Araştırmacılar daha önce, adamın, hizmet ettiği soylu kadının kölesi olarak kurban edildiğini ve onun yanına gömüldüğünü varsaymıştı.
Copenhagen Post’un bildirdiğine göre, yeni bulunan DNA bulguları 1.000 yıllık Viking mezarına gömülen iki kişinin anne ve oğul olduğunu tespit etti.
Araştırmacılar daha önce, asılarak öldüğü düşünülen adamın, hizmet ettiği soylu kadının kölesi olarak kurban edildiğini ve onun yanına gömüldüğünü varsaymıştı.
(İstanbul’daki Vikingler Sağlıksız ve Güçsüzdü)
Bulguların sergilendiği Danimarka’nın Roskilde Müzesi’nde arkeolog olan Ole Kastholm, “Burada elde ettiğimiz sonuç, oldukça heyecan verici ve şaşırtıcı. Bunun ne anlama geldiğini iyice düşünmemiz gerek.” diyor.
Arkeologlar, Gerdrup Mezarı olarak bilinen defini 1981 yılındaki kazıyla ortaya çıkardı. Kadının mızrağa benzer bir aletle gömülmüş olması, bilim insanlarının Viking toplumunda cinsiyet hakkındaki varsayımlarını tersine çevirdi. Alanın keşfinden bu yana, araştırmacılar, savaşçı olduklarını ya da seçkin bir mevkiden geldiklerini sembolize eden silahlarla gömülmüş bir sürü Viking kadını buldu.
Roskilde’deki Viking Gemi Müzesi internet sitesinde: “Kemik ve DNA analizleri, erkeklerin silahlar ve binicilik ekipmanlarıyla, kadınların ise dikiş iğneleri ve ev anahtarlarıyla gömüldüğü inancını gitgide zayıflattı. Bazen böyle durumlar da oluyor ancak diğer zamanlarda durum tam tersi: Silahla gömülü birçok kadın mezarı var ve bazen biyolojik olarak erkek olduğunu düşündüğümüz bir iskeletin kadınlara ait kıyafetlerle gömüldüğü durumlarla bile karşılaşıyoruz.”
Son yıllarda arkeologlar, silah ve savaşlarla ilişkilendirilen eserlerle dolu, özellikle 10. yüzyıldan kalma büyük bir mezarın bir erkeğe ait olduğu varsayımını çürütmek için genetik dizilimi kullanıyor. 21. yüzyıl kimliklerimiz, Vikinglerin toplumsal cinsiyet anlayışıyla tamamen örtüşmese de, en olası açıklama Birka mezarındaki kişinin bir kadın savaşçı olduğu. Viking mitolojisi, bu tür kadın savaşçıların hikayeleriyle dolu.
Bir açıklamaya göre, Gerdrup Mezarı’ndaki her iki iskelet de tuhaf pozisyonlarda duruyordu. Öldüğünde 35-40 yaşları arasında olan adam, sırtüstü yatar vaziyetteydi. Ayak bileklerinin ve başının duruşu, ayaklarının bağlandığını ve boynunun, belki de asılarak, kırıldığını gösteriyor.
Bu arada, yaklaşık 60 yaşındaki kadın, göğsüne ve sağ bacağına yerleştirilen iki kayanın altında ezilmişti. Leszek Gardeła’nın 2009 yılındaki Analecta Archaeologica Ressoviensia kitabında altını çizdiği gibi, Danimarka, İsveç ve İzlanda’daki diğer mezarlıklarda da cesetlere benzer şekilde davranılmış ve iskelet kalıntılarını ezen ya da kıran taşlar kullanılmış.
(Vikinglerin Hepsinin İskandinav Olmadığı Ortaya Çıktı)
Yeni bulgular, birçok Ortaçağ İzlanda halk masalından yalnızca biri olan ve Viking tarihini belgelenmesinde öncü olan Ere-Sakinleri Efsanesi’yle ilgi çekici paralellikler taşıyor. Hikayede, zalimler Katla adında bir büyücü kadını taşlayarak öldürüyor ve 1892 tarihinde yapılan çeviriye göre, “geveze, kaypak ve iftiracı” olarak tanımlanan oğlu Odd’u asarak infaz ediyor. Efsanenin benzerliği, Gerdrup’ta kadınla birlikte gömülen mızrağın aslında bir büyücü asası olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor.
Yeni DNA keşfinin ışığında, araştırmacılar Gerdrup Mezarı’nın gizemini daha derinden araştırıyor ve anne-oğul ölümüne dair ipuçları için diğer mezar alanlarından gelen bulguları inceliyor.
Fiziksel kanıtlar, adamın öldürüldüğüne işaret etse de Kastholm, ekibin, adamın doğal bir ölme olasılığını da göz önünde bulundurması gerektiğini söylüyor. Durum böyle olsa bile, cenazenin ayrıntıları bir sır olarak kalacak.
Arkeolog verdiği açıklamada, “Aynı zamanda gömülmüşlerdi. Bu, ölenlerin üzerindeki toprak katmanlarından çok bariz bir şekilde anlaşılıyor.” diyor “Asıl soru: neden?”
Smithsonianmag. Livia Gershon. 9 Ekim 2020.
You must be logged in to post a comment Login