Yapılan çalışma, Gran Dolina'da bulunan ve Homo antecessor türüne ait en sembolik fosillerden ikisinin ilk cinsiyet tahminini ortaya koydu.
Yeni biyoarkeolojik araştırmalar, sıtmanın insan topluluklarını 7000 yıldan fazla bir süredir tehdit ettiğini gösteriyor.
Yaklaşık 1.300 yıl önce gömülen, Ajpach' Waal adındaki önemli bir Maya adamı, ayrıcalıklı fakat zor bir yaşam sürmüştü.
Polonya’da bulunan yaklaşık 46.000 yıllık dişlerdeki kürdan izleri, Neandertaller arasında ağız hijyeninin yaygın olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar mini beyinleri ilk kez yetiştirmiyor. Ancak ilk kez birileri insan organı ile antik kuzeninin hibrit organını yetiştirdi.
Bilim insanları, bu tür başparmakların Homo cinsinde mi, yoksa daha önceki bazı türlerde mi ortaya çıktığını aydınlatmaya çalışıyor.
Kral Tutankamon'un babası olabilecek eski bir Mısır firavununun yüzü, dijital rekonstrüksiyon ile yeniden canlandırıldı.
Araştırmalara göre, hobbitler olarak da bilinen Homo floresiensis türü, aslında şimdiye kadar bulunamayan güney Denisovalıları olabilir.
130.000 yıl kadar önce bir obruğa düşüp açlıktan ölen Altamura Neandertali’nin dişleri büyük ihtimalle ‘üçüncü bir el’ görevi görüyordu.
Antik nadir hastalıklar hakkında ne biliyoruz ve bu hastalıkları insan iskeletlerinin kalıntılarında nasıl tanımlayabiliriz?
6.200 yıl önce bir çukura gömülen 41 kişi, iklim krizinin ve nüfus patlamasının bir sonucu olarak ayrım gözetmeksizin öldürülmüş olabilir.
Araştırmacılar, Neolitik dönemde yaşamış kadının kafatasının, ulaşılması çok zor bir alana nasıl gelmiş olabileceğini çözdüler.
Küçük Ayak olarak bilinen fosilin dişlerinde, çocukluk dönemi sırasında ya aç ya da ciddi anlamda hasta olduğunu gösteren belirgin izler var.
On binlerce eski iskelet üzerinde yapılan analizler, insan ve hastalık arasındaki evrimsel savaş hakkında önemli bilgiler veriyor.
Eski akrabalarımızın, keyfi ve hatta ırkçı fikirlere dayanan geçmiş yüz canlandırmalarının yerini bilime dayanan canlandırmalar alıyor.
Ürdün'deki bir avcı toplayıcı kamp alanında yer alan 20.000 yıllık kulübe ve içindeki kalıntılar, değişen ölüm görüşlerinin sinyalini veriyor.
Neandertal kulaklarının sanal olarak yeniden yapılandırılması, modern insanlarla aynı fiziksel kapasiteye sahip olduğunu gösteriyor.
Tarihi şehir merkezindeki yüzlerce insan kalıntısına göre, toplumsal eşitsizlik Cambridge'in Ortaçağ sakinlerinin kemiklerine işlemiş.
Yapılan araştırmaya göre uzak atalarımız, bir şempanze gibi dallarda sallanıp, parmak eklemleri üzerinde yürümüş olabilir.
Yapılan çalışmaya göre Homo antecessor, Homo sapiens ile benzeyen fakat daha hızlı bir omuz gelişimi sürecine sahipti.