Günümüzde etkilerini iyice hissetmeye başladığımız iklim değişikliği, insanların sonunu getirebilir mi? İyi ve kötü haberlerimiz var.
İnsan toplumları geçmişte farklı sebeplerle yeraltında zaman geçirdiler. Peki kalıcı olarak yeraltında yaşamış bir topluluk hiç var oldu mu?
ABD'nin güneybatısında yer alan eski Pueblo'nun kalkınma dönemlerinin sona ermesi için iklim sorunları tek başına yeterli değildi.
Sahra altı Afrika'daki eski hava modellerinin, insan evrimi için buzul-buzullar arası döngülerden daha derin etkileri olduğu keşfedildi.
Yaklaşık 13.000 yıl önce Dünya'ya çarptığına inanılan bir kuyruklu yıldızın, uygarlığın kökenlerini şekillendirmiş olabileceği düşünülüyor.
Avrupalılar Amerika’ya gelmeden önceki iklim değişikliğinin Amazon yağmur ormanları üzerindeki etkisi, yerli nüfusun zaten azalmakta olduğunu gösteriyor olabilir.
Yapılan bir çalışma, eski insanların ekosistemin tamamını ateşle değiştirdiği zamana ait en erken kanıtları karşımıza çıkarıyor.
Araştırmaya göre, Endonezya'daki dünyanın en eski mağara sanatlarından bazıları, iklim değişikliği nedeniyle büyük bir hızla yok oluyor.
Tunç Çağı boyunca Mezopotamya birçok iklim krizine tanık oldu. Uzun vadede bu krizler, istikrarlı devlet biçimlerinin gelişmesini sağladı.
Yeni bir araştırma, Amerika'daki antik metropol Cahokia'nın çöküşünü aşırı kaynak kullanımına bağlayan teoriyi çürütüyor.
Araştırmacılar, eski insanların ıssız adalara gelişinin, düşünüldüğü gibi canlıların yok oluşlarına her zaman yol açmadığını keşfettiler.
Araştırmalar, Yozgat'taki Çadır Höyük'te, 5.000 yıldan daha önce yaşamış insanların değişen koşullara nasıl uyum sağladığını gösteriyor.
Kuru iklim yüzünden çökmek yerine, tarımın gelişmesi ve karmaşıklaşan sosyal yapı, 3.900 ila 3.500 yıl önce nüfusta önemli bir artışa neden oldu.
6.200 yıl önce bir çukura gömülen 41 kişi, iklim krizinin ve nüfus patlamasının bir sonucu olarak ayrım gözetmeksizin öldürülmüş olabilir.
Yeni bir araştırma, çevresel faktörlerin, insanların hoşgörüsünün ve dostluğunun evriminde önemli bir rolü olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar, lav tüpleri içindeki mağara buzunun, eski Pueblo yerlilerinin kuraklıktan kurtulmasına yardımcı olduğuna inanıyor.
Çevresel değişimin hakim olduğu ‘dur-başla’ evrim modeli, timsahların dinozorlar çağından bu yana neden çok az değiştiğini açıklayabilir.
Geleneksel Afrika’dan çıkış hikayesi, Homo sapiensin Afrika’da evrimleştiğini ve dünyanın geri kalanına bir dalgada göç ettiklerini söylüyor.
Amazon'un verimli topraklarındaki fosfor, kalsiyum ve odun kömürü, yerli halkların değil, doğal süreçlerin tarıma uygun nadir alanlar yarattığını gösteriyor.
Nil’in kaynağında muson yağmurlarının olmaması, Geç Roma eyaleti olan Mısır’daki göçlerin ve yerleşimlerin tamamının çökmesinin nedeniydi.