Fas’taki Guefaït-4 alanında yapılan çalışma, 2,5 milyon yıl önceki Kuzey Afrika’nın ekolojik bağlamını yeniden yapılandırıyor.
Çok disiplinli bir araştırma ekibi, çeşitli analizler sayesinde, bu bölgenin farklı çevre türlerine sahip olduğunu, fakat kuraklığın baskın ekolojik bağlam olduğunu ortaya koydu. Bununla birlikte, ormanlık alanlar, sulak alanlar ve daha açık alanlar da mevcuttu.
Bu paleoekolojik bilgiler, Plio-Pleistosen dönemindeki homininlerin Kuzey Afrika’da nasıl evrimleştiğini ve bu dönemde Afrika kıtasında gördüğümüz giderek daha açık ve değişen çevre koşullarına nasıl uyum sağladığını anlamak için büyük önem taşıyor.
Çalışmanın baş yazarı ve IPHES-CERCA araştırmacısı Iván Ramírez-Pedraza, şunları söylüyor:
“Sonuçlarımız, Kuzey Afrika için bilinen ilk ekolojik çerçeveyi sunuyor; bu bölge, kıtanın doğusu ve güneyi gibi diğer bölgelerde olduğu kadar güçlü ve net verilere sahip değildi.”
(İlgili: İnsanlığın Beşiği Olduvai Geçidi’ni Bu Kadar Özel Kılan Ne?)
Bu veriler, iyi test edilmiş ve birbirini tamamlayan analitik teknikler kullanılarak elde edildi. Ana teknikler, Guefaït-4 bölgesinde bulunan büyük omurgalıların fosil kalıntılarında stabil izotopların ve diş aşınmalarının analizi oldu.
İlk olarak, diş minesine yapılan izotop çalışmaları, tüketilen gıda türleri ve içilen suyun sıcaklığı hakkında bilgi sağladı. Ardından, yazarlar diş mikro yüzey analizi gerçekleştirdi. Bu analiz, yiyecek tüketimi sırasında diş yüzeyinde oluşan çizik ve çukurlar gibi izlerin sayısını belirlemeyi içeriyordu.
Bu analizlere ek olarak, araştırma ekibi polen çalışmaları gerçekleştirdi ve tortularda bulunan bitkilerin balmumu izotoplarını analiz etti. Ayrıca bölgedeki mikromemeliler, mikrokabuklular ve alg türleri tanımlandı.
Homininlerin Yayılımı
CENIEH’de gerçekleştirilen stratigrafik çalışmalar, bu bölgenin dağ eteklerinde lagünlerin oluşumunu destekleyen daha nemli bir faz sırasında oluştuğunu ortaya koydu. Bu süreçte çamurlar ve karbonatlar birikmiş, bu da fosil kalıntılarının korunmasını sağlamıştı.
Pliyosen ile Pleistosen arasındaki geçiş dönemi (Plio-Pleistosen geçişi), kuzey yarımküredeki buzullaşmaların ve küresel bir kuraklık eğiliminin başladığı dönemdir. Bu araştırma sayesinde, bu kuraklığın yerel düzeyde de mevcut olduğu ancak çok çeşitli bir ekosistemin parçası olduğu belirlendi.
Bölgesel mozaik yapılı bu çevre, Sahra’nın yeşillendiği geçiş dönemlerindeki anlarla birleşerek, memeli topluluklarının (homininler de dahil) Afrika’nın doğu ve orta bölgelerinden kuzeye doğru yayılmasını kolaylaştırmış olabilir. Bu durum, toplulukların, kaynakların kendi orijinal habitatlarına benzer olduğu ekosistemlere yerleşmelerine olanak tanımış olabilir.
Kuzey Afrika’da tespit edilen en eski homininlere dair kanıtlar, yaklaşık 2,5 milyon yıl önce Plio-Pleistosen geçişi sırasında Cezayir’deki Ain Boucherit bölgesinde bulundu. Bu ilk popülasyonun ekolojik bağlamı, atalarımızın ve diğer memelilerin bu bölgeye nasıl yayıldığını anlamak için kilit bir soru.
“Guefaït ile Ain Boucherit’in birbirine ne kadar yakın olduğunu düşündüğümüzde, bu kadar geniş bir bölgenin ekolojisini bilmek, ilk homininlerin hangi ekolojik kaynaklardan yararlanmış olabileceğine dair ipuçları sunabilir” diyor IPHES-CERCA araştırmacısı ve projenin eş direktörü M. Gema Chacón.
CENIEH. 7 Ekim 2024.
Makale: Ramírez-Pedraza, I., Tornero, C., Aouraghe, H. et al. (2024). Arid, mosaic environments during the Plio-Pleistocene transition and early hominin dispersals in northern Africa. Nat Commun15, 8393.
You must be logged in to post a comment Login