Dünyanın ilk tecrit hastanesinin inşa edildiği, İtalya kıyılarındaki bir adada bulunan 900 iskeletin dişlerinden DNA örnekleri alınıyor.
İtalyan yetkililer, karantinaların etkisini belirlemeye yardımcı olmak amacıyla farklı disiplinleri barındıran bir grup araştırmacıya, Kara Ölüm olarak adlandırılan ve 14. yüzyılda milyonlarca insanın ölümüne neden olan veba salgınında ölen bireylerin kalıntılarına erişim sağladı.
Güney Florida Üniversitesi Kültür ve Çevre Çalışmaları Enstitüsü’nden bir ekip, 1423 yılında dünyanın ilk tecrit hastanesinin inşa edildiği, İtalya kıyılarında bulunan bir ada olan Eski Lazzaretto’daki kazılarda ortaya çıkarılan 900 iskeletin dişlerinden DNA örnekleri alıyor.
Antropoloji dalında profesör Robert Tykot, “İlk kez, tek bir lokasyonda patojenlerin bir grup DNA dizilerini ve buna paralel olarak yerel popülasyonlardaki DNA içerik değişimlerini inceleyebiliyoruz.” diyor. “Böylelikle, günümüz virüslerindeki hızlı mutasyonlar ya da aşılanmış bireylerin varlığı nedeniyle engellenemeyerek ortaya çıkan patojen ile insanların ortak evrimi üzerinde ilk kez bir çalışma yapabiliyoruz.”
(İlgili: Karantina Ne Zaman ve Nasıl Ortaya Çıktı?)
Misafir araştırma görevlisi Andrea Vianello, yerleşim yeri ile ilgili ilk genetik veritabanını oluşturmak için koruma grupları ile bir proje koordine düzenliyor ve böylelikle genetiği de etkileyen maske kullanımı ile karantina gibi kapanma tedbirlerinin uygulanıp uygulanmadığını belirlemek amacıyla 300 yıllık bir süre boyunca patojen ve insanların evriminin izlerini sürüyor.
Vianello, “Venedikliler, pandemilerin üstesinden gelebilmek için karantina uygulaması yaptılar ve maske kullandılar. Bu durum işe yaramış gibi görünüyor.” diyor. “Projemiz, aşı ve ilaçlar bulunmadan önce gerçekleştirilen bu uygulamaların etkinliğini bilimsel olarak test edecek. Böylelikle karantina adasında uygulananların herhangi bir epidemiyi durdurup durdurmadığını görmüş olacağız.”
Ekip bu yılın başlarında, Ürdün’ün Ceraş (Jerash) şehrindeki bir toplu mezar alanında bir önceki bin yılı vuran dünyanın ilk veba salgını olan Jüstinyen Vebası’nın izlerini sürmeye başlamalarıyla birlikte tarihteki veba salgınlarıyla ilgili bir araştırma başlattı. Tykot ve Vianello, Ürdün’de yaptıkları çalışmalardaki bulgularını sunmak, mevcut durumda bulunan ve gelecekte yaşanabilecek salgınları ele alıp yönetebilmek için geçmişteki pandemileri kavramanın önemini açıklamak amacıyla uluslararası bir konferans düzenledi.
Genetik bilimci Rays Jiang, Ürdün’deki veba salgınına neden olan bakterinin tanımlanmasına katkıda bulundu ve araştırmalarını genişletmek için heyecan duyuyor. Aynı zamanda bir Dünya Miras Alanı olan Eski Lazzaretto’yu, zaman kapsülü ve genetik bilim dalı için bir hazine olarak nitelendiriyor.
Jiang, “Bu eşsiz karantina adasında insan yaşamını ciddi şekilde tehdit eden veba patojeni, yeni ortaya çıkan sifiliz (frengi) patojeni ve hayvanlardan bulaşan şarbon patojeni bulunuyor olabilir.” diyor. “İlk kez, üç yüzyıl boyunca insan popülasyonlarında birçok patojenin bir arada bulunduğunu tespit etmiş oluyoruz.”
Ekip, kalıntılar üzerinde daha fazla analiz yapmak ve genetik yapının nasıl ifade edildiğini gösterebilen, hastalıkla ilişkili proteinlerin etkileşiminin kapsamlı bir haritasını sağlayarak ilaç geliştirme çalışmalarını kolaylaştırabilen bir analiz olan proteomik çalışmalarını yürütmek için fon başvurusunda bulunuyor.
Jiang, “Eski pandemileri incelemek; salgın modellerini belirlememize, patojen evrimini takip edebilmemize, kültürel ve sosyal şartları anlayabilmemize, hatalardan ders çıkarabilmemize, karşılaşılabilecek zorlukları önceden tespit edip ona göre hareket edebilmemize ve halk sağlığı politikalarını bunlara göre oluşturabilmemize olanak sağladığından, gelecekte yaşanacak salgınları önlemek için faydalı.” diyor.
Bu projede elde edilen bulgular, yaklaşık beş yıl içerisinde açılması beklenen İtalya’daki yeni Venedik Lagünü Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde kalıcı bir sergide gösterilecek.
University of South Florida. 19 Temmuz 2023.
You must be logged in to post a comment Login