Tyrannosaurus Yavruları, Orta Boy Yırtıcıları Yok Etmiş Olabilir

Yapılan araştırma, Tyrannosaurus’ların baskın geldiği her yerde, yavrularının orta boydaki etçillerin ekolojik rolünü ele geçirdiğini gösteriyor.

İnce, çevik ve genç Tyrannosauruslar (solda) çeşitli canlılar avladılar ve bunu çok daha büyük, güçlü çeneli yetişkinlerden (sağda) farklı bir biçimde yaptılar. C: Zubin Erik Dutta

Yeni bir araştırma, Tyrannosaurus rex (tiranozor) ve yakın akrabalarının hakimiyet kurduğu her yerde, orta boydaki yırtıcıların dinozor tarihinin sonlarında neredeyse ortadan kaybolduğunu gösteriyor. Zamanla Orta Asya ve Batı Kuzey Amerika haline gelen bölgelerde, daha öncesinde diğer etçillerin koruduğu ekolojik nişi doldurmak için Tyrannosaurus yavruları araya girdiler. 

Maryland Üniversitesi Jeoloji Bölümü’nde öğretim görevlisi Thomas Holtz tarafından yürütülen araştırma,  Tyrannosaurus’ların baskın olduğu topluluklarda orta boy yırtıcı hayvan türlerinin çeşitliliğindeki belirgin düşüşe ilişkin önceki anekdot niteliğindeki raporları doğruluyor. Oysa av türlerinin çeşitliliği azalmamamıştı. Bu, orta boy yırtıcı hayvanların avlarının azalmasından dolayı ortadan kaybolmadıklarını ve muhtemelen genç Tyrannosaurus’ların ekolojik rollerini doldurduğunu gösteriyor.

(Neden Hiç Orta Büyüklükte Dinozor Yok?)

Holtz, “Dinozorlar tarihinin başlarında, çoğu grupta küçük bir tilki büyüklüğünden az rastlanan devlere kadar çeşitli boyutlarda bir sürü farklı etçil türü olmalıydı.” diyor. “Daha sonra 95 ile 80 milyon yıl öncesi arasında bir değişim gerçekleşiyor. Tyrannosaurus ve akrabaları gibi, bir filden de daha büyük olan aşırı büyük etçiller uç yırtıcılar haline geliyorlar ve örneğin leopardan bufalo boyutundaki etçillere kadar olan orta boy yırtıcılar ya hiç bulunmuyor ya da çok nadirler.” 

Yırtıcılarda böyle belirgin bir değişim, genellikle avlarındaki bazı değişikliklerle aynı zamanlara denk gelir. Ya yırtıcıların yokluğunda av türleri önemli ölçüde artıyor olmalıydı ya da av türleri de azalacak ve belki de yırtıcıların neden ortadan kaybolmasının nedeni olacaktı. Ancak Holtz’un av türlerinin çeşitliliğinde herhangi bir değişiklik bulamaması, kaybolan orta boy yırtıcıların ekolojik rolünü bir şeyin doldurmaya devam ettiğini gösteriyor. 

Holtz ve diğerleri tarafından yapılan önceki çalışmalar, genç Tyrannosaurus’ların ebeveynlerinden daha hızlı ve çevik olduklarına ve muhtemelen daha hızlı ve çevik orta boy dinozorların yediğine benzer canlıları avladıklarına dair kanıtlar sağlıyor. 

Üstteki ve alttaki çizimler, 71 milyon yıl ve 151 milyon yıl önce etçil dinozorların boyut dağılımı arasındaki farkını gösteriyor. C: Thomas Holtz/UMD

Tyrannosaurus’lar gelişip baskın hale geldikçe, yavrularının orta boy aralığındaki diğer etçil dinozorları geride bırakması muhtemel. Ancak diğer etçilleri ve Tyrannosaurus’ları ortadan kaldıran başka bir şeyin boşluğu doldurmak için kolayca araya girmiş olması da mümkün. Tyrannosaurus’ların hakimiyetine geçiş ve orta boyuttaki yırtıcıların ortadan kaybolması, fosil kayıtlarındaki uzun bir boşluk esnasında gerçekleşti. Bu yüzden bilim insanları tam olarak neyin yaşandığını söyleyemiyorlar. 

“Sonuç olarak bunu çözmek, paleontolojinin en temel birinci seviye bakış açısına, yani bizzat toprakta tortuları didiklemek.” diyor Holtz. “Yaklaşık 95 ila 80 milyon yıl öncesi bu aralığa dair daha fazla örnekleme alanına ihtiyacımız var.”

Holtz araştırmayı yürütmek için Jura ve Kretase dönemlerine (201 ila 66 milyon yıl önce) ait 60 dinozor topluluğunun -aynı bölgede aynı anda yaşayan hayvan toplulukları-  mevcut kayıtlarını inceledi. İlk olarak etçil türlerin sayısını buldu, sonra onları 50 ila 1.000 kilogram ağırlığında orta boy dinozorlar ve 1.000 kilogramı aşan büyük dinozorlarla birlikte boyutlarına göre kategorilerine ayırdı. 

Bu analiz, 31 toplulukta Tyrannosaurus’ların en büyük yırtıcılar olmadığı ve 50 ila 1.000 kilogram kategorisinde çok çeşitli yırtıcı hayvanlar olduğunu ortaya koydu. Asya ve Kuzey Amerika’da bu topluluklar Jura’dan Geç Kretase dönemin başına kadar yaşadılar (201 ila 80 milyon yıl önce). Asya ve Kuzey Amerika’nın dışında Geç Kretase döneminin sonuna kadar yaşamaya devam ettiler (80 ila 66 milyon yıl önce). 

Holtz’un incelediği diğer 29 dinozor topluluğunda, Tyrannosaurus’lar en büyük ve muhtemelen baskın, 1.000 kilogramdan daha ağır olan yırtıcı hayvanlardı. Tümünün Asya ve Kuzey Amerika’da bulunduğu bu topluluklarda, 50 ila 1.000 kilogram arasında değişen yırtıcı hayvanlar Geç Kretase döneminin ikinci yarısında hiç yoktu ya da nadirdi. 

Daha sonra Holtz, av türlerinin sayısındaki değişiklikleri arayarak aynı toplulukları analiz etti. Tyrannosaurus’ların baskın olduğu ve olmadığı topluluklar arasında av türü çeşitliliğine dair istatistiksel bir fark bulamadı. 

“Öyleyse bu ne anlama geliyor?” diye sordu Holtz. “Orta boy yırtıcıların yok olduğu ancak av türlerinin de bir o kadar çeşitli olduğu bu topluluklarda kimsenin bu orta boydaki canlıları avlamadığını söyleyebilir miyiz? Hayır. Hemen hemen kesinlikle durum böyle değil. Kaybolan orta boy etçillerin ekolojik rolünü genç Tyrannosaurus’ların devralmış olması oldukça mümkün.” 

Gelecekteki çalışmalar, Tyrannosaurus hakimiyetine geçiş sırasında av büyüklüğünde değişiklikler olup olmadığını görmek için av türlerinin topluluklarını anlama konusunda daha derine inecek. Ayrıca Holtz, 251 ila 201 milyon yıl önce Trias  dönemindeki etçillerin boyut dağılımını araştırmayı planlıyor. Boyut dağılımı ve türlerin çeşitliliğini anlamak paleontologların farklı türdeki yırtıcı ve av topluluklarını etkileyen etmenleri anlamalarına yardımcı olabilir. 

“Bu etkileşimler dinozorlar zamanında hayatın nasıl olduğunu anlamak için önemli.” diyor Holtz. “Ancak daha geniş anlamda, değişen ekosistemler hakkında daha fazla anlayışa sahip olmak ve bu durumda, bir ekosistemin yırtıcı ve av elemanlarına bakmak bize dünyadaki yaşam etkileşimlerininin bugün bile nasıl çalıştığına dair daha iyi ve daha çeşitli bir görüş sağlar.”


University of Maryland. 17 Haziran 2021.

Makale: Holtz Jr, T. R. (2021). Theropod guild structure and the tyrannosaurid niche assimilation hypothesis: implications for predatory dinosaur macroecology and ontogeny in later Late Cretaceous Asiamerica. Canadian Journal of Earth Sciences, 99(999), 1-18.

İstanbul Üniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı lisans öğrencisi. Yüksek lisansını Klasik Arkeoloji üzerine yapmak istiyor. Arkeoloji, sanat tarihi ve müzecilik ile ilgileniyor.

You must be logged in to post a comment Login