Çatalhöyük’te Akbaba Pençeli Mezarda Trepanasyon Örneği

Çatalhöyük’te 8.500 yıl önce 18-19 yaşlarındaki genç bir erkeğe kafatası ameliyatı yapılmış ancak birey ameliyattan sonra ölmüş.

Genç birey ameliyattan sonra yaşayamamış.

Çatalhöyük, MÖ 7.100 ile 5.950 yılları arasında, yaklaşık 1.200 yıl boyunca kesintisiz olarak iskan edildi. Zirve döneminde, birkaç düzine hektarlık bir alana sahip yoğun yapılı yerleşimin yaklaşık 2.000 kişiye ev sahipliği yaptığı tahmin ediliyor. Burada bitişik olarak yapılmış çok sayıdaki ev nedeniyle, yerleşime kuşbakışı bakıldığında bal peteği gibi görünüyordu. Evlere, çatılara yapılmış açıklıklardan merdivenle giriliyordu.

Bu yıl yapılan kazılarda, yaklaşık 8.500 yıl önce trepanasyon uygulaması yapılmış bir kafatasına rastlandı. Bireyin kafatası kemikleri üzerinde yaklaşık 2,5 santimetre çapında bir delik açılmış. Bu uygulamanın, baş ağrısı, beyin kanaması, kafa travması sonrası kırık kemik parçalarının ve kanın temizlenmesi, beyinde sıvı birikmesi gibi durumlar için yapıldığı düşünülüyor.

(İlgili: Çatalhöyük’te 8.200 Yıllık Sıradışı Bir Yapı Keşfedildi)

Çatalhöyük’te ilk kez net olarak trepanasyon örneği tespit edildiğini belirten Çatalhöyük Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Ali Umut Türkcan, “Geçen yıl buradaki bir evde bir akbaba pençesi ile kapatılmış bir mezara rastladık. Yedi bireyin bulunduğu mezarda antropoloji uzmanları detaylı incelemeler yaptı. Bir genç bireyin kafatasındaki delgi işlemi tespit edildi.” diyor.

Ameliyattan sonra yaşamamış

Geçtiğimiz yıl yapılan kazılarda yedi bireyin yer aldığı ilginç bir mezar bulunduğunu belirten Antropolog Prof. Dr. Handan Üstündağ, buradaki bireylerden birinin kafatasında delgi operasyonu yapılmış olduğunu söylüyor.

“Kafatasının yan tarafında yaklaşık 2,5 santimetre çapında, düzgün şekilde açılan dairesel bir kesitle yuvarlak bir kemik parça çıkartılmış. Bu esnada kafa derisini sıyırdıklarını gösteren birçok kesi iziyle karşılaştık. Bunun tedavi amacıyla yapılmış bir trepanasyon olduğunu düşünüyoruz. Bu iskeletin 18-19 yaşlarındaki genç bir erkeğe ait olduğunu tespit ettik.”

Araştırmacıların belirttiğine göre, söz konusu operasyondan sonra bireyin yaşadığına dair bir gösterge yok. Çünkü kemik dokuda herhangi bir iyileşme bulgusu yoktu. Bu operasyon yapıldığında bu kişi ya ölmek üzereydi ya da çoktan yaşamını yitirmişti.

Prof. Dr. Üstündağ, geçmiş çağlarda söz konusu uygulamanın tıbbi tedavi amaçlı yapıldığının bilindiğini söylüyor. “Trepanasyon; baş ağrısı, beyin kanaması, kafa travması sonrası kırık kemik parçalarının ve kanın temizlenmesi, beyinde sıvı birikmesi ve mental rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan bir yöntemdi.”

Anadolu’daki en eski trepanasyon örneklerinden biri

Çatalhöyük’te bulunan trepanasyon bulgusu, Anadolu’da şimdiye kadar bulunan en eski örneklerden biri olarak kabul ediliyor.

Daha önce Aksaray’daki Kızılkaya köyü yakınlarında yer alan Aşıklı Höyük ve Diyarbakır’ın Ergani ilçesindeki Çayönü Höyüğü kazılarında Çatalhöyük’ten en az bin yıl daha eski trepanasyon örnekleri bulunmuştu.

Prof. Dr. Üstündağ, “Bulgumuz Anadolu’daki en eski örneklerden biridir ve açılan deliğin büyüklüğü açısından da aynı döneme ait diğer örneklerden farklıdır. Bulgumuz günümüzden 8.500 yıl önce yaşamış insanların hastalıkları tedavi etmeye, yakınlarının acısını ya da ağrısını dindirmeye, ölümleri engellemeye çalıştıklarını gösteriyor. Bu bulgu tıp tarihi açısından da dikkat çekici.” diyor.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login