MS 2. yüzyıl tarihli Bacchus Tapınağı, Lübnan’ın Bekaa Vadisi bölgesinde yer alan Baalbek arkeolojik sit alanının bir parçası.
Bu tapınak kompleksi, Roma İmparatorluk dönemi mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.
Tanrı Bacchus’a adanmış bu muazzam anıt, en iyi korunmuş ve en görkemli Roma tapınak kalıntılarından biri. Muhtemelen MS 138-161 yılları arasında Roma İmparatoru olan Antoninus Pius tarafından yaptırıldı.
66 metre uzunluğunda, 35 metre genişliğinde ve 31 metre yüksekliğinde olan tapınak, hemen yanındaki büyük Jüpiter Tapınağı’ndan sadece biraz daha küçük. Doğu-Batı eksenindeki podyumun çevre duvarı, 19’u dik duran İon kaideli 42 yivsiz Korint sütunundan oluşan bir sütun dizisi ile süslenmiş.
Tapınağın içi 30 metre uzunluğunda bir nef ve bunun 2 metre üzerinde yükseltilmiş ve 13 basamakla çıkılan bir platform üzerinde 11 metre uzunluğunda bir adytum ya da kutsal alana bölünmüş. Zengin bir şekilde dekore edilen tapınak, Bacchus figürleriyle yontulmuş anıtsal kapısıyla etkileyici boyutlarda.
Avrupa’nın dikkati Baalbek’teki kalıntılara ilk kez 16. yüzyılda yöneldi. Antik yerleşimin büyük bir kısmı deprem nedeniyle yıkılmış olsa da 1898-1903 yıllarında bir Alman keşif heyeti iki büyük Roma tapınağını – Jüpiter ve Bacchus tapınaklarını – kazarak kalıntıları yeniden inşa etmeye başladı.
1970’lerin ortalarında başlayan Lübnan iç savaşı sırasında, Baalbek arkeolojik alanının korunması zorluklarla karşılaştı. 1984 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak belirlenen Baalbek’in, iş savaşın bitmesinin ardından, 1990’larda Lübnan hükümeti tarafından korunması ve restorasyonu için yeniden çalışmalar başlatıldı.
Alman Arkeoloji Enstitüsü, Bacchus Tapınağı ve tüm tapınak kompleksi üzerinde bir dizi arkeolojik kazı ve araştırma yaptı. Kabartmaların ve heykellerin belgelenmesi, kalıntılardaki fauna üzerine arkeozoolojik araştırmalar, kentsel gelişim ve Baalbek ile ilişkisi gibi konularda alan sürekli olarak araştırılıyor ve değerlendiriliyor.
Baalbek, Lübnan’ın doğusunda antik bir Roma kentinin kalıntılarını kapsayan büyük bir arkeolojik kompleks. Beyrut’un yaklaşık 80 km doğu-kuzeydoğusunda yaklaşık 1130 metre yükseklikte yer alan bu kompleks hakkında Yunanların Suriye bölgesini ele geçirdiği MÖ 332 yılından öncesine kadar hiçbir şey bilinmiyor. Büyük İskender’in ölümünden sonra bölge, Mısır’ın Ptolemaios hanedanının eline geçti ve Heliopolis olarak adlandırıldı.
You must be logged in to post a comment Login