Fırat Nehri’nin etkileyici manzarasında, Gaziantep sınırlarındaki Rumkale, Güneydoğu Anadolu’nun en dikkat çeken tarihi mekanlarından biri. Peki, bu özel kaleyi ne kadar tanıyoruz? Rumkale’nin zengin tarihine ve önemine birlikte bir göz atalım.
Fırat Nehri’nin üzerinde, etkileyici bir kaya oluşumu üzerinde kurulmuş olan bu kale, tarihin birçok döneminde farklı uygarlıklar tarafından kullanılmış. Rumkale ve çevresiyle ilgili antik kaynaklardaki ilk bilgi, Asur Kralı III.Salmanazar’ın MÖ 800’de ele geçirdiği “Şitamrat” yerleşimi olarak karşımıza çıkıyor. Antik dönemden günümüze kadar Şitamrat, Kal-a Rhomayta, Hromklay, Ranculat, Kal-at el Rum, Kal-at el Müslimin ve Kale-i Zerrin (Altın Kale) gibi bir çok isimle anılan Rumkale’deki günümüze ulaşan mimari kalıntılar Geç Roma ve Ortaçağ karakteri taşıyor.
Aynı zamanda, Roma döneminde Hz. İsa’nın havarilerinden Yohannes’in Rumkale’ye gelip yerleşmesi nedeniyle, Rumkale Hıristiyanlık tarihinde de önemli bir role sahip.
Kalede bugün görülebilen kalıntılar arasında Şair Aziz Nerses Kilisesi, Barşavma Manastırı, çok sayıda yapı kalıntısı, su sarnıçları, kuyu ve hendek sayılabilir. Rumkale’nin güneyinde yer alan Şair Aziz Nerses Kilisesi, 1173’te Şair Aziz Nerses tarafından yaptırılmış. 18. yüzyılda Rumkale’yi ziyaret eden Richard Peacock, yapıdan gotik tarzda küçük ama güzel bir kilise olarak bahsetmiş. Kuzeyinde yer alan Barşavma Manastırı ise 13. yüzyılda Yakubi Azizi Barşavma tarafında kendi adına inşa ettirilmiş. Birbirine bitişik iki yapıdan oluşan manastırın bazı bölümleri ayakta kalarak günümüze ulaşmış durumda.
Rumkale, Merzimen Çayı’nın Fırat Nehri’ne döküldüğü alandaki kayalıklar üzerinde, asırlardır tarih ve doğanın muhteşem birlikteliğini sunarak, zamanın ötesinde bir yolculuğa davet ediyor.
You must be logged in to post a comment Login