Vezüv Kurbanları Ölürken Yavaş Yavaş Haşlanmış

MS 79’da, Pompeii’yi yok eden Vezüv Yanardağı’nın patlaması, komşu sahil kasabası Herculaneum’un da büyük bir kısmını yok etti. Yapılan araştırmaya göre, Herculaneum’daki birçok insan, tahmin edilenden çok daha yavaş öldü.

Kazı planı ve kazının 3D yüksek çözünürlüklü lazer tarama kaydı. C: R. Martyn et al./Antiquity

Vezüv patladığında, yüzlerce Herculaneum sakini, yakındaki bir sahile kaçmaya çalışırken öldü; bazı uzmanlar daha önce volkanik akıntı olarak bilinen yoğun erimiş kaya ısısının, volkanik gazların ve külün kurbanları anında buharlaştırdığı sonucuna vardı.

Ancak, kurbanların kemiklerinden elde edilen yeni kanıtlar, kaderlerinin korkunç ve daha yavaş olduğunu gösteriyor. Araştırmacılara göre, volkanik akıntıların sıcaklığı, muhtemelen sahildeki insanları aniden öldüremeyecek kadar düşüktü. Bunun yerine, yanardağın kurbanları, fırına dönmüş kayık evlerinde hapsolmuş halde, zehirli dumandan dolayı boğularak ölmüş olmalıydı.

(Vezüv Patlaması, İnsanların Beyinlerini Cama Çevirmiş)

Patlayan yanardağlar; sizi yakabilecek lavlar, sizi boğabilecek gazlar ve sizi gömebilecek küller püskürtürler. ABD Jeolojik Araştırması’na göre, üçünü de yapan volkanik akıntılar, 80 km/s’ti aşan hızlarda 1300 Fahrenheit’a  (700 Santigrat) ulaşan sıcaklıklarda seyahat edebilir.

1980 ve 2012 yılları arasında arkeologlar, Herculaneum sahilinde ve fornici adı verilen 12 taş kayık evinde 340 kişiye ait iskeleleri buldular ve incelediler. Kalıntılara yapılan daha önceki bir araştırmada; püskürtüldüğü düşünülen vücut sıvıları ve bazı kafataslarında yıldız şeklindeki çatlaklar gibi olağandışı kanıtlar ortaya çıkardı. Bilim insanları, Herculaneum’daki volkanik akıntıların çok sıcak olduğu ve kurbanların kanının kaynamış ve kafalarının patlamış olduğu sonucuna varmıştı.

Ancak araştırmanın ortak yazarı Tim Thompson, fornici içindeki iskeletlere yapılan yeni analizilerin farklı bir hikaye anlattığını söylüyor.

İn situ haldeki insan kalıntıları taş odalardan birinin içinde korunmuş. C: R. Martyn et al./Antiquity

Thompson, yoğun ısıya maruz kalmanın, kemiklerin içindeki kollajeni etkileyebildiğini ve kemiklerin kristal yapısını değiştirebildiğini söylüyor.

Thompson ve meslektaşları, fornici içinde bulunan 152 Herculaneum iskeletinden gelen kaburga kemiklerindeki ısı kaynaklı değişiklikleri inceleyerek hasara neden olan sıcaklıkları anladılar.

Thompson, “Bir parça kemik alabiliriz, ekipmanımız vasıtasıyla çalışabiliriz ve bu iskeletin maruz kaldığı yanma sıcaklığını ve yoğunluğunu kristal yapıdaki değişiklikten tahmin edebiliriz. Bunu yaptık ve sonuçlar aslında nispeten düşük sıcaklıkta bir ısınma olayını gösterdi.” diyor.

(Yanardağ Patladığında Pompeii’den Kaçanlar Nereye Gitti?)

Bu durumda, “düşük sıcaklık”, volkanik akıntıların en fazla 440 ° C’den (820 F) daha sıcak olmadığı anlamına geliyor. Ayrıca, daha önce yapılan kremasyon çalışmaları, 1.000 C (1.800 F) sıcaklığın bile dokuyu buharlaştıracak kadar yüksek olmadığını göstermişti.

Başka bir deyişle, Herculaneum’daki volkanik akıntılar öldürmek için yeterince sıcak olsa da, hem fornici içinde hem de sahildeki insanların etini buharlaştıramazdı.

Dahası, inceledikleri kemiklerin yüzde 92’sinin “iyi kollajen koruması” vardı. Thomas, yanmış kemiklerde, bilim insanlarının görmeyi beklediğinden çok daha fazlası olduğunu söylüyor.

Herculaneum fornici. C: R. Martyn et al./Antiquity

“Burada, oldukça önemli miktarda kollajen kalmıştı, bu da bize doğrudan yanma ve doğrudan ısı olmayan farklı bir mekanizmaya bakmamız gerektiğini gösteriyor.”

Bilim insanları, kemiklerin durumuna dayanarak, muhtemelen yanmak yerine sıcakta fırınlandıklarını söylüyor.

Herculaneum’dan kaçan insanları geçici olarak koruyan fornici, muhtemelen fırın gibi ısındı ve püskürmüş volkanik kaya ve küller içerideki insanları kapana kıstırarak boğdu. Thompson, fornici içindeki cesetlerin çoğunun kadınlara ve çocuklara aitken, yetişkin ve genç erkeklerin sahilde “kaçmak için tekneleri sürüklemeye çalışarak” öldüklerini belirtiyor.

“Sonra, volkanik akıntı aşağı indi. Ve fornicide, giriş çıkışlar tek bir yerden yapılırdı. Bu giriş bir kez molozla kaplandığında, içinde kaldığınız yer bir fırına benzer. Orada tuzağa düşen insanlar var, içeri giren ve çıkan hava yok, karanlık, toz ve yıkıntı dolu bir alan. Ayrıca bunlar taş yapılar olduğu için, üstteki volkanik akıntı nedeniyle aşırı ısınıyor.”


Makale: Martyn, R., Craig, O. E., Ellingham, S. T., Islam, M., Fattore, L., Sperduti, A., … & Thompson, T. (2020). A re-evaluation of manner of death at Roman Herculaneum following the AD 79 eruption of Vesuvius. Antiquity, 94(373), 76-91.

İÜ Klasik Arkeoloji mezunu, MSGSU Arkeoloji Yüksek Lisans öğrencisi.

You must be logged in to post a comment Login