Anglo-Sakson Mezarlarındaki Fildişi Halkalar Afrika’dan Getirilmiş

Elit mezarlarında keşfedilen esrarengiz Anglo-Sakson fildişi halkalar, 6.400 kilometre ötedeki Afrika fillerinden yapılmış.

İngiltere genelinde 700’den fazla erken dönem Anglo-Sakson mezarında parmağa olmayacak kadar büyük fildişi halkalar bulundu. Arkeologlar bu halkaların bele bağlanan açık çantaları tutmak için kullanıldığını düşünüyor. C: Hemer et al/Journal of Archaeological Science: Reports.

Yüzlerce elit Anglo-Sakson kadın mezarında gizemli fildişi halkalar bulundu. Artık araştırmacılar, halkalarda kullanılan fildişinin İngiltere’den yaklaşık 6.400 kilometre uzakta yaşayan fillerden geldiğini biliyor.

İngiltere’deki düzinelerce Anglo-Sakson mezarında bulunan esrarengiz “fildişi halkalar”, bu halkaların kaynağından emin olamayan arkeologların kafasını karıştırıyordu, fakat şimdi bilimsel analizler sonucu bu halkaların muhtemelen yaklaşık 6.400 kilometre uzakta yaşayan Afrika fillerinden geldiği ortaya çıktı.

Bu durum, Afrika’nın doğusundan Avrupa üzerinden İngiltere’ye uzanan, belki de o dönemin en uzunu olan bir ticaret ağına işaret ediyor. 

(İlgili: Nijerya’nın Benin Bronzları, Almanya Pirincinden Yapılmış)

İngiltere’deki Sheffield Üniversitesi’nde arkeolog olan çalışmanın eş yazarı Hugh Willmott, “Bu gerçekten uzun bir yol, Akdeniz dünyasını geçiyor, sonra Alpleri geçiyor ve muhtemelen Rhineland üzerinden gidiyor… yani birden fazla kültürü geçiyor.” diyor.

Araştırmacılar, Sheffield’in yaklaşık 110 km doğusundaki Scremby köyü yakınlarında, MS 5. yüzyılın sonları ile 6. yüzyılın başlarına tarihlenen bir erken dönem Anglo-Sakson mezarlığında bulunan ve “torba halkası” denen yedi halkadan birini analiz etti.

Ekip, fildişinin kolajen proteinini analiz ettikten sonra halkanın bir Afrika filinin (Loxodonta cinsi) dişinden yapıldığını tespit etti. Radyokarbon analizi de bu filin MS 5. yüzyıl civarında yaşadığını ortaya çıkardı. Araştırmacılar bulgularını Journal of Archaeological Science: Reports dergisinde yayımladı.

Yeni analiz, halkaların Afrika’daki Aksum Krallığı’nda Afrika fillerinin dişlerinden yapıldığını ve Roma sonrası Avrupa’dan İngiltere’ye ticaretinin yapıldığını gösteriyor. C: Hemer et al/Journal of Archaeological Science: Reports.

Gizemli halkalar

“Çanta halkaları” arkeologları 200 yılı aşkın bir süredir şaşırtıyor. İngiltere’deki Anglo-Sakson mezarlarında yüzlercesi çıkarken bu halkalardan Kuzeybatı Avrupa’nın diğer kısımlarında yalnızca birkaç tane bulundu.

Çapı 10 ila 15 santimetre arasında değişen bu halkalar, yalnızca zengin Anglo-Sakson kadınlarının mezarlarında bulundu. Parmağa takılamayacak kadar büyük olan bu halkaların bir zamanlar kolun üst kısmı için süs eşyası olduğu düşünülüyordu. Ancak arkeologlar artık halkaların bele bağlandığını ve bunlarla kadınların ellerindeki küçük nesneleri koyabilecekleri cep işlevi gören çantalar taşıdığını düşünüyor.

Willmott “Sıklıkla içinde bakır parçaları, Roma sikkeleri gibi rastgele şeyler olan çantaların içerdiği objeleri buluyoruz.” diyor.

Sadece zengin mezarlarında bulunmaları bu halkaların bir statü göstergesi olduğuna işaret olabilir: Willmott, “Toplumda özel bir yeri olan kadınlarla ilişkilendirilmiş olabilirler.” diyor.

Fildişinin Kökeni

Araştırmacılar fildişinin geldiği bölgenin jeolojisi hakkında bilgi edinmek için stronsiyum izotoplarının (elementin farklı nötron sayımlarına sahip formları) oranını da ölçtüler. Willmott, sonuçların filin jeolojik olarak genç volkanik kayaların bulunduğu bir bölgede – muhtemelen Doğu Afrika’nın Rift Vadisi bölgesinde – büyüdüğünü gösterdiğini söylüyor.

İngiltere’de fildişi işlendiğine dair herhangi bir bulguya rastlanmaması, yüzüklerin Afrika’da -muhtemelen o dönemde fildişi işleme merkezi olan Aksum’da- işlendiğini ve daha sonra İngiltere’ye ulaşana kadar ticaretinin yapıldığını gösteriyor. Kıta Avrupası’nda bulunan az sayıdaki çanta halkasının bu ticaretin kanıtı olması mümkün.

Bulgular, fildişi halkaların Anglo-Saksonlar arasında en az 100 yıl boyunca popüler olduğunu gösteriyor. Willmott, “Yani sürekli bir ticaretten bahsediyoruz.” diyor. Ancak kullanımları yedinci yüzyılda sona ermiş gibi görünüyor. Bunun sebebi ticaret yolunun bozulmuş olması olabilir.

Afrika’dan fildişi ithalatına dair bu yeni kanıtın yanı sıra, Anglo-Saksonların Fransa’dan cam eşyalar, Baltık’tan kehribar boncuklar, Doğu Akdeniz’den ametist boncuklar ve Kızıldeniz ya da Hindistan’dan bir tür deniz kabuğu ithal ettikleri biliniyor. Ancak bu ürünleri tedarik ettikleri ticaret ağlarına dair hiçbir kayıt bulunmuyor.

King’s College London’da arkeolog ve tarihçi olan Ken Dark, son araştırmada yer almadı ancak ilk bin yılda Avrupa’da uzun mesafeli ticareti araştırıyor. Dark, “Bu çalışma, beş ila yedinci yüzyıllardaki ticaret ağlarının daha önce tahmin edilenden çok daha kapsamlı ve karmaşık olduğunu gösteren kanıtlar arasına katılabilir.” diyor.

Danimarka’daki Aarhus Üniversitesi’nde Kentsel Ağ Evrimleri Merkezi’nde arkeolog olarak görev yapan ve çalışmaya dahil olmayan Rowan English, uzmanların uzun süredir çanta halkalarının ithal fil fildişinden yapıldığından şüphelendiğini ve yeni çalışmanın bu konuda “nihai doğrulama” olduğunu söylüyor. 

Ancak diğer çanta halkalarının başka yerlerden gelmiş olabileceği konusunda da uyarıyor: “Ben kendi çalışmamda erken Orta Çağ İngiltere’sindeki mezarlıklarda bu halkalardan 700’den fazla kaydettim… daha fazla bağlamsal ve bilimsel çalışma yapılması gerekiyor.”


Live Science. 29 Haziran 2023.

Makale: Hemer, K. A., Willmott, H., Evans, J. E., & Buckley, M. (2023). Ivory from early Anglo-Saxon burials in Lincolnshire–A biomolecular study. Journal of Archaeological Science: Reports, 49, 103943.

You must be logged in to post a comment Login