Alkol Tüketimi Primat Evrimini Şekillendirmiş Olabilir

Alkol tüketme arzumuz ve vücudumuzun bizi çakırkeyif edecek alkolü belirli indirgeme işlemleriyle parçalayabilme becerisi yaklaşık 10 milyon yıl öncesine dayanıyor.

İnsandaki içme arzusu, bilinen en eski biracılık faaliyetlerinden de eskiye dayanıyor. C: Stockbyte / Thinkstock

Yoğun ve yorucu geçen bir haftanın sonunda çoğumuz gerilmiş sinirlerimizi yatıştıracak bir içki yudumlamayı hayal ederiz. Araştırmacıların keşfettiğine göre, alkol tüketme arzumuz ve vücudumuzun bizi çakırkeyif edecek alkolü belirli indirgeme işlemleriyle parçalayabilme becerisi yaklaşık 10 milyon yıl öncesine dayanıyor. Bu yeni bulgu yalnızca primat atalarımızın davranışlarına ışık tutmakla kalmıyor, aynı zamanda alkolizmin (veya alkol tüketme arzusunun) oluşum nedenlerini açıklayabilme imkânı da sunuyor.

New Mexico Eyalet Üniversitesi’nden, araştırmaya dahil olmayan antropolog Brenda Benefit, “Tüm bu evrimsel tarihin bir araya getirilebilmiş olması gerçekten etkileyici.” diyor.

Bilim insanları insan vücudunun alkolü metabolize etme, herhangi bir rahatsızlığa yol açmayacak makul miktarlarda alkol tüketme, becerisinin alkol dehidrogenaz 4 enzimi (ADH4) de dahil bir dizi proteine bağlı olduğunu biliyordu.

(Alkolle Olan 9.000 Yıllık Gönül Bağımız)

ADH4 enzimi tüm primatlarda bulunsa da hepsi alkolü metabolize edemiyor; babunlar ve lemurlar gibi, vücutları etanolü parçalamada kritik bir öneme sahip ilk aşamayı gerçekleştirebilen primatlarda ise insanlardakinden daha az etkin bir ADH4 enzimi bulunuyor. Araştırmacılar insanların ne kadar zaman önce daha etkin bir enzim formuna sahip olacak şekilde evrildiğini bilmiyordu. Bazı araştırmacılar bu yönlü bir evrimin insanların yaklaşık 9000 yıl önce yiyecekleri fermente etmeye başlamasıyla alevlendiğini iddia ediyor.

Florida, Gainesville’deki Uygulamalı Moleküler Evrim Vakfı’ndan biyolog Matthew Carrigan ve Steven Benner’ın aynı vakıftan meslektaşlarıyla birlikte, 19 modern primattan alınan ADH4 proteinlerini dizilediği, ardından primatların evrimlerinin farklı aşamalarında sahip oldukları proteinin aminoasit dizisini belirleyebilmek için geriye dönük bir çalışma başlattığı ve böylelikle her birinin etanolü ne kadar etkin bir şekilde metabolize ettiğini test etmek amacıyla farklı gen varyasyonlarına kodlanmış antik proteinlerin birer kopyasını çıkardıkları belirtiliyor.

Çalışma sonucunda, 50 milyon yıl kadar önce primatlarda bulunan en antik ADH4 formlarının yalnızca çok az miktarda etanolü çok yavaş bir şekilde parçaladığı ortaya çıkarıldı. Ancak, araştırmasında bildirdiği üzere, yaklaşık 10 milyon önce insanların, şempanzelerin ve gorillerin ortak atası etanolü metabolize etmede 40 kat daha fazla etkin bir protein varyasyonu geliştirdi.

(Tarımın Şafağında Göbeklitepe’de Bira Üretimi)

Şu an Gainesville, Santa Fe College’de çalışmakta olan Carrigan, “Aşağı yukarı aynı zamanlarda, dünya soğudu, besin kaynakları değişti, sözünü ettiğimiz bu ortak ata ise yeryüzündeki yaşamı keşfe çıktı.” diyor.

Yaşam şeklindeki bu değişiklik, primatların, ilk kez, yalnızca ağaçlardan topladıkları meyveleri değil aynı zamanda ağaçlardan yere düşen meyveleri de yemeğe başladıkları anlamına geliyor. Yere düşen meyveler, şekeri alkole dönüştüren çevredeki bakterilere maruz kaldıklarında üzerlerinde etanol birikimi oluşuyor.

Carrigan, ortak atada bu yeni ADH4 mutasyonu olmasaydı, etanolün hızla kanda birikeceğini ve çok daha çabuk bir şekilde sarhoş olunacağını söylüyor. Carrigan, mutasyonsuz maymunların meyvedeki alkolden kendi bölgelerini savunamayacak ve yemek arayamayacak kadar ağır ve çabucak sarhoş olacaklarını, dolayısıyla böyle bir durumun onlar için büyük bir dezavantaj oluşturacağını da ekliyor. Ekip bu yeni mutasyona sahip olan primatların daha fazla yiyecek toplayabileceklerini, genin ise bu ortak atadan insan ve şempanze soyuna geçtiğini varsayıyor.

Carrigan keşfin, insan beyninin neden haz yollarıyla alkol tüketimi arasında bir bağ oluşturacak şekilde evrildiğini açıklamada aydınlatıcı bir rol üstleneceğini ifade ediyor. Etanolün temel besin kaynaklarından biriyle bağdaştırılmış olmasının bu durumun ardında yatan sebep olabileceği düşünülüyor. Carrigan, durumun bazı insanların yemeğe duyduğu bağımlılıktan pek de farklı olmadığını öne sürüyor ve “makul miktarda almak zorunda kaldığınızda, yani her köşe başında alkol ve şeker bulamadığınızda, doğal olarak olumsuz bir etkiyle karşılaşmazsınız, ama bol bulduğunuzda fazla fazla tüketmeye programlanmışsınızdır.” diyerek durumu örneklendiriyor.

(Bilinen En Eski Maaş Çeki İşçilere Birayla Ödeme Yapıldığını Gösteriyor)

Benefit’in belirttiğine göre, evrimleşmiş tüm ADH4 varyasyonlarına dair elde edilen yeni bilgiler primat soy ağacının nerede ve ne zaman farklı dallara ayrıldığını belirlemede yardımcı oluyor. Zira,10 milyon yıl önce insan atası primattaki ADH4 hali hazırda diğer maymunlarınkinden farklıydı. Bu durum, 8-9 milyon yıl öncesine tarihlendirilmiş Asya kökenli bir tür olan Ouranopithecus’un insan ve şempanzelerin evriminde bir aşama olduğu fikrini şüphe altında bırakıyor. Benefit, tarihin bu noktasında insanın evrim ağacındaki dalının vücutlarındaki ADH4’ün daha az etkin olduğu Asyalı maymunlardan çoktan ayrılmış olması gerektiğini söylüyor.

Bulgular ayrıca, primatların 10 milyon yıl önce birbirleriyle nasıl etkileşim kurduklarını resmetmede de yardımcı oluyor. Benefit “Bazı primatların, diğerlerinden farklı olarak neden karasal yaşama adapte olduklarını her zaman merak etmişizdir. Bu primatların yere düşüp fermente olmuş meyveleri yemelerini sağlayacak şekilde bir adaptasyon geçirdikleri fikri ilgili bulgulara kusursuz bir biçimde uyuyor.” diyor.


Science Magazine. 1 Aralık 2014.

Makale: Carrigan, M. A., Uryasev, O., Frye, C. B., Eckman, B. L., Myers, C. R., Hurley, T. D., & Benner, S. A. (2015). Hominids adapted to metabolize ethanol long before human-directed fermentation. Proceedings of the National Academy of Sciences, 112(2), 458-463.

Ege Üniversitesi Mütercim Tercümanlık bölümü mezunu. Arkeoloji ve özellikle sanat tarihini çok seviyor.

You must be logged in to post a comment Login