Batı Avustralya’nın Barrow Adası’ndaki bir mağarada bulunan 50.000 yıldan daha eski izler, Avustralya’ya yerleşen ilk insanlar hakkında önemli bilgiler veriyor.
Son yapılan araştırmalar, adanın daha düşük kıyı seviyelerinde 50.000 yıl ila 30.000 yıl öncesinde avlak olarak kullanıldığını, daha sonrasında 8000 yıl önce aile grupları için yerleşim birimi olarak kullanıldığını ortaya koyuyor.
Şimdiye kadar Avustralya’nın bilinen en eski yerleşim bölgeleri, Flinders bölgesindeki Warratyi Kaya Sığınağı ve Arnhem bölgesindeki Madjedbebe J-Kaya Sığınağı. Ancak o dönemdeki kıyı şeridi düşünüldüğünde bu yerleşimler kıyı bölgelerden oldukça uzak kalıyor.
Bilgilerimiz dahilinde Avustralya’ya ilk varan insanlar korkusuz deniz insanlarıydılar. Her ne kadar büyüklü küçüklü adaları kullanarak buraya varmış olsalar da, kimi yerlerde basit sallarla okyanusta 90 kilometreyi aşan yolculuklar yapmış olmaları gerekiyor.
Erken dönemlerde yerleşiminin kaçınılmaz şekilde kıyıda olması gerekiyordu. Kıtada en eski karanın, bugünkü okyanusun en az 50 m altında olması muhtemel. Şimdiye kadar bu ilk kıyı halkları hakkında çok az şey biliyorduk.
Barrow adasındaki kazılar, uluslararası araştırmacılardan oluşan 30 kişilik bir ekip ile, kireçtaşı mağarası olan Boodie Mağarası’nda yaklaşık 5 yıldır devam ediyor.
Radyonkarbon ve farklı tarihlendirme teknikleri ile Boodie Mağarası yerleşmelerinin, günümüzden önce yaklaşık 51.100 ila 46.200 yılları arasında iskan edildiği anlaşıldı.
Bu tarihler ile beraber BoodieMağarası Avustralya’nın ve kıyı bölgelerin en eski yerleşmelerinden biri olarak gözüküyor.
Boodie Mağarası ilk kez iskan edildiğinde, Barrow Adası anakaranın bir parçasıydı. Dünya buzul çağına geçti ve deniz seviyeleri yaklaşık 20.000 yıl önce şimdiki seviyenin 125 metre altına düştüğü için sahil daha da uzaklaştı. Kısa süre sonra küresel sıcaklıklar arttı ve buzlar eridiğinde deniz seviyeleri hızla yükseldi.
Bu uzun süre boyunca insanlar tekrar tekrar Boodie Mağarası’na geldiler. Mağarayı oluşturan kireçtaşı, çok iyi bir koruma sağlayarak, orada yaşamış insanlar hakkında inanılmaz detaylar öğrenmemize neden oldu.
Mağara’da bulunan hayvan kalıntıları, bu erken insanların diyetleri hakkında önemli bilgiler veriyor. Bunun yanı sıra; bu insanların ne yedikleri, ne avladıkları, nasıl avladıkları ve bu kurak doğal ortama nasıl adapte oldukları hakkındada bilgiler veriyor.
Bu hayvan kalıntıları arasında, valabiler (küçük kanguru), kangurular ve diğer yerel karasal hayvanlar var. Ayrıca uzak sahilden getirilmiş deniz kabukları var.
Mağaranın derin tabakalarında, kıyı şeridi 20 km ya da daha uzakken, radyokarbon tarihlendirmeye göre 42.300 yıl önce dört farklı kabuklu deniz ürünü türü bulundu. Bu deniz kabukluları, Avustralya deniz kaynaklarının ilk kullanımının doğrudan kanıtlarını oluşturuyor.
Yükselen deniz seviyeleri ile kıyı şeridi mağaraya daha da yaklaştı ve tüketilen deniz kaynakları sayısı ve çeşitliliği katlanarak arttı.
8000 yıl önce ise; deniz kestanesi, yengeçler, resif balıkları, deniz kaplumbağası, deniz memelileri, bazı küçük ve orta boy karasal hayvanlar ile 40 çeşit deniz kabuklusunun bu yerleşimciler tarafından tüketiliyordu.
6800 yıl önce, yükselen deniz seviyeleri sonucunda artık mağaranın bulunduğu alan tamamen anakaradan koptu ve terk edildi.
Boodie Mağarası’nın ilk yerleşim tarihlerinde bir avlanma barınağı olarak kullanıldığı, daha sonrasında ise aileler için günlük bir yerleşim alanına dönüştüğü düşünülüyor.
Araştırmalar, bu bölgedeki Aborjin halkının dramatik çevresel değişim döneminde, sadece deniz kaynaklarını değil, aynı zamanda bir dizi çöl kaynağını da kullandığını gösteriyor. Bu durum, Kuzey Avustralya’da hem çöl, hem de deniz yaşamına çok iyi bir adaptasyon olduğuna işaret ediyor.
Sahil kıyısındaki dramatik değişiklikler oldukça farklı bir çevresel yapıya işaret ediyor. Bölgedeki ilk insanların yerleştiği alanlar şu anda yüzlerce kilometre boyunca deniz içinde kaldı. Yani şu ana kadar keşfedilebilmiş erken yerleşmelerin en eskileri bu kıyı şeridindeydi ve şu an sular altında bulunuyor.
Geçtiğimiz 20.000 yıl boyunca deniz seviyesi oldukça dramatik bir şekilde yükseldi. Yapılan araştırmalar deniz seviyesinin 20.000 yıl önceye göre 125 metre yükseldiğini ve kıtaya bağlı Yeni Gine ve Tazmanya gibi alanları kıtadan kopardığını gösteriyor.
Yapılan çalışmalar, sular altında kalmış olan Avustralya’nın erken tarihine yeni bir pencere açıyor.
Boodie Mağarası, Avustralya’da kıyı hayatına dair ilk kanıtları sağlıyor ve bize ilk kolonizasyondan beri kıyısal kaynakların önemli olduğunu gösteriyor.
Avustralya kıtasının neredeyse üçte biri son buzul çağından sonra, en eski Avustralyalardan bazılarının kıyı kullanımına dair kanıtlarla birlikte suya gömüldü. Avrupa, Asya ve Amerika’nın etrafındaki denizlerde binlerce arkeolojik alan kaydedildi ancak Avustralya’nın herhangi bir yerinde denize gömülmüş tarih öncesi arkeolojik alanlar tespit edilmedi.
Avustralya’nın denizindeki bu bulgular, arkeolojik araştırmalara tamamen yeni bir pencere açıyor ve Avustralya kıyılarında varan ilk insanların hayatlarını daha da aydınlatıyor.
The Conversation. 19 Mayıs 2017.
Makale: Peter Veth, Ingrid Ward & Tiina Manne… Early human occupation of a maritime desert, Barrow Island, North-West Australia. Quaternary Science Reviews. Volume 168, 15 July 2017, Pages 19–29.
1453’te Ölen Son Bizans İmparatoru’nun Nadir Portresi Bulundu
2.700 Yıllık Assur Başkenti Horsabad’ta Yeni Keşifler Yapıldı
Göbeklitepe Aslında Ne Anlatıyor? Kimler, Neden, Nasıl Yaptı?
Afyon’da Homo erectus ve Neandertal İzleri: Yavuz Aydın Röportajı
You must be logged in to post a comment Login