Anadolu arkeolojisi dev bir çınardır. İçinde birçok hikaye ve insan barındırır. Ama bazılarının adı bu kadim toprakların değerini bize çok daha iyi anlatır. İşte o isimlerden bazılarını sizler için derledik.
Türkiye’nin ilk kadın bilim insanlarından biri olan Halet Çambel, İstanbul Prehistorya Kürsüsü kurucusu olmasının yanısıra, Türkiye arkeolojisine kattığı değerlerle Türkiye’de hala devam eden arkeolojideki su götürmez kadın üstünlüğüne kadar her şeyin başlangıcında yer alır. Türkiye’nin yetiştirdiği denilemez ama Türk arkeolojisini yetiştiren kişi olan Halet Çambel hocamızın adı hafızalarımıza kazınması gereken nadir insanlardan biridir.
Türkiye arkeolojisinin dev kadınlarından bir diğeri, ikinci kuşak arkeologların en önemlilerinden olan Ufuk Hoca hayatının çok büyük bir bölümünü Türkiye prehistoryasına ve İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü’ne vermiştir. Kurtarma kazıları, yüzey araştırmaları, arkeometri gibi pek çok bilimsel çalışmaya ön ayak olmuş ve bunların yanında Türkiye arkeolojisine sayısız isim yetiştirmiştir.
Anadolu arkeolojisi denildiğinde akla ilk gelen isimlerden biridir. Bu toprakların damadıdır (Arletta Mellaart). Sansasyonu sever. Bir buluntu hakkında fikir beyan etmekten asla kaçınmaz. Hacılar höyük ve Çatalhöyük’ün babası olan Mellaart, Anadolu arkeolojisinin en önemli isimlerinden biri olmasının yanısıra en sağlam hadiselerinden birinin de baş rol oyuncusudur. Tabiri caizse 60’lı yılların Türkiye’sinden ban yemiştir. Ancak Anadolu onun için bitmek bilmeyen sevgidir. 4 sene kadar yürüttüğü Çatalhöyük kazısıyla dünya arkeoloji tarihini derinden sarsmıştır ve pek çok anadolu aşığı arkeoloğu yetiştirmiştir. Büyük isimdir vesselam.
Braidwood çifti arkeolojiyi farklı bilimsel dallarla birleştirip, insanlık tarihinin sadece sanat eserlerinden oluşmadığını ve geçmişi anlamak için diğer bilim dallarından da yararlanılması gerektiğini gösterdi. Sadece cevaplarla yetinmeyen, yeni sorularla yeni kapılar açan Braidwood’lar Türkiye arkeolojisinin en değerli isimlerindendir. İstanbul üniversitesi Prehistorya kürsüsünde verdikleri derslerle pek çok arkeolog yetiştirmişlerdir. Halet Çambel ile birlikte Türkiye Arkeolojisine kitaptan, aletten, arkeolojik görüşe kadar pek çok şey bırakmış isimlerdir.
Dördüncü dönem Troia kazılarının başkanıdır. Anadolu arkeolojisini dünyaya sunan Troia’da, ondan öncekilerin yüklendiği İlyada’yı bulma misyonunu kenara bırakmış, gerçek anlamda Troia’yı arkeolojik bir kazı alanı haline çevirmiştir. Troia’da her döneme ait bilgiye ulaşmamızı sağlamış, 1988 senesinden vefatına kadar kazı başkanlığını yürütmüştür. Türkiye’ye, kültürel miras arkeolojik araştırma gibi pek çok konuda değer katmış, burada yaşlanıp, buranın vatandaşı olup, burada vefat etmiştir. Kuşkusuz burada yaptıkları ve güleryüzüyle hatırlanacaktır.
2- Arif Müfid Mansel (1905 – 1975)
Türkiye’de Arkeolojinin ilk iki devinden biri, Türkiye’nin ilk arkeoloji kürsüsü olan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Kürsüsü kurucusu Ordinaryus Arif Müfid Mansel. Türkiye arkeolojisinin altında imzası olan isimlerin en başında gelenlerindendir.
Soyadı kanunuyla beraber soyadını Türkçe olarak kabaca; “Büyük ülkenin babası” anlamına gelen, Sümerce’de a-‘baba, su’ kur- ‘ülke’ ve gal-‘büyük’ kelimelerinin yan yana gelmesinden oluşan Akurgal olarak seçen Hocaların hocası Ekrem Hoca. Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nün kurucusu ve Türkiye arkeolojisinin iki ordinaryusundan biridir. Türkiye’de klasik arkeoloji için adım atılmadık yer bırakmamıştır. Hayatının büyük kısmını Smyrna kazılarına adamış ve öldüğünde oraya gömülmek istemiştir. Belki oraya gömülmemiştir ama çok da uzakta değildir.
Ve tabi ki Jale İNAN
Ve
Carl W. Blegen
Klaus Schmidt
Seton Lloyd
Werner Herbert Schuchel,
Uluğ Bahadır Alkım
.
.
.
You must be logged in to post a comment Login