Din, Siyaset ve Savaş, Kentsel Yaban Hayat Evrimini Yönlendiriyor

Din, siyaset ve savaşın dolaylı sonuçları, çevre ve kentsel organizmaları etkileyen evrimsel süreçler üzerinde geniş kapsamlı etkilere sahip.

Sincap. C: Unsplash

St. Louis’de bulunan Washington Üniversitesi’nin yeni bir analizine göre din, siyaset ve savaşın dolaylı sonuçları, çevre ve kentsel organizmaları etkileyen evrimsel süreçler üzerinde geniş kapsamlı etkilere sahip olabilir.

Genellikle sosyolojik bir bakış açısıyla bakıldığında, din, siyaset ve savaşın etkileri evrimsel biyoloji alanında nadiren tartışılıyor. Nature Cities dergisinde yayımlanan bir incelemenin baş yazarlarından Elizabeth Carlen’ın da aralarında bulunduğu uluslararası bir biyolog ekibine göre, bu durum değişmeli.

Çalışmanın yazarları, dinin, siyasetin ve savaşın kentsel evrimsel biyoloji üzerindeki etkilerinin daha iyi anlaşılmasının, şehirleri insanlar için daha iyi hale getirmek ve aynı zamanda şehir içindeki çevreyi ve evrimsel potansiyeli desteklemek için şehirleri tasarlama ve yeniden şekillendirme becerimizi artırabileceğini söylüyor.

Carlen, “Uzun zamandır insanları biyolojiden ayırdık. Ancak insanlar, özellikle kentsel alanlarda, biyolojinin çok aktif bir parçası ve verdiğimiz kararların sonuçları var” diyor.

(İlgili: Dişiler Erkeklerden Neden Daha Uzun Yaşıyor?)

Carlen, makalede tartışılan toplumsal süreçlere dair küresel ve yerel bakış açıları sunmak üzere dünyanın yedi kıtasının beşinden gelen katılımcılardan oluşan bir ekibin organize edilmesine yardımcı oldu.

Yazarlar, dini uygulamalardan başlayarak, insanlar ve kentsel yaban hayatı arasındaki sosyal olarak yönlendirilen etkileşimlerin hayvanlar veya bitkiler için evrimsel değişime nasıl yol açabileceğini açıklıyor. Önceki araştırmalar, dini uygulamaların kentsel biyoçeşitliliği şekillendirdiğini ortaya koymuş olsa da, çalışmanın yazarları bu tür uygulamaların kentsel yaban hayatında da evrimsel değişime yol açtığını savunuyorlar.

Örneğin, İspanya’nın Oviedo kentinde dini yapıların etrafına duvarlar örüldüğünde, bu değişim genetik sürüklenmeye yol açmış ve duvarlı alanın içi ile dışında ateş semenderleri (Salamandra salamandra) arasında popülasyon farklılıklarına neden olmuştu.

Dinle ilgili başka bir örnekte, dini ayinler için söz konusu olan hayvanların ritüel olarak şehirlerde serbest bırakılması (makalede kuşlardan, balıklardan ve hatta boğa kurbağalarından bahsediliyor) genellikle vahşi hayvanların yakalanıp serbest bırakılmasını içeriyor. Bu serbest bırakma, hayvanın yakalandığı yerden çok uzakta gerçekleşebiliyor ve bu da insan eliyle sağlanan gen akışına yol açıyor.

Çalışmanın yazarları, din, siyaset ve savaşın kentsel evrimsel biyoloji üzerindeki etkisini daha iyi anlamamızı sağlayacak gelecekteki araştırmalar için test edilebilir hipotezler listesi sunuyor. Ayrıca bilim insanlarını, meydana gelen değişiklikleri nasıl kaydedebilecekleri konusunda düşünmeye teşvik ediyorlar.

Carlen, “Dijital teknoloji, topladığımız verinin türünü kökten değiştirmemize olanak sağladı” diyor.

“Ortak yazarlarımızdan biri, savaş sırasında hayvanlarda meydana gelen değişimlerle ilgili sosyal medya hesapları hakkında bir makale yayınladı. Örneğin, Twitter ve Instagram’da insanların bir bombanın kraterine sıkışmış bir kokarcayı gösteren paylaşımlarını buldum. Artık savaş devam etse bile bu tür şeyleri belgeleyebiliyoruz.”

Carlen, Amerika’daki çalışmasında, Doğu gri sincapları da dahil olmak üzere yaban hayatı üzerindeki çevresel yönetim kararlarının etkilerini inceliyor ve siyasetin biyoçeşitlilik ve evrim üzerinde önemli bir etki yaratabileceğini söylüyor.

Carlen, St. Louis’de siyasi zorunlulukların, şehrin belirli bölgelerinde biyolojik çeşitliliği etkileyebilecek bir suç önleme yaklaşımına yol açtığını söylüyor. “Fountain Park ve Fairground Park gibi yerlerde alçak çalılıklar ve küçük ağaçlar yok. Bunun bir nedeni de polisin manzaranın tamamını görebilmesini sağlaması” diyor.

“Ancak tahmin edebileceğiniz gibi, küçük bir hayvansanız, aynı alan içerisinde hareket etmek çok daha zorlaşıyor” diyor. “Açık bir alanda hareket eden rakunlar, onlara siper sağlayan bir çalılık olsaydı bulunacaklarından daha savunmasız durumda olurlardı.”

Biyologlar, evrimin insan çatışmaları ve toplumsal yönelimli tercihler tarafından nasıl şekillendirildiğinin daha iyi anlaşılması için ek araştırmalara ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.

Carlen, “Din, siyaset ve savaş birbiriyle son derece bağlantılı” diyor. “Bu süreçleri birbirinden ayırmak çoğu durumda zor oluyor ve bu da insan toplumları, biyologlar ve insan eylemlerinden etkilenen yaban hayatı için işleri karmaşık hale getiriyor.”


Washington University in St. Louis. 2 Temmuz 2025.

Makale: Carlen, E.J., Caizergues, A.E., Jagiello, Z. et al. (2025). Legacy effects of religion, politics and war on urban evolutionary biology. Nat Cities 2, 593–602.

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi.

You must be logged in to post a comment Login