Eyalet Amfitiyatrosunda İlk Kez Leopar Kemikleri Bulundu

Kolezyum dışındaki bir Roma amfitiyatrosunda ilk kez bulunan leopar kemikleri, kanlı gladyatör – vahşi hayvan gösterilerine işaret ediyor.

Gladyatör gösterileri çoğu zaman insanları hayvanlara karşı karşıya getirirdi. C: Carole Raddato / Wikimedia Commons

Antik Roma metinlerinde gladyatör müsabakalarında yırtıcı hayvanların kullanıldığı iyi biliniyor. Ancak şimdiye dek bu hayvan rakiplerin yalnızca Roma’daki Kolezyum’da sahaya sürüldüğü sanılıyordu. Oysa Sırbistan’daki bir Roma arenasında bulunan bir leopar kemiği bu tabloyu değiştiriyor. Bulgular, bu kedigillerin imparatorluğun dört bir yanına taşındığını ve eyaletlerdeki vahşi gösterilere de katıldığını gösteriyor.

Bu dehşet verici müsabakalara ilişkin atıflar MÖ 186 yılına, Roma generali Marcus Fluvius Nobilior’un Circus Maximus’ta ilk türler arası dövüşü düzenlemesine kadar uzanıyor. Zamanla bu kan banyolarının popülaritesi arttı; Büyük Pompeius’un MÖ 55’te düzenlediği bir etkinlikte leoparlar da dâhil 410 büyük kedigil yer aldığı bildirildi.

(İlgili: Gladyatörlerle Dövüşen Bir Ayının İlk Doğrudan Kanıtı Bulundu)

Kolezyum’da çok sayıda aslan, kaplan ve leoparın kalıntıları bulunmuş olsa da, Roma İmparatorluğu’nun merkezinin ötesindeki tüm alanlarda şimdiye dek bu tür yaratıklara rastlanmamıştı. Bu yüzden, eyaletlerdeki gladyatör gösterilerinin muhtemelen yalnızca boz ayı ya da yaban domuzu gibi yerel hayvanları içerdiği varsayılıyordu.

Bununla birlikte, yeni bir çalışmanın yazarları günümüz Sırbistan’ında yer alan Viminacium amfitiyatrosunda bir erkek leoparın ön uzvunun keşfedildiğini bildirdi. Genetik analiz, bazı leoparların Romalılar tarafından Asya’dan da temin edildiği bilinse de, bu hayvanın Afrika kökenli olduğunu gösteriyor; izotop verileri ise kedigilin yakalanmadan önce yabani bir diyetle beslendiğine işaret ediyor.

Roma dünyasında egzotik kedigillere ait zooarkeolojik bulguların yerlerini gösteren harita. C: Vuković, S., Popović, D., Alexander, M. et al. 2025.

“Viminacium leoparı, Avrupa’daki Roma eyaletlerinde bu egzotik büyük kedi türüne ait ilk belgelenmiş kanıtı temsil ediyor ve eyaletlerdeki venationes’e (gladyatör av gösterileri) katılımını düşündürüyor” diye yazıyor araştırmacılar. MS 240 ile 350 arasına tarihlenen kalıntılar, İngiltere’de üçüncü yüzyıla ait bir gladyatör iskeletinde görülen aslan ısırığı izleri gibi diğer eyalet verileriyle de örtüşüyor.

Bu hayvanların imparatorluğun dış sınırlarına tam olarak nasıl ulaştığı belirsiz, ancak çalışma yazarları, ya Roma ordusu ya da Telegini olarak bilinen, Kuzey Afrika’daki bir vahşi hayvan avcıları loncası tarafından yakalanmış olabileceklerini öne sürüyor.

Yakalandıktan sonra leoparın deniz yoluyla İtalya ya da Yunanistan’daki bir limana götürülmüş, oradan da kara veya nehir yoluyla Tuna kıyısındaki son varış noktasına taşınmış olması muhtemel. Viminacium’da olası bir vivarium’un (hayvan muhafazasının) kalıntıları, hayvanın şehre ulaştıktan sonraki barınağını temsil ediyor olabilir.

Viminacium’a vardıktan sonra kedigil ya bir gladyatörle ya da başka bir hayvanla dövüşmeye zorlanmış olabilir; ayrıca damnatio ad bestias adı verilen, hayvanlara atılarak infaz şeklindeki korkunç bir cezada da kullanılmış olabilir. Alternatif olarak, her ne kadar araştırmacılar bunun daha az olası olduğunu söylese de, seyirci için numaralar sergilemek üzere eğitilmiş olması da muhtemel.

Araştırmacılar, “Ayrıca leoparın yırtıcı doğası ve diğer eyaletlerden ikonografik veriler göz önünde bulundurulduğunda, Viminacium’da leoparın yer aldığı gösterinin kanlı olduğuna dair güçlü bir ihtimal var” diye yazıyorlar.


IFL Science. 20 Kasım 2025.

Makale: Vuković, S., et al. 2025. The first biomolecular evidence of leopards (Panthera pardus, Linnaeus, 1758) from the Roman era reveals the participation of African big cats in provincial amphitheatres. Archaeological and Anthropological Sciences.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login