunları yapabilecek kapasitede olduğu konusunda hemfikir olsa da, daha önceki insan türlerinin beceri ve yetenekleriyle ilgili anlaşmazlık devam ediyor.
Yafit Kedar, “Tartışmanın odak noktalarından biri, erken insanlar tarafından uzun süreler boyunca iskan edilen mağaralardaki ocakların yeri. Birçok mağarada çok katmanlı ocakların bulunması, ateşlerin yıllardır aynı noktada yakıldığını gösteriyor.” diyor.
“Daha önceki çalışmalarda, kapalı bir alanda duman dağılımının bir simülatörü ile birlikte mağaralarda yazılım tabanlı bir hava sirkülasyonu modeli kullanarak, kışın minimum duman maruziyeti için en uygun konumun mağaranın arka tarafı olduğunu bulduk. En az elverişli yer mağaranın girişiydi.”
Mevcut çalışmada, araştırmacılar duman dağılım modellerini kapsamlı bir şekilde incelenen tarih öncesi bir alana, yaklaşık 170.000 ila 150.000 yıl önce erken insanların yaşadığı güneydoğu Fransa’daki Lazaret Mağarası’na uyguladılar.
Yafit Kedar, “Modelimize göre, daha önceki çalışmalara dayanarak, ocağın mağaranın arkasına yerleştirilmesi, duman yoğunluğunu minimuma indiriyor ve dumanın tavanın hemen yanında mağaradan dışarı çıkmasına izin veriyordu.” diyor.
“Ancak incelediğimiz arkeolojik katmanlarda ocak mağaranın merkezinde bulunuyordu. Sakinlerin neden bu noktayı seçtiklerini ve mağaranın aktivite alanlarına göre mekansal bölünmesinde dumanın dağılmasının önemli bir husus olup olmadığını anlamaya çalıştık.”
Bu soruları yanıtlamak için araştırmacılar, 290 m2’lik mağara içindeki 16 varsayımsal ocak konumu için bir dizi duman dağıtma simülasyonu gerçekleştirdiler. Her bir varsayımsal ocak için, yerden 50 cm uzağa 1,5 m yüksekliğe yerleştirilmiş binlerce simüle edilmiş sensör kullanarak mağara boyunca duman yoğunluğunu analiz ettiler.
Duman maruziyetinin sağlık üzerindeki etkilerini anlamak için, ölçümler Dünya Sağlık Örgütü’nün ortalama duman maruziyeti tavsiyeleriyle karşılaştırıldı. Bu şekilde mağarada her ocak için dört faaliyet bölgesi haritalandı: yüksek duman yoğunluğu nedeniyle esasen sınırların dışında olan kırmızı alan; birkaç dakikalık kısa süreli kullanım için uygun sarı alan; birkaç saat veya günlük uzun süreli kullanım için uygun yeşil alan; ve esasen dumansız olan mavi bir alan.
Yafit, “Mekansal birim başına partikül sayısının ölçülmesine dayanan ortalama duman yoğunluğunun, aslında, ocak mağaranın arkasında yer aldığında, tıpkı modelimizin öngördüğü gibi, minimum olduğunu bulduk. Ancak bu durumda, duman yoğunluğunun düşük olduğu, uzun süreli aktivite için en uygun alanın ocaktan nispeten uzak olduğunu da keşfettik.” diyor.
“İlk insanların bir dengeye ihtiyacı vardı – minimum miktarda dumana maruz kalırken çalışabilecekleri, yemek pişirebilecekleri, yemek yiyebilecekleri, uyuyabilecekleri, bir araya gelebilecekleri, kendilerini ısıtabilecekleri vb. yakın bir ocak. Nihayetinde, tüm ihtiyaçlar -günlük aktiviteler ve dumana maruz kalmanın zararları- göz önüne alındığında, mağara sakinleri ocaklarını mağaradaki en uygun noktaya yerleştirdiler.”
Çalışma, mağarada 25 m2’lik bir alan belirledi; bu alan, dumana çok fazla maruz kalmazken, faydalarından yararlanmak için ocağın konumu için en uygun yer olacaktı. Şaşırtıcı bir şekilde, bu çalışmada incelenen birkaç katmanda, erken insanlar gerçekten de ocaklarını bu alana yerleştirmişlerdi.
Prof. Barkai, “Çalışmamız, erken insanların hiçbir sensör veya simülatör olmadan, ocakları için mükemmel yeri seçebildiğini ve mağaranın alanını 170.000 yıl kadar erken bir tarihte – Avrupa’daki modern insanların ortaya çıkmasından çok önce – yönetebildiğini gösteriyor.” diyor.
“Bu yetenek, marifet, deneyim ve planlı eylemin yanı sıra dumana maruz kalmanın neden olduğu sağlık hasarının farkındalığını yansıtır. Ek olarak, geliştirdiğimiz simülasyon modeli, arkeologların yeni siteler kazmalarına yardımcı olarak, ocakları ve aktivite alanlarını en uygun konumlarında aramalarını sağlayabilir.”
Daha sonraki çalışmalarda araştırmacılar, modellerini farklı yakıtların duman dağılımı üzerindeki etkisini, mağaranın yılın farklı zamanlarında aktif bir ocakla kullanımını, aynı anda birkaç ocağın kullanımını ve diğer ilgili konuları araştırmak için kullanmayı planlıyorlar.
Tel-Aviv University. 1 Şubat 2022.
Makale: Kedar, Y., Kedar, G. & Barkai, R. (2022). The influence of smoke density on hearth location and activity areas at Lower Paleolithic Lazaret Cave, France. Sci Rep 12, 1469.
You must be logged in to post a comment Login