3.000 Yıllık Bakır Eritme Atölyesi, Demirin Kökenini Aydınlatıyor

Gürcistan’daki 3.000 yıl önce bakır ustalarının demir açısından zengin kayalarla yaptıkları deneyler, demirin icadına yol açmış olabilir.

Burada gösterilen alan, ilk olarak Sovyet döneminde kazılmıştı ve şimdi 1964 tarihli bir kitaptan elle çizilmiş haritalar kullanılarak yeniden konumlandırıldı. C: Dr. Nathaniel Erb-Satullo

Yapılan yeni araştırma, Tunç Çağı’ndan Demir Çağı’na geçişe yeni bir ışık tutuyor.

Journal of Archaeological Science dergisinde yayımlanan çalışma, Gürcistan’ın güneyinde yer alan 3.000 yıllık bir eritme atölyesi olan Kvemo Bolnisi’deki metalürjik kalıntıları yeniden analiz etti. 1950’lerde yapılan ilk analiz sırasında, atölyede hematit (bir demir oksit minerali) yığınları ve cüruf (metal üretiminin atık ürünü) bulunmuştu. Bu demir oksitleri bulan ilk kazı ekibi, atölyenin erken bir demir eritme yeri olduğunu düşünmüştü.

Ancak yeni araştırma, bu varsayımların yanlış olduğunu ortaya koydu. Kvemo Bolnisi’de çalışan işçiler demir değil, bakır eritiyorlardı ve demir oksidi, bakır verimini artırmak için fırına eklenen akı (flux) maddesi olarak kullanıyorlardı.

(İlgili: Polonya’da Erken Demir Çağı Eserlerinde Göktaşı Demiri Bulundu)

Bu bulgular, uzun süredir tartışılan “demirin bakır ustaları tarafından icat edildiği” teorisini destekliyor. Elde edilen kanıtlar, eski çağların bakır ustalarının, demir içeren malzemeler üzerinde metalürjik fırınlarda deneyler yaptıklarını gösteriyor. Bu deneyler, demir eritmenin keşfi yolunda kritik bir adım olmuş olabilir.

Sitedeki bakır ustaları, demir içermeyen bakır cevherleri kullanıyordu. Fırına demir oksit (hematit) eklemek, bakır metalinin cevherdeki safsızlıklardan daha kolay ayrılmasına yardımcı oluyordu. C: Dr. Nathaniel Erb-Satullo

Demirin Önemi

Demir Çağı, demirin yaygın üretiminin başlangıcını işaret etse de, metalin kendisi yeni bir keşif değildi. Tunç Çağı’na ait, en ünlüsü Mısır kralı Tutankamon’un mezarında bulunan, altın ve kaya kristali saplı bir demir hançer olmak üzere, demirden yapılmış eserler bulunmuştu.

Ancak en erken demir nesneler, demir cevherinden eritilerek değil, doğada bulunan göktaşı kökenli metalik demirden dövülerek yapılmıştı. Bu nadirlik, demirin o dönem altından bile daha değerli olmasına neden oluyordu.

Demir metalurjisinin geliştirilmesi bu durumu tamamen değiştirdi. Demir, dünyadaki en bol elementlerden biri, ancak doğal halde metalik demir çok nadir. Demiri cevherden çıkartıp alet ve silah gibi işlevsel eşyalara dönüştürebilme yeteneği, insanlık tarihinin en önemli teknolojik dönüşümlerinden biri.

Demir Çağı’na geçiş bir anda gerçekleşmedi, fakat Assur ve Roma’nın demir silahlı ordularının doğmasına, daha sonra da sanayi devriminde demiryolları ve çelik iskeletli binaların ortaya çıkmasına yol açtı.

Parlak görünümlü hematit minerali, bakır ustaları tarafından akı (flux) olarak kullanılıyordu. Bu ayırt edici görünümü, antik madenciler ve kâşiflerin dikkatini çekmiş olabilir. C: Dr. Nathaniel Erb-Satullo

Cranfield Üniversitesi’nde Arkeolojik Bilim alanında misafir araştırmacı olan Dr. Nathaniel Erb-Satullo, “Demir, dünyanın en temel endüstriyel metali olsa da yazılı kayıtların eksikliği, demirin paslanmaya eğilimli olması ve demir üretim alanları üzerinde yapılan araştırmaların azlığı, kökenlerini bulmayı zorlaştırıyor” diyor.

“İşte bu yüzden Kvemo Bolnisi’deki bu alan bu kadar heyecan verici. Bu, bakır eritme sürecinde demirin kasıtlı kullanımına dair kanıt sunuyor. Bu, o dönemin metal işçilerinin demir oksidi — daha sonra demir eritmede kullanılacak jeolojik bileşikler — ayrı bir malzeme olarak tanıdıklarını ve fırında özelliklerini test ettiklerini gösteriyor. Buradaki kullanımı, bakır ustalarının bu tür deneylerinin demir metalurjisinin gelişimi için kritik olduğunu düşündürüyor.”

Bu tür bir araştırmada çok güzel bir simetri var; çünkü modern jeoloji ve malzeme bilimi tekniklerini kullanarak eski çağların ‘malzeme bilimcilerinin’ zihinlerine girebiliyoruz. Üstelik bunu, garip görünümlü taş parçalarına benzeyen sıradan bir atık madde — cüruf — analiz ederek yapabiliyoruz.”


Cranfield University. 26 Eylül 2025.

Makale: Erb-Satullo, N. L., & Klymchuk, B. W. (2025). Iron in copper metallurgy at the dawn of the Iron Age: Insights on iron invention from a mining and smelting site in the Caucasus. Journal of Archaeological Science, 106338.

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login