Dünyadaki Son Tüylü Mamutlar 4.000 Yıl Önceye Kadar Yaşamış!

Dünya üzerindeki son tüylü mamutlar sadece 4.000 yıl öncesine kadar hayattaydı ve soy içi çiftleşmeden değil, şanssızlıktan öldüler.

Bir sanatçının son yünlü mamut çizimi. C: Beth Zaiken

İzole bir Arktik adada bulunan yünlü mamutlar üzerinde yapılan genetik bir çalışma, mamutların binlerce yıl süren istikrarlı bir popülasyona ulaştıklarını, dolayısıyla soy içi çiftleşmeden ziyade muhtemelen rastgele bir olayla yok olduklarını gösteriyor.

Yaklaşık 10.000 yıl önce, bir avuç tüylü mamut kendilerini Rusya’nın Kuzey Kutbu’ndaki Sibirya kıyı şeridi açıklarındaki bir adada mahsur kalmış halde buldu. Belki de sekiz bireyden oluşan bu küçük sürü, sonraki bin yılda, yaklaşık 4.000 yıl önce nesli tükenene kadar 200 ila 300 mamuttan oluşan sabit bir popülasyona ulaştı. Onlar Dünya üzerinde bilinen son yünlü memeli popülasyonuydu ve eğer şanssızlık olmasaydı modern çağa kadar hayatta kalmış olmaları mümkündü.

Bu mamutların hikayesini Stockholm Üniversitesi’nden Love Dalén ve meslektaşları tarafından yürütülen genetik çalışma sayesinde biliyoruz.

(İlgili: Mamutların Ne Zaman Yok Olduğu Tartışılıyor)

Ekip, buz tabakalarının erimesiyle yükselen deniz seviyeleri nedeniyle küçük grubun izole kalmasından önce, Wrangel Adası’ndaki 14 mamutun yanı sıra anakara popülasyonundan 7 mamutun DNA’sını inceledi. Bu mamutların tamamının DNA’sı 50.000 yıllık genetik geçmişi kapsıyordu.

Araştırmacıların analizi, birey sayısının az olmasına rağmen mamutların ölümünün nedeninin so içi evliliği üreme olmadığını gösteriyor. Dalén, küçük olanlar birikse de popülasyonun büyük zararlı genetik mutasyonları başarıyla temizlediğini söylüyor.

“Soy içi üreme ve genetik hastalıkların popülasyonun yavaş yavaş yok olmasına yol açmadığını büyük olasılıkla gösterebildik. Soy içi üremeye rağmen popülasyonun durumu iyiydi.”

Wrangel adasında bulunan bir mamut dişi. C: Love Dalén

Ancak ekip, bireysel mamutların genetik hastalıklardan etkilendiğini ve bireysel düzeydeki bu olumsuz etkinin binlerce yıl boyunca devam ettiğini buldu. Dalén, “Bu, çoğu durumda çok yakın zamanda darboğazla karşı karşıya kalan, bugün nesli tükenmekte olan türlerin gelecekte de yüzlerce nesil boyunca genetik hastalıklardan muzdarip olmaya devam edeceği anlamına geliyor.” diyor.

Dalén, ana karadaki popülasyonunun tükenmesinin ardından büyük bir adada yalnız kalan ve genetik çeşitliliğin düşük olduğu bir türün bir başka örneği olarak Tazmanya canavarını gösteriyor. Dalén, bunun da bağışıklık sistemini etkilediğini söylüyor. Bağışıklık sistemi zayıfladığında, bir popülasyon, Tazmanya canavarını etkileyen yüz tümörü hastalığı gibi yeni bir patojenle karşı karşıya kaldığında yok olmaya daha duyarlı hale gelir.

Londra’daki Doğa Tarihi Müzesi’nden Adrian Lister, “Doğal seçilimin potansiyel olarak ölümcül mutasyonları ortadan kaldırmada etkili olduğu görülüyor, fakat daha az şiddetli olan diğer mutasyonlar yavaş yavaş artıyor.” diyor.

Lister, “Bunun nihai yok oluşa katkıda bulunup bulunmadığı belirsiz, ama belki de çevresel değişimle birlikte bu katkıyı yapmış olabilir. Burada, bugün nesli tükenmekte olan türlerin genetik sağlığını izlemeye yönelik birçok ders var.” diyor.

Mamutları yok olmaya iten şeyin tam olarak ne olduğu bilinmiyor. Ancak ilginç bir şekilde, Wrangel’de tatlı su gölleri ve nehirlerinin mevcudiyeti, 5600 yıl önce kuraklık nedeniyle nesli tükenen benzer şekilde izole edilmiş bir grubun aksine, onların potansiyel olarak olduğundan daha uzun süre hayatta kalabileceklerini gösteriyor.

Dalén, “Hastalıklar, kısa süreli iklim olayları, tundra yangınları gibi tüm bunlar tesadüfi olaylar olarak değerlendirdiğimiz şeyler. Rastgele oldukları için, bunların gerçekleşmesinde kaçınılmaz olan hiçbir şey yoktu ve bu nedenle, eğer bunlar olmasaydı, sonunda vardıklarında insanların onları öldürmediğini varsayarak, belki de Wrangel’de mamutlar bugüne kadar hayatta kalmış olacaktı.” diyor.


New Scientist. 27 Haziran 2024.

Makale: Dehasque, M., et al. 2024. Temporal dynamics of woolly mammoth genome erosion prior to extinction. Cell.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login