Erken dönem Neolitik atasal soyu barındırdığı için eşsiz bir ada olan Sardinya’daki genetik tarihin iç yüzünü anlamak adına 3.514 Sardinyalı bireye ait tüm genom dizileri incelendi.
Sardinya adasının en önemli özelliklerinden bir tanesi anakaradaki popülasyonlardan farklı olarak kendine has kültürel, dil bilimsel ve arkeolojik bir mirasa sahip olmasıdır. Daha önceki çalışmalar Sardinya halkının genetik olarak izole bir popülasyon olduğunu açıkça gösterdi. Fakat, büyük çaptaki araştırmalara ve gösterilen ilgiye rağmen Sardinya’nın demografik tarihi adına yapılan genetik çalışmalar tamamlanamamıştı.
Sardinya’nın demografik tarihi adına elde edilen en dikkat çekici bulgulardan biri, Avrupa’nın antik Neolitik çiftçilerine olan genetik benzerliğinin şu ana kadarki saptanmış en yüksek seviyede olmasıdır. Bu sonuç, günümüz Avrupa popülasyonlarına katkıda bulunmuş üç atasal popülasyonu kapsayan modelin içinde yorumlanıyor. Bu model, erken Neolitik çiftçilerin, Yakın Doğu ve Anadolu’dan yaklaşık 7.500 ila 8.000 yılları arasında Avrupa’ya yayıldığını ve orada bulunan Neolitik öncesi avcı-toplayıcılarıyla farklı oranlarda karıştıklarını kabul ediyor. Daha sonra, Bronz Çağı’nda günümüzden yaklaşık 4.500 ila 5.000 yıl öncesinde bozkır göçebelerinin Neolitik sonrası dönemde yayılması, Avrupa boyunca bulunan üçüncü büyük atasal soyu oluşturdu.
(Sardinya Adası Sakinleri 8000 Yıl Önce Adaya Yerleşenlerden Geliyor)
Bu model, antik ve modern DNA verilerinde Avrupa boyunca gözlemlenen özellikleri açıklamada ise oldukça kullanışlı oldu. Bu çalışmada ise araştırmacılar Sardinya popülasyon tarihinin nasıl açıklanabileceğini yakından inceliyorlar.
Bu modelde Sardinya, Avrupa Neolitik Çağ esnasında etkin bir şekilde erken dönem Neolitik çiftçileri tarafından ve Neolitik öncesi avcı-toplayıcılarından da az miktarda bir katkıyla birlikte kolonileştirildi. Sardinya daha sonra anakaradaki devamındaki göçlerden büyük ölçüde izole kaldı.
Sardinya’daki arkeolojik kayıtlar da böyle bir modeli desteklemektedir; Neolitik öncesi çok az kayda değer sit alanı vardır. Bunu takiben, büyümenin yaşandığı Neolitik Çağ’da ve daha sonra yerel bir eşsiz kültürel topluluk olan Nuragic uygarlığı Bronz Çağı’nda gelişme göstermiştir.
Bunu yanında, Sardinya’daki ilk insan kalıntıları Üst Paleolitik Çağı’na tarihleniyor ve çakıl taşlarından yapılan aletler Alt Paleolitik Çağı’na ait. Bu yüzden, Sardinya’ya varan en eski yerliler yaklaşık 14.000 ila 18.000 yıl öncesine, yani Neolitikten çok daha öncesine denk geliyor.
Chicago Üniversitesi, İnsan Genetiği Departmanı’ndan Prof. John Novembre’nin yürüttüğü bu çalışmada 3.514 bireye ait tüm genom dizileri incelendi. Sardinya izolasyonunun, baskın haldeki erken Neolitik çiftçilerle veya avcı-toplayıcılarla ne kadar bağlantılı olduğu test edildi. Bu çalışmanın bütünleyici bir parçası olarak da Sardinyalılar ve İspanya ve Fransa’nın Bask popülasyonları arasındaki atasal bağlantının olduğu hipotezi araştırıldı.
Sardinya popülasyonun izolasyonu belirgin olsa, ıraksama tarihi yani popülasyonların birbirlerinden ayrılıp farklılaşmasına adına bilinen bir zaman ölçeği bilinmiyordu. Bu araştırmada yaklaşık ıraksama zamanını ve popülasyon boyutu tarihini hesaplamak için farklı istatistiksel yöntemler kullanıldı. Yapılan analizler sonucu bu popülasyon soyu, geçmişten günümüz Sardinya’sına doğru yaklaşık 4.300 ila 7.000 yıl öncesine denk gelen 140 ila 250 jenerasyon öncesinde anakara Avrupa popülasyonlarından etkin bir şekilde izole hale geldi. Kuzey ve Güney Avrupalılar arasındaki ıraksama tarihi Sardinya’ya kıyasla çok daha yakın zamana ait ve bu da Sardinya’nın Avrupa anakarasından izolasyonunu işaret ediyor.
Araştırma grubu önce Sardinya’daki popülasyon yapısını inceledi ve Ogliastra ili ile Ogliastra dışındaki bölgeler arasında güçlü bir çeşitlilik keşfettiler. Ogliastra dışındaki bölgelerde aradaki uzun mesafelere rağmen az miktarda genetik farklılaşma (Fst-Fiksasyon indeksi) ve yüksek miktarda gen akışı bulunuyor.
Sardinya daha düşük miktarda uzun süreli etkin popülasyon büyülüğüne (istatiksel olarak ideal olan ve genellikle soyunu devam ettirebilen bireylerin sayısı) sahipti ve güçlü bir popülasyon büyümesi izlerinden yoksundu. Ogliastra dışındaki (Cagliari) popülasyonlar Avrupa’daki popülasyonlara benzer bir büyüklükteki izleri gösterirken, Ogliastra ilindeki (Arzana, Lanusei ve Ilbono) Sardinya popülasyonları kararlı bir şekilde düşük popülasyon büyüklüğü gösteriyor. Aynı şekilde, Cagliari’deki popülasyonlar Avrupa anakarasındaki popülasyonlardan daha yakın bir zamanda ayrılma gösterirken, Ogliastra ilindeki popülasyonlar daha antik bir dönemde ayrılmanın yaşandığını gösteriyor. Böylece, Ogliastra’nın adaya yapılan yakın zamandaki göçlerden korunması ile Neolitik öncesi avcı-toplayıcılar ve Neolitik çiftçiler atasal soyları bu izole olan bölgede zenginleşiyor.
Bu sonuca dair bir açıklamaya göre Sardinya’nın ilk popülasyonları, Neolitik öncesi atasal soyun sonraki göçlerle anakaradan adaya ulaşmasıyla değil iki tane atasal soyun karışmasından oluşuyordu. Bu tarz bir birbirine karışma, ada üzerinde veya adaya yaşanan Neolitik akından önce anakarada gerçekleşmiş olabilir. Alternatif bir açıklamaya göre ise Ogliastra basit bir şekilde fazlasıyla izole bir bölgeydi ve Sardinya içerisinde yaşanan genetik sürüklenme sonucu farklılaştı. Bu sonuç, güçlü bir Neolitik altyapıda ada boyunca görülen bir Neolitik dönem öncesi atasal soy izine neden olan genetik sürüklenme olarak yorumlanabilir.
Yakın zamandaki araştırmalarda Bask halkının, Neolitik çiftçi atasal soyu adına zengin olduğu gösterilmiş ve Hint-Avrupa dillerinin de Neolitik Bronz Çağı sonrası dönemde bozkır popülasyonlarının genişlemesiyle ilişkilendirilmişti. Bu yeni çalışmada ise araştırmacılar çeşitli istatistiksel yöntemler uygulayarak Sardinyalıların Basklar ile atasal soy paylaştıklarına dair izler buldular. Bu sonuçlar hem Sardinyalıların ve hem de Bask halkının, Hint-Avrupa Neolitik öncesi atasal soyundan bir miras taşıdığı bir modeli destekliyor.
Antik DNA çalışmaları, Sardinyalıların Avrupa anakarasına kıyasla daha yüksek miktarda Neolitik çiftçi atasal soyunu taşıdığı göstermişti.
Bu çalışmada ise Sardinyalıların, gözlenen en yüksek miktarda erken Neolitik çiftçilerle ve az miktarda daha erken dönemdeki avcı-toplayıcılarla genetik özellikleri paylaştığı doğrulandı. Beklendiği üzere bütün Sardinya popülasyonlarında Neolitik çiftçi atasal soyu miktarı, avcı-toplayıcı miktarından çok daha fazla. Şaşırtıcı bir şekilde Gennargentu dağlık bölgesinde daha da yüksek miktarda Neolitik ve Neolitik öncesi soyu olduğu ve bu bölgenin dışarısında ise daha yüksek miktarda bozkır göçebelerine ait atasal soy bulundu.
Sonuç olarak, Neolitik çiftçi popülasyonlarına (ve daha düşük düzeyde Neolitik öncesi avcı-toplayıcı popülasyonlarına) yakınlığının olması, Sardinya’yı anakara Avrupalılarında kaybolmuş varyantların bulunabileceği potansiyel bir rezervuar konumuna getiriyor.
Makale: Chiang, C. W., Marcus, J. H., Sidore, C., Biddanda, A., Al-Asadi, H., Zoledziewska, M., … & Steri, M. (2018). Genomic history of the Sardinian population. Nature genetics, 1.
You must be logged in to post a comment Login