Yürümeyi Öğrenme Tarihimiz Baştan mı Yazılıyor?

Bir fosilin insan evrimini yeni baştan yazması çok sık rastlanan bir durum değil; fakat soyu tükenmiş bir maymuna dair son keşif, bilim insanlarını oldukça heyecanlandırdı.

Danuvius guggenmosi fosili. C: Christoph Jäckle

Keşfi yapanlara göre Danuvius guggenmosi olarak adlandırılan maymun türü, insan benzeri özellikler ile günümüz şempanzelerine benzeyen özelliklerin bir kombinasyonunu yansıtıyordu; dik durarak yürümekten dallardan sallanmaya kadar birbirinden tamamen farklı hareket etme biçimleri vardı. Bilim insanlarının görüşleri bu özelliklerin, türü, insanların ve şempanzelerin son ortak atasına benzettiği yönündeki iddiayı da içeriyor.

Vivien Shaw, “Buna pek emin değiliz. Fosilleşmiş hayvanın anatomisine bakmak, hayvanın kemikleri üzerine etki eden kuvvetler ve hayvanın genel hareket şekli hakkında bilgilenmemizi sağlıyor. Ancak hayvanın davranışları ile ilgili çıkarım yapmak ya da sadece bir bireyin kemikleri üzerinden bütün türlerin hareket şekillerini anlamaya çalışmak bizim için oldukça zor. Danuvius fosilleri alışılmadık biçimde eksiksiz, bu da bize can alıcı kanıtlar sağlıyor. Fakat bu fosiller bize, atalarımızın nasıl hareket ettiği hakkında ne kadar bilgi verebilir?” diyor.

(Dik Yürüyen 11 Milyon Yıllık Maymun Fosili Bulundu)

Danuvius; uzun, hareketli kollara, uzun bacaklara, tabanı yere düz basan ayaklara ve güçlü kavrama faaliyetini gerçekleştiren ayak parmaklarına sahipti. Anlaşıldığı üzere bu, emsalsiz bir vücut yapısı. Numunenin emsalsiz olduğunun görülmesi, onu ayrı bir sınıfa koymanın önkoşuludur; yeni bir tür olarak kendine has bir isme sahip olması gerekir.

Ancak numuneyi anlamak için asıl önemli olan şey, onun emsalsizliğini nasıl yorumladığımızdır. Danuvius’un kaşifleri, onun benzersiz anatomisini tanımlamaktan eşsiz bir hareket modeli sunmaya doğru yol alıyor. Günümüzde yaşayan maymunlara baktığımızda anatomi ve hareket arasındaki ilişkinin o kadar da basit olmadığını görüyoruz.

Danuvius bulgusu aslında, biri neredeyse eksiksiz olan dört bireyden fosiller içeriyor. Fakat bir numune grubu bile bir türün tipik özelliklerini göstermiyor olabilir. Örneğin insanlar, dik yürümeleriyle bilinirler, ağaçlara tırmanmalarıyla değil. Ancak Twa adlı avcı-toplayıcı grup düzenli olarak ağaçlara tırmanır. Bizimkilerle aynı kemik yapısına sahip olan bu insanların kendilerine özgü kasları ve insan standardının çok ötesinde hareket yelpazeleri vardır. Ancak kemiklerine bakarak davranışlarını tahmin edemezsiniz.

Kemikleri incelemek bize hareket hakkında bilgi verebilir, ancak davranış hakkında değil. C: Christoph Jäckle

Yaşayan her maymun sadece bir harekete bağlı kalmaz, bir hareket grubunu kullanır. Örneğin orangutanlar; sarılarak tırmanma, dikey veya yatay tırmanma, askıda sallanma ve destekli bipedalizm (elleri destek olarak kullanarak dik yürüme) gibi hareketleri kullanır. Hareket kalıpları bireysel tercih, vücut ağırlığı, yaş, cinsiyet veya aktiviteden dolayı karmaşık şekillerde çeşitlenebilir.

Bu arada goriller, “eklem-yürüyüşçüleri”dirler (ön ayakların parmaklarının içe doğru kısmen kıvrıldığı yürüyüş şekli). Eskiden, gorillerin tamamen dik durma yetileri olmadığı düşünülürdü fakat “yürüyen goril” Ambam, “insansı” adımlarıyla ünlendi.

(İnsanlığın Evrimi Hikayesini Değiştiren 5 Kafatası)

Sonuç olarak, oldukça benzer anatomilere sahip iki hayvan birbirlerinden farklı hareket edebilir ve farklı anatomilere sahip iki hayvan aynı şekilde hareket edebilir. Bu tespit, Danuvius’un, anatomisi onlara benzer olsa da atalarımızın hareketleri için bir model niteliğinde olmayabileceği anlamına geliyor.

Aslına bakılırsa, Danuvius’un kemiklerine dair başka mantıklı açıklamalar olduğuna inanıyoruz. Bu alternatif açıklamalar, farklı durumlarda kullanılmış olabilecek potansiyel hareket repertuvarı hakkında bilgi veriyor.

Örneğin, Danuvius’un en çarpıcı özelliklerinden biri, kaval kemiğinin üstündeki yüksek çıkıntı; araştırmacıların söylediğine göre bu çıkıntı, diz eklemini sağlamlaştıran güçlü çapraz bağlarla ilişkili olarak gelişmiş. Araştırmacılar bu güçlü sağlamlaştıcı bağları, maymunun ayakta dik durabildiği fikrini ileri sürebilmek amacıyla, uzamış bir kalça ve yere düz basabilecek biz ayağın kanıtı olarak nitelendiriyor. Dik durmak, bipedal yürümenin bir habercisi olabilir; bu yüzden araştırmacılar, Danuvius’un diğer maymunlarla birlikte son ortak atamıza benziyor olabileceğini düşünüyor.

Bununla birlikte çapraz bağlar, bacak döndüğü sırada dizi dengelemeye yarar. Bu durum sadece diz ayakla birlikte yere koyulduğunda meydana gelir. İşte tam da bu yüzden, vücutlarını döndürmek için dizlerini çeviren kayakçılar genellikle bu bağları sakatlar.

 Diğer Açıklamalar

Vivien Shaw ve Isabelle Catherine Winder, “Danuvius’un kemiklerini gerçek hayatta görmedik. Fakat, araştırmacıların yaptığı kusursuz resimler ve betimlemeler göz önüne alındığında, kaval kemiğinin üzerindeki belirgin çıkıntının hayvanın diz çökerken kullandığı dikkate değer rotasyonel hareketin bir göstergesi olduğuna dair eşit derece mantıklı bir yorum da getirilebilir.” diyor.

Belki de, tüm yükü ayaklarına yüklemek yerine yukarıdaki bir daldan sarkıyordu ve ayaklarını kullanarak aşağıdaki dalları kavrıyordu. Bu hareket, ince dallardaki meyvelere ulaşmak için küçük vücut ağırlığından yararlanmasını sağlıyordu. Bunun yerine, ayaklarından sarkmış ve manevra yapmak veya bir şeyleri kavramak için ellerini kullanmış da olabilir.

Bu hareket şekillerinin tümü Danuvius’un kemikleriyle eşit derecede örtüşüyor; bu hareketlerin hepsi hareket repertuvarının bir parçası olabilir. Dolayısıyla hangi hareketin dominant veya hangi hareketin karakteristik olduğunu söylemenin hiçbir yolu yok. Bu nedenle kendi bipedalizmimize dair olabilecek herhangi bir bağlantının kesinliği daha da azalıyor.

Hiç şüphesiz Danuvius, maymun hareketlerinin çeşitliği hakkında bize öğreteceği çok şey olması bakımından oldukça önemli bir fosil. Fakat Danuvius’un özellikle bizim gibi olup olmadığı konusu tartışmaya açık. Tıpkı günümüzde yaşan maymunlar gibi Danuvius da muhtemelen farklı hareketler sergiliyordu. Maalesef ki anatominin davranışların tamamını anlamamız açısından yetersiz olması, hangi hareketin karakteristik olduğunu söylememizi engelliyor.


The Conversation. Vivien Shaw and Isabelle Catherine Winder. 6 Aralık 2019.

Kocatepe Üniversitesi'nde Hukuk okuyor. Dil, tarih ve arkeoloji alanlarında kendini geliştiriyor.

You must be logged in to post a comment Login