Araştırmacılar, 134 yıl önce çekilmiş soluk bir fotoğraftan, yüzyıllık bir taş kabartmayı üç boyutlu olarak yeniden oluşturmayı başardı.
Ritsumeikan Üniversitesi’nden Profesör Satoshi Tanaka liderliğinde ve Pekin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Dr. Jiao Pan’ın katkılarıyla geliştirilen yeni bir sinir ağı, yalnızca iki boyutlu bir fotoğraf kullanarak şaşırtıcı derecede ayrıntılı bir dijital model yaratabildi. Bu teknik, özellikle gizlenmiş, kazılmaya uygun olmayan ya da hassas yapılar için dijital koruma konusunda devrim niteliğinde bir adım olabilir.
UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Endonezya’daki ünlü Borobudur Tapınağı’nın giriş katında bulunan rölyef, ağaçlar ve antik mimariden oluşan bir fonda geleneksel kıyafetler içinde bir grup insanı tasvir ediyor. Kabartma, 19. yüzyılda yeniden inşa çalışmaları sırasında ortaya çıkarılırken çekilen siyah-beyaz bir fotoğrafla biliniyordu. Ancak bu rölyef daha sonra güçlendirme duvarlarıyla kapatılmış ve gözlerden uzak kalmıştı.
(İlgili: Yapay Zeka, Antik Roma’nın Kayıp Sırlarını Nasıl Açığa Çıkarıyor?)
Yıllarca, yalnızca iki boyutlu bir fotoğraftan bu eseri dijital olarak yeniden oluşturma çabaları, fotoğrafın sınırlı detayları nedeniyle başarısız oldu. Geleneksel yöntemler, rölyefin karmaşık detaylarını ve derinliğini tam olarak yansıtmakta zorlanıyordu.
Fakat Tanaka’nın ekibince geliştirilen yapay zeka, bu zorlukların üstesinden gelebiliyor. Bu yöntem, derinlik ve detayları ima eden eğrilik değişimlerini tanımlıyor. Yapay zeka, tipik kenar algılama tekniklerinde olduğu gibi yalnızca ani parlaklık değişimlerini değil, rölyefin yüzeyindeki kademeli eğrilikleri analiz ederek daha hassas bir derinlik anlayışı oluşturuyor.
Bu yaklaşım, özellikle yüz hatları gibi ince detayların yeniden oluşturulmasında önemli bir avantaj sağlıyor. Ağ, bu yumuşak kenarları analiz ettikçe rölyefin gerçek yapısını daha doğru bir şekilde algılıyor ve iki boyutlu bir fotoğrafta görülebilecek sığ değişimlerin ötesine geçiyor.
Tanaka, yaptığı basın açıklamasında, “Çoklu görev sinir ağımız, Borobudur’un zemin seviyesindeki rölyeflerini eski fotoğraflardan başarıyla yeniden oluşturdu. Bilgisayar görselleştirme ve sanal gerçeklik sayesinde araştırmamız, bu gizli eserleri sanal olarak keşfetme imkânı sunuyor” diyor.
3B modelleme, arkeolojide daha önce Kuzey Amerika’da da etkileyici sonuçlar vermişti. Alabama’daki “19. İsimsiz Mağara”da, yerli halkın kaya üzerine işlediği soluk figürler, fotogrametri kullanılarak keşfedilmişti. Bu teknoloji, çıplak gözle görülemeyecek ince detayların haritalanmasına ve korunmasına olanak sağladı.
Bu tür yenilikler, yapay zeka ve 3B modellemenin geçmişle günümüz arasında bir köprü kurduğunu ve antik sanat eserleri ile kültürel mirasa dijital erişim sunduğunu gösteriyor. İnsan gözünün kaçırabileceği detayları ortaya çıkaran bu teknolojiler, tarihî sanat eserlerini ve kültürel mirası eşi benzeri görülmemiş bir şekilde keşfetme ve anlama imkânı sunuyor.
Tanaka, teknolojinin geniş bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, “Bu teknoloji, yalnızca arkeologlar için değil, aynı zamanda VR ve metaverse teknolojileriyle küresel mirası koruma ve gelecekteki nesillere aktarma konusunda da yeni fırsatlar sunuyor” diyor.
Artnet News. 11 Kasım 2024.
Beynimizin Bu Kadar Büyümesinin Nedeni Bağırsaklarımız Olabilir
Göbeklitepe Aslında Ne Anlatıyor? Kimler, Neden, Nasıl Yaptı?
Göbeklitepe Aslında Ne Anlatıyor? Kimler, Neden, Nasıl Yaptı?
Afyon’da Homo erectus ve Neandertal İzleri: Yavuz Aydın Röportajı
Afyon’da Homo erectus ve Neandertal İzleri: Yavuz Aydın Röportajı
You must be logged in to post a comment Login