2022 Ağustos Ayında Öne Çıkan 10 Arkeoloji Haberi

2022 yılının Ağustos ayında Türkiye’de ve dünyada öne çıkan arkeolojik keşifleri bu listede derledik.

10- Perge’deki Kestros Çeşmesi Yeniden Suyla Buluştu

Perge Antik Kenti’nin önemli yapılarından Kestros Çesmesi, yaklaşık 1.800 yıl aradan sonra yeniden su ile buluştu.

Perge kazılarının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, gerçekleştirilen deneme sayesinde yaklaşık 1.800 yıl sonra çeşmeden su akıtarak yapının günümüzdeki durumu hakkında gözlemlerde bulunulduğu belirtildi. MS 128 yılına tarihlenen Kestros çeşmesi, sütunlu ana caddenin kuzeyinde, Akropolün güney eteğine yaslanmış 21 metre genişliğinde iki katlı bir yapıydı. Su, çeşmenin ortasında uzanan Kestros nehrini (Aksu Nehri) simgeleyen ırmak tanrısı heykelinin altında yer alan geniş açıklıktan ortasındaki havuza akıyordu.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

9- Pınarbaşı Kazılarında 16.000 Yıllık Mezarlık Bulundu

Karaman’da yer alan Pınarbaşı’nda, günümüzden yaklaşık 16.000 yıl öncesine tarihlenen bir mezarlık alanı bulundu.

Kemikler üzerinde yapılacak antik DNA analizleri ile Pınarbaşı’nda tespit edilen Orta Anadolu’nun en eski sakinlerinin, Boncuklu Höyük ve Çatalhöyük ile olan akrabalık ilişkileri anlaşılacak. Kazı çalışmalarında 1-3 yaşlarına ait olabilecek bir çocuk mezarı açığa çıkarıldı. Mezarla aynı seviyede bulunan ve Epi-paleolitik dönemi karakterize eden, obsidyen kullanılarak yapılmış geometrik formlu mikrolitik aletlerin ortaya çıktı. Ayrıca aynı tabakadan kemikler ile bulunan aşı boyası kalıntıları, deniz kabuklarından boncuklar (nassarius) gibi buluntular, mezarın yaklaşık olarak MÖ 14.000 yıllarına, yani günümüzden 16.000 yıl öncesine ait olduğunu gösteriyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

8- İspanya’da Devasa Bir Megalitik Kompleks Bulundu

Arkeologlar, İspanya’daki tarih öncesi dev kompleksin, Avrupa’daki türünün en büyüklerinden biri olabileceğini söylüyor.

Huelva yakınlarındaki La Torre-La Janera megalitik sitesinin bir görünümü. C: Huelva Información

Arkeologlar, güney İspanya’da Avrupa’nın en büyüklerinden biri olabilecek 500’den fazla dikili taştan oluşan devasa bir megalitik kompleksin keşfedildiğini söylüyor. Taşlar, İspanya’nın Portekiz sınırının en güneyindeki bir eyalet olan Huelva’da bir arsa üzerinde keşfedildi. Yaklaşık 600 hektar alana yayılan arazi, bir avokado ekimi için ayrılmıştı. “Bu, İber yarımadasında gruplandırılmış en büyük ve en çeşitli dikili taş koleksiyonu. La Torre-La Janera sahasındaki en eski dikili taşların MÖ 6. veya 5. binyılın ikinci yarısında dikilmiş olması muhtemel.”

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

7- Modern İnsan, Neandertaller ile Yakındoğu’da Çiftleşti

Yeni çalışma, Neandertal ve modern insan çiftleşmesinin çoğunun Yakın Doğu’da gerçekleştiği hipotezini destekliyor.

Homo neanderthalensis yetişkin erkek. John Gurche tarafından yapılan ve Shanidar 1’e dayanan rekonstrüksiyon. C: Chip Clark

Daha önceki araştırmalar, modern insanın genomunda, Neandertal DNA’sının izlerinin bulunduğunu ortaya koydu. Şimdi ise tarih öncesi kafataslarının yüz yapısını değerlendiren bir çalışma, yeni bilgiler sunuyor ve bu melezleşmenin çoğunun Yakın Doğu’da – Kuzey Afrika’dan Irak’a kadar uzanan bölgede – gerçekleştiği hipotezini destekliyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

6- Nehirlerde Yüzlerce Yıllık ‘Açlık Taşları’ Ortaya Çıktı

Yüzlerce yıl önce Avrupa’daki nehirlerde üzerine yazılar kazınan ‘açlık taşları’, insanları kuraklığa karşı uyarıyor: “Beni görürsen ağla.”

2018’de Elbe Nehri’nde su seviyesinin düşmesinin ortaya çıkardığı “açlık taşlarından” biri.

Şiddetli kuraklık, nehirleri kurutuyor ve gelecek nesillere zor zamanlar için uyarmak adına yüzyıllar önce oyulmuş taşları ortaya çıkarıyor. Yerel halk, “açlık taşları” olarak bilinen asırlık taşların geçen hafta Avrupa’daki nehirlerin kuraklık nedeniyle kurumasıyla yeniden ortaya çıktığını söylüyor. Bu taşlardan biri, Çek Cumhuriyeti’nden başlayıp Almanya’dan geçen Elbe Nehri’nin kıyısında yer alıyor. Taşın geçmişi 1616’ya kadar uzanıyor ve üzerine Almanca bir uyarı kazınmış: “Wenn du mich seehst, dann weine” yani “Beni görürsen ağla.”

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

5- Mayalar, Hükümdarların Küllerini Toplara Dönüştürüyordu

Bazı Maya hükümdarları yakılmış ve top oyununda kullanılan topları yapmak için külleri kauçukla karıştırılmış olabilir.

590 yılına dayanan Chinkultic’in diski, bir Maya top oyuncusunu tasvir ediyor

Arkeologlar, Maya şehri Toniná’da, ritüel top oyunlarında kauçuk toplar yapmak için kullanılan kremasyon mezarları içeren bir mahzen ortaya çıkardı. Maya şehrinin kalıntılarında ortaya çıkarılan yanmış insan kalıntıları, bu eski uygarlığın ölüm ritüelleri hakkında yeni bir teoriye yol açtı. Organik malzemenin mikroskobik analizi, Toniná’daki top sahalarında oynanan Maya ritüel top oyunlarında kullanılan topları yapmak için kullanılan kauçuğu sertleştirme işleminde insan küllerinin (muhtemelen üst düzey insanların veya Maya hükümdarlarının kalıntıları) kullanıldığını ortaya çıkardı.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

4- Meksika’da Olmeclere Ait Taş Kabartmalar Keşfedildi

Meksika’daki arkeologlar, yerel yöneticileri tasvir ettiği düşünülen, büyük, dairesel taşlara oyulmuş iki Olmec kabartmasını ortaya çıkardı.

Kireçtaşına oyulmuş iki kabartma, eski Olmec uygarlığından hükümdarları tasvir ediyor. C: INAH

İkiz parçalar, Meksika’nın güney ucuna yakın Tabasco eyaletinde yer alan bir kasaba olan Tenosique’de bulundu. Bunların, adı Aztek (Nahuatl) “Ōlmēcatl” kelimesinden gelen, Eski Olmec uygarlığından yöneticileri tasvir ettiğine inanılıyor. Olmecler, MÖ 1200 ile MÖ 400 arasında hüküm sürdü ve Mezoamerika’daki ilk ayrıntılı İspanyol öncesi medeniyet olarak kabul ediliyor. Günümüzde en çok devasa kafa heykelleriyle tanınıyorlar.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

3- Diyarbakır’da Göbeklitepe ile Çağdaş Özel Yapı Bulundu

Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesindeki Gre Fılla Höyüğü’nde, Göbeklitepe ile çağdaş özel yapılar ortaya çıkartıldı.

Diyarbakır’da yer alan ve Çanak Çömleksiz Neolitik döneme tarihlenen Gre Fılla Höyüğü’nde çukur tabanlı yapılar bulundu. Bu yapılardan birinde steller var ve bunlar Göbeklitepe ile çağdaş. Prof. Dr. Ayşe Tuba Ökse, hemen hemen 10 metreye yakın çapı olan üç farklı çukur yapının açığa çıkarıldığını söylüyor. “Birinde steller var ve bunlar Göbeklitepe ile çağdaş. İçlerinde çatıyı taşıyacak şekilde dört paye bulunuyor. Eserlere göre burada belli oranda bir ritüel davranışın sergilendiğini söyleyebiliriz. Bir inançla ilgili sosyal yaşamın da bir arada bulunduğu ortak kullanım alanları olarak tanımlayabiliriz. Bunlara doğrudan tapınak demek istemiyoruz. Çünkü henüz o kadar çok veri yok elimizde. Buralar özel yapılar olarak da geçiyor. Tıpkı Göbeklitepe’deki gibi.”

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

2- Kuzey Amerika’da 37.000 Yıllık İnsan Varlığı Kanıtları!

Günümüzde New Mexico olan bölgede, yaklaşık 37.000 yıl önce, bir anne mamut ve yavrusu insanlar tarafından parçalandı.

Kazı alanında çoğunlukla mamutların kaburgalarından ve omurgasından kırık kemikler bulunuyor. En belirgin fosil, yetişkin mamutun kafatasının bir parçası. C: The University of Texas at Austin.

Kasaplık işlemleri yapılan alandaki kemikler, insanların leşleri parçalamak için uzun kemikleri nasıl tek kullanımlık bıçaklara dönüştürdüğünü ve yağlarını ateşte nasıl yaktığını gösteriyor. Ancak bu siteyi bu çağdaki diğer sitelerden ayıran önemli bir ayrıntı var: New Mexico’da olması. Yakın tarihli bir araştırma, sitenin, insanların Kuzey Amerika’ya geleneksel olarak düşünülenden çok daha önce yerleştiğine dair en kesin kanıtlardan bazılarını sunduğunu ortaya koyuyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

1- İlteriş Kağan’ın Anıtında Eski Türk Yazısı Bulundu

Moğolistan’da keşfedilen İlteriş Kutluğ Kağan’ın anıt kompleksine dair detaylar açıklandı: 12 satırlık eski Türk yazısı var. “Tanrı”, “Türk”, “Kutluk”, “Tümen”

Uluslararası Türk Akademisi ve Moğol Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü tarafından Arkhangai bölgesi Nomgon Ovası’nda ortaklaşa yürütülen bilimsel arkeolojik kazı sonucunda, İlteriş Kağan’a adanmış kompleks keşfedildi. Kompleksin toplam alanı 49 x 41.5 metre. Batıdan doğuya doğru oval bir biçimde yer alan kompleksin etrafına hendek kazılmış ve buradan toprak yığılarak bir kale inşa edilmiş. Anıt metninden elde edilen bilgilere dayanarak, Nomgon kompleksinin Göktürk Kağanlığını yeniden canlandıran Kültegin ve Bilge Kağan’ın babası İlteriş Kutluk Kağan’a ithaf edildiği sonucuna varıldı. Ayrıca bu kompleks, “Türk” adının ilk kez geçtiği Göktürk döneminin en eski yazılı anıtı olarak kabul ediliyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

BONUS

Beykoz’da Sayılamayacak Kadar Tarihi Eser Ele Geçirildi

İş yerine ait bahçenin havadan görünümü. Her yer pişmiş toprak kaplarla dolu.
Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login