Polisin Cinayet Sandığı Kafatası Demir Çağına Ait Çıktı

İngiltere’deki Sowy Nehri kıyısında bulunan kafatası, polisin suikastten şüphelenmesine neden oldu, ancak kafatasının çok daha eski ve ilginç bir hikayesi olduğu anlaşıldı.

Demir çağına ait kafatası geçtiğimiz yıl bir köpek bakıcısı tarafından bulundu. C: Environment Agency

Köpek bakıcısı Roger Evans geçtiğimiz Mart ayında İngiltere’deki Sowy Nehri kıyısında bir kafatası gördüğünde polis hemen suikastten şüphelendi. Ancak vücuttan koparılmış bu kafatasının, düşünülenden çok daha eski ve ilginç bir hikayesi olabilir.

Uzmanlar tarafından yapılan analizler, bu kafatasının, modern bir cinayet kurbanı kalıntılarından çok daha farklı olduğunu gösterdi; kafatası yaklaşık 45 yaşlarında, MÖ 380-190 yılları arasında yaşamış bir Demir Çağı kadınına aitti. Ayrıca tespit edilen korkunç kesik izler, kadının kafasının kesildiğini gösteriyor.

Kafatasının bulunduğu bölgede kazılar yürüten arkeolog Richard Bunning, “Kadının kafasının ölümünden önce mi yoksa sonra mı kesildiğini anlayamıyoruz, ancak başın vücudundan farklı bir yere götürülmesi ve kasıtlı olarak sulu bir ortamda bırakılması nedeniyle bu uygulama belli bir ritüelin parçası gibi görünüyor.” diyor.

(Eriha’da Bulunan 9500 Yıllık Sıvalı Kafatası Canlandırıldı)

“Farklı sulak alanlarda da bunun gibi kesik kafalar bulmuştuk, bu yüzden insanların yaşadığı yerlerden ziyade kutsal yerler oldukları anlaşılıyor.”

“Vucüdun geri kalan kısmına ne olduğunu bilmiyoruz. Kafaların Demir Çağı’nda saygı gördüğünü biliyoruz ve iskeletteki geri kalan kemiklere kıyasla çok daha büyük ilgi duyuluyordu.”

Arkeologlar, Newtown yakınlarında keşfedilen kafatasının yakınında, suda bir zamanlar geçit veya kaldırım geçidi bulunduğunu gösteren direk kalıntılarını da buldular.

Arkeologlara göre bu ritüel, Demir Çağı’nda var olduğundan şüphelendikleri bir Kelt ‘kafa kültünün’ parçası olabilir. Bu kafatası kültüne göre, insanların öldükten sonra da kafanın içinde yaşadığına inanılıyordu. (Göbekli Tepe’de Kafatası Kültüne Dair Yeni Kanıtlar Bulundu)

Kadın öldüğünde kafatasının vücuttan koparıldığı düşünülüyor.
C: Environment Agency

Kafalar savaşlardan sonra sık sık ganimet olarak alınıyordu ve vücudun olmadığı kafalar dönemin sanatı üzerindeki motiflerde sıklıkla görülüyordu.

Kelt kültürüne dair yapılan kazılar, kafataslarının Fransa’da Roquepertuse Demir Çağı mezarı gibi tepeler ve dini mekanların girişlerinde rutin olarak sergilendiğini gösteriyor.

Antik Yunan tarihçi Diodorus Siculus, Demir Çağı savaşçılarının, kurbanlarının başlarını sedir yağı içinde nasıl mumyaladığına ve yabancılara göstermek için göğüslerinde tuttuklarına dair bilgiler vermişti. Ayrıca kuzey kabilelerinin savaştan dönerken düşmanlarının kafalarını evlerinin ön kapılarına asmadan önce atlarında sallandırdıklarına dair bilgiler de yer alıyor.

Arkeologlar, su seviyelerinin azalmasından sonra bölgeyi incelemeyi başardılar. Ekip, başka hiçbir insan kalıntısı bulamamasına rağmen, önceden bulunan kafatasının nehir yatağının derinliklerine doğru uzanan bir dizi yuvarlak ve ahşap direğe yakın olduğunu keşfetti.

(Brezilya’da Elleriyle Birlikte Gömülmüş 9,000 Yıllık Kafatası Bulundu)

Söz konusu direklere yapılan radyokarbon tarihlemesi, bunların ve kafatasının aynı tarihe ait olup olmadığını görmek için gerçekleştiriliyor.

Kanalda daha da ilerideki diğer tarihöncesi ahşap yapıların bulunduğunu düşündüren başka direk grupları da görüldü.

Bir insan kemiği uzmanı tarafından yapılan bir analiz, kafatası bulunan kadının, diş eti hastalığı olduğunu ve diş kaybı yaşadığını gösterdi.

Kadının günümüze ulaşan dişlerindeki birbirinden farklı aşınma izleri olması, diyetinde iri taneli yiyecekler olduğunu gösteriyor. Ayrıca sağ çene ekleminde şiddetli kireçlenme vardı.

Çocukluk çağında en az bir kronik hastalık veya beslenme stresine uğramıştı.


The Telegraph. 22 Ocak 2018.

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login